Adına kayıtlı arsası arazisi olanlar dikkat! Bunu yapmayanların arsası devlete kalacak
Tarım Sektöründe Devrim: Toprak Mirası Yeni Bir Döneme Geliyor!
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Türkiye'nin tarımsal üretimini yeniden şekillendirmeye yönelik çığır açıcı bir planın ipuçlarını paylaşıyor. Gizligider, miras yoluyla aktarılan tarım arazilerinin atıl duruma gelmesini engellemek amacıyla çarpıcı bir adım atıyor.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından düzenlenen 'Tarımın Kalbinden Dünyaya: Antalya Tarım Zirvesi' adlı toplantıda, tarım sektörünün geleceği masaya yatırıldı. Güvenilir Ürün Platformu iş birliğiyle gerçekleştirilen bu önemli toplantıda, tarım sektörünün milli stratejilerini belirlemek ve kamuyu bilgilendirmek amacıyla 4 panel düzenlendi.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider ise toplantının açılış konuşmasında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Gizligider, Türkiye'de tarımsal üretimde devrim niteliğinde bir planın hayata geçirileceğini ifade etti. 5 Nisan 2023'te Resmi Gazete'de yayımlanan yasa hakkında konuşan Gizligider, "Tarım ürünlerinin fiyatlarında yaşanan dalgalanmaları sona erdireceğiz. Artık kim, nerede, ne kadar üretecek, bu konuda net kararlar alacağız. Ülkenin her gün 100 milyon kişiyi beslediği bir dönemde, üretim planlaması kaçınılmaz bir gereklilik" dedi.
Gizligider'in bu açıklamaları, tarım sektöründe köklü değişikliklerin habercisi olarak dikkat çekiyor. Miras yoluyla geçen toprakların ekilmemesi halinde kiralanacağı bu yeni sistem, tarım sektörünü daha sürdürülebilir ve planlı bir geleceğe taşıyacak gibi görünüyor. Ancak, bazı çiftçilerin bu yeni düzenlemeye itiraz edebileceğini söylemek de mümkün. Gizligider, "10 yıl sonra ekim yapamayacak duruma gelebiliriz" uyarısında bulunarak, üretim planlamasının önemini vurguluyor. Tarım sektörü, bu dönüşümle geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlanıyor gibi görünüyor.
Gizligider: Konya'daki Obruklar ve Türkiye'nin Küresel Rolü
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, su kaynaklarının yanlış kullanımı ve su sıkıntısına dikkat çekerken, Konya'da oluşan 600-700 civarı obruk sorununa vurgu yaptı. Gizligider, bu obrukların, mısır gibi ürünlerin olmayacak yerlerde yetiştirilmesi ve 600-700 metre derinlikten su çekilmesi sonucunda oluştuğunu açıkladı. Bu obrukların, ilerleyen yıllarda köyleri ve apartmanları tehdit edebileceğini belirtti.
Ayrıca, Türkiye'nin coğrafi konumunun ve 4 saatlik uçak yolculuğuyla dünya aktif nüfusunun yüzde 65'ine ulaşabilme avantajına dikkat çeken Gizligider, Türkiye'nin ihracatının dünya ekonomisine etkisini vurguladı. Gizligider, Gaziantep'teki dünyanın 2. büyük makarna fabrikasına atıfta bulunarak, buğday ithalatına yönelik eleştirilere yanıt verdi. Aynı zamanda, ülkenin ekonomik büyüklüğünün 2002'den bu yana hızla arttığını ve tarım sektörünün ihracatının 2022 itibarıyla 30 milyar doları bulduğunu ifade etti.
Gizligider, Türkiye'nin dünya ekonomisine ve ticaretine olan katkısını vurgulayarak, ülkenin yapacağı her hamlenin dünyayı etkileyebileceğine işaret etti. Türkiye'nin Asya, Avrupa ve diğer bölgeleri doğrudan etkileyebilecek bir güce sahip olduğunu belirterek, ülkenin küresel bir aktör olduğunu ve bu rolünü daha da güçlendirebileceğini dile getirdi.
Gizligider'den Devrim Niteliğinde Tarım Planı: Yorgun Domates Sendromu ve Organize Tarım Bölgeleri
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Türkiye'nin tarım sektöründe yaşanan sorunlara çözüm bulmak için önemli bir adım atıyor. Gizligider, sözleşmeli üretim sisteminin çiftçilerin rahatlamasını ve tedarikçilerin risk almamasını hedeflediğini açıkladı.
Ürünlerin tarladan çıkış fiyatı ile tüketiciye ulaştığı fiyat farkını "yorgun domates sendromu" örneğiyle açıklayan Gizligider, bu konuda şunları söyledi: "Antalya'dan yola çıkan bir domates, 800 kilometre yol alarak İstanbul'a ulaşıyor. Bu süreçte fiyatı sıfır lira olan domates, İstanbul'da 22 lira oluyor. Üretici hiçbir kar elde edemiyor, tüketici ise yüksek fiyatlarla ürünü satın alıyor. Bu sorunu çözeceğiz."
Gizligider, Türkiye'de yaşanan göç eğilimine de değindi. Sanayileşme, refahın artışı ve kültürel nedenlerle büyük şehirlere olan göçün arttığını belirten Gizligider, bu soruna engel olamadıklarını ifade etti. İstanbul gibi büyük şehirlerde tarım, yerleşim ve yeşil alanların giderek daraldığını belirten Gizligider, Organize Tarım Bölgeleri (OTB) kurarak bu soruna çözüm getireceklerini açıkladı. Seraların kullanılacağı bu bölgeler, 5 yıl içinde 100 adet kurulacak.
Gizligider, iç tüketimde daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulayarak, ürünlerin uzun yolculuklar yapmadan, daha yakın kaynaklardan tüketilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin tarım sektöründe büyük değişikliklere hazırlanıyor gibi görünüyor.
Gizligider: Toprakları Yeniden Üretime Kazandırıyoruz!
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Türkiye'nin tarım sektöründe köklü değişikliklere imza atmaya hazırlanıyor. Gizligider, üretim planlaması ile çiftçilere verilecek desteklerin nasıl belirleneceğini ve hangi bölgelerde üreticilere ne kadar destek sağlanacağını anlattı.
Gizligider, uzun yıllar boyunca "Atıl tarım arazileri ekilsin" veya "Boş arazi bırakmayın" gibi ifadelerin yaygın olarak kullanıldığını belirtti. Ancak özel mülkiyet hukukunun da geçerli olduğunu ve bu nedenle aileler arasında bölünmüş toprakların kullanılmasının zorlaştığını ifade etti. Bu sorunu çözmek için bir uygulama başlattıklarını ve 5 Nisan 2023 itibarıyla bu uygulamanın başladığını açıkladı.
Gizligider, bu uygulamayı şu şekilde açıkladı: "Eğer bir toprak parçası 2 yıl içinde işlenmiyorsa, kiraya verilmiyorsa veya üretim yapılmıyorsa, bu toprağı en yakın yerleşim yerinden başlayarak dijital kiralama yöntemiyle kiralamayı planlıyoruz. Bu sayede atıl kalan toprakları üretime kazandıracağız. Kiradan elde edilen gelir de kişilerin banka hesaplarına yatırılacak ve böylece boş arazileri değerlendirmiş olacağız."
Gizligider'in bu planı, tarım sektöründe verimliliği artırmayı ve atıl toprakların değerlendirilmesini amaçlıyor. Bu adım, boş arazilerin verimli hale getirilmesini ve ülkenin tarımsal potansiyelinin artırılmasını hedefliyor. Gizligider'in planına göre, miras yoluyla aktarılan tarım arazileri 2 yıl boyunca işlenmezse, bu topraklar dijital kiralama yöntemiyle kiralanacak. Bu adım, atıl kalan toprakları üretime kazandırmayı ve tarım sektörünü daha sürdürülebilir hale getirmeyi amaçlıyor. Türkiye'nin tarım potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için atılan bu adım, tarımın geleceğini şekillendirmeye yönelik önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Kaynak:HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.