Ahmet Sorgun'dan HİSDER üyelerine Bangladeş izlenimleri
HİSDER’in (Hikmet İlim ve Sanat Derneği) Karatay Belediyesi Şemsi Tebrizi Sosyal Tesisleri’nde düzenlediği Pazartesi Toplantısı’nda, 26 ve 27. Dönem Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, "Bangladeş İzlenimleri" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sorgun, Güneydoğu Asya’da yer alan ve Hindistan, Myanmar ve Bengal Körfezi ile sınır komşusu olan Bangladeş’e gerçekleştirdiği geziye dair gözlemlerini dernek üyeleriyle slaytlar eşliğinde paylaştı.
Ahmet Sorgun, Bangladeş’in tarihi hakkında bilgi vererek, 13. yüzyıldan önce bölgede Hindu ve Budist devletlerin hüküm sürdüğünü, İslamiyet’in ise 8. yüzyılın sonlarında Arap tüccarlar aracılığıyla bölgeye ulaştığını belirtti. 1204 yılında Türk Komutan Muhammed Bahtiyar Haleci’nin fethettiği Bangladeş, bağımsız sultanlıklarca yönetildikten sonra 200 yıl Babür İmparatorluğu’nun hâkimiyetinde kaldı. Daha sonra İngiliz sömürgesi altına giren ülkenin bu dönemde yaşadığı baskılara da dikkat çeken Sorgun, sömürgecilik faaliyetlerinin halk üzerindeki etkilerini Britanya Doğu Hindistan Şirketi üzerinden örneklendirdi.
İngiliz Sömürgesi ve Bağımsızlık Süreci
Ahmet Sorgun, Bengal halkının İngiliz sömürgeciliğine karşı ilk Müslüman direnişlerini 19. yüzyılın başlarında başlattığını söyledi. Müslümanların teşkilatlanmaya yöneldiği bu süreçte 1906 yılında kurulan Tüm Hindistan Müslümanları Birliği’nin önemine değinen Sorgun, 1947’de İngiliz sömürgesinin sona ermesinden sonra Bengal’in Doğu ve Batı Bengal olarak ayrıldığını belirtti. 1960’lardan itibaren Hindistan’ın etkisiyle bağımsızlık fikrinin güçlenmesi ve Urducanın resmi dil olarak dayatılmasının isyanlara yol açtığını aktardı. 1971 yılında Hindistan’ın da desteğiyle Bangladeş Halk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan ettiğini ifade etti.
Bağımsızlık Sonrası Siyasi Çalkantılar
Sorgun, bağımsızlık sonrası Bangladeş’in seküler ve sosyalist bir temel üzerine kurulduğunu, ancak darbelerin ve siyasi istikrarsızlıkların devam ettiğini anlattı. Mucib-ur Rahman’ın 1975’te bir darbeyle devrilmesinden sonra iktidarın sürekli el değiştirdiğini, 1990’lardan itibaren iki güçlü kadın lider olan Şeyh Hasina Vecit ve Halide Ziya’nın siyasette öne çıktığını belirtti. Sorgun, Hasina’nın 2008 seçimlerinden sonra savaş suçlarına yönelik mahkemeler kurarak idam cezalarının uygulanmasını sağladığını ifade etti.
İnsan Hakları ve Türkiye’nin Rolü
Ahmet Sorgun, Bangladeş’teki siyasi baskılar ve insan hakları ihlallerine dair gözlemlerini paylaşarak, ülkede gazeteciler, aktivistler ve öğrencilerin yoğun baskılara maruz kaldığını dile getirdi. Bangladeş’teki seçim sistemine dair Türkiye’nin deneyimlerini paylaştıklarını da ekleyen Sorgun, Türkiye’nin yardım kuruluşlarının, özellikle Arakan Müslümanları için yapılan insani yardım faaliyetlerinde büyük rol oynadığını belirtti.
Türkiye ve Bangladeş İlişkileri
Sorgun, Bangladeş’te Türkiye’ye ve Türk liderlere duyulan sevgiye dikkat çekti. Halkın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a olan hayranlığını ifade ettiğini ve çocuklarına “Tayyip” ve “Erdoğan” isimlerini verdiklerini aktardı. Türk televizyon dizilerinin ve Türkiye’nin tarihine duyulan ilginin ülkede yoğun bir sempati oluşturduğunu belirtti.
Programın sonunda HİSDER Başkanı Dr. Önder Kutlu ve Başkan Yardımcısı Mustafa Dündar, Ahmet Sorgun’a dernek adına bir hediye takdim etti. Toplantı, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Kaynak:HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.