Altay, yerel iklim eylemi zirvesinde konuştu
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai şehrinde düzenlenen programda, küresel iklim değişikliğinin şehirler üzerindeki yıkıcı etkileri ve bununla başa çıkmak için alınması gereken önlemlere ilişkin görüşlerini paylaşan Başkan Altay, COP’un küresel çapta iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerini belirlemek ve uluslararası iş birliğini sağlamak için çok önemli fırsatlar sunan bir konferans serisi olduğunu söyledi.
Başkan Altay, bu konferansların dünya genelinde iklim eylemi için bir çerçeve oluşturarak karar alıcıları, uzmanları ve paydaşları bir araya getirdiğini belirterek, “Küresel kalkınma gündemini hayata geçirmek, iklim değişikliği etkileriyle mücadelede kritik bir rol oynamaktadır. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Paris Anlaşması, Sendai Çerçevesi, Yeni Kentsel Gündem, Addis Ababa Eylem Gündemi gibi taahhütler ve COP bu mücadelede temel belirleyicilerdir” dedi.
“UCLG'NİN LİDERLİĞİ İNSANLIĞIN GELECEĞİ İÇİN UMUT VERİCİ ADIMLARIN ATILMASINI SAĞLAMAKTADIR”
Şehirlerin küresel arenadaki rolünün büyük bir önem taşıdığına dikkati çeken Başkan Altay, şöyle devam etti:
“Bizler de UCLG ailesi olarak küresel meselelerde bir paydaş olduğumuzu kanıtlamış durumdayız. Özellikle sürdürülebilir kentsel gelişim hedefi olan SKA-11 ışığında şehirleri daha kapsayıcı, güvenli, dirençli ve sürdürülebilir hale getirmek için elimizden geleni yapmaktayız. UCLG’nin şehirleri uluslararası alanda temsil etmesi ve liderliği, insanlığın geleceği için umut verici adımların atılmasını sağlamaktadır. Ancak tüm çabalarımıza rağmen karşı karşıya olduğumuz büyük bir zorluk vardır. Bu zorluk iklim değişikliğinin neden olduğu kayıp ve hasarlardır. Bu zorluk, sürdürülemez kalkınma modellerinin eşitsizliğin ve diğer olumsuz etkilerin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.”
COP 28’nin önemli bir konusu olan kayıp ve zarar kavramlarını ele almak üzere toplandıklarını aktaran Başkan Altay, şunları kaydetti:
“Bu kavram iklim krizinin etkilerine maruz kalan ve maddi imkansızlıklar nedeniyle risk yönetimini gerçekleştiremeyen ülkelerin mağduriyetini ifade etmektedir. Bu mağduriyet iklim krizinin şiddetlendirdiği tayfunlar, kasırgalar gibi acil durumlarla sınırlı değildir. Aynı zamanda yükselen deniz seviyeleri, artan erozyon ve tuzlanan toprakların tarım için el verişsiz hale gelmesi gibi uzun vadeli etkiler de bu kapsamda değerlendirilmektedir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.