Merkez-i Umumî'nîn 1915 yılı başlarında aldığı karar üzerine ilk olarak Beykoz'da, ilerleyen aylarda ise Tuzla, Adapazarı ve Eskişehir'de açılan çiftliklerde çalışmalara başlandı.
15 Cemiyetin ziraî üretim yaptırdığı bir diğer yer de Konya'nın Sarayönü bölgesiydi. Aslında Hilal-i Ahmer'in daha evvel Sarayönü'nde bir şubesi bulunuyordu ve savaş yıllarında ihtiyaç duyduğu hububatı bölgeden toplayıp muhafaza edeceği büyük bir ambarı da vardı.
İstasyona yakın olan bu ambarda muhafaza edilen hububat hastanelerin ihtiyacı için kullanılıyordu.
Ancak savaşın ilerleyen yıllarında, özellikle İstanbul'da çıkan yangınlar sebebiyle kıtlık artmış ve cemiyetin yardım etmek istediği muhtaç sayısı çoğalmıştı.
Bu nedenle çok geniş araziler üzerinde ziraî üretim yapma lüzumu ortaya çıkınca Ziraat Nezâreti'nin teşvik ve yardımıyla Sarayönü'nde Muhacirîn Umum Müdürlüğü'nden satın alınan arazi (müstemlekeHilal-i Ahmer Cemiyeti Sarayönü Çiftliği üzerindeki çiftlikte 1917 yılının sonlarında faaliyete başlandı.
Cemiyet burada faaliyete başladığında mevsim ziraat için pek de uygun değildi. Buna rağmen, harp nedeniyle acil gıda ihtiyacı göz önüne alınarak "seri harp ziraati" yapılmış ve buğday, arpa, burçak, fasulye, bakla, nohut, mercimek, mısır, bezelye ve çeşitli sebze ekilmişti.
Sarayönü Çiftliği'nde ziraat yapılacak yaklaşık 12.000 dönümlük bir arazi vardı. Bu arazi üzerinde daha evvel Muhacirin Umum Müdürlüğü ziraat yaptığından Hilal-i Ahmer araziyi teslim aldığında çiftlik içerisinde bozuk traktörlerin olduğunu görmüş ve böylesine geniş bir arazinin ekilip biçilmesinde traktörlerin büyük fayda sağlayacağını bildiği için bunları tamir ettirerek kullanmaya başlamıştır.
Cemiyet çiftliği teslim aldığında, ziraat işlerinde kullanılmak üzere daha evvel Ziraat Nezareti'nden alınan ve bakımı Alman mühendisler tarafından yapılan üç adet benzinli traktörü bozuk halde bulmuştu.
Çiftlikte ziraat işlerinde kullanılmak üzere ayrıca buharla çalışan bir makine ve
pulluk bulunuyordu. Cemiyetin çiftlikte ilk yıl boyunca yaptığı seri harp ziraati sayesinde elde edilen ürünler depolara nakledildiği gibi, bozuk olan makinelerin tamiri ile hasat mevsiminde amele eksikliğinden dolayı ürünlerini tarladan toplayamayan köylülerin mahsulleri de çürümekten kurtarılmıştı.
Bu ilk yıl yapılan ziraî üretim neticesinde elde edilen ürünlerin bir kısmı daha sonra Merkez-i Umumî'nin ambarlarına gönderildi. Tamir edilen makinelerin yardımıyla ziraate ayrılan arazinin büyük bir kısmı 1918 yılının ilkbaharında yapılacak ekim için sürüldü (nadas edildi).
Çiftliğe ait arazinin oldukça geniş olması nedeniyle bu üç traktör yetersiz kaldığından işlerin aksamaması için atlardan da faydalanıldı. Tarladaki mahsulün ambarlara taşınması, ormanlardan kesilen odunların çiftliğe getirilmesi veya trenlerle gelen malzemelerin istasyondan çiftliğe nakledilmesinde atlardan istifade ediliyordu.
Çiftlikte kullanılan traktör ve diğer mekanik araçların bakımı ayrı bir öneme sahipti ve makinelerin bakım ve onarımı için baş makinistle birlikte toplam dokuz personel istihdam edilmişti. Baş makinist Kemil Hevi bu ekibin başında bulunuyordu ve makinist ameleleri olarak da Rashli William, John Joseph, Wilson Fred, Arche Seril, Dawer Denis, Shipping William, Thomas John ve L.G. Sidlung görev yapıyordu. Bu ekibin görevi çiftlikte bulunan traktör ve diğer makinelerin mutat bakım ve onarımını yapmak, herhangi bir arıza durumunda tamiri ile ilgilenmekti.
Çiftlikte tamiri mümkün değilse bozulan aksam Sarayönü İstasyonu'na getirilir, buradan da trenle Konya'ya gönderilirdi. Makinistler, traktörlerin kırılan aksamlarını ve traktöre ait akümülatörleri tamir ettirmek için sık sık Konya'ya giderler, orada makineler için gerekli olan yağın yanında çiftliğin diğer ihtiyaçlarını da karşılar ve beraberlerinde getirilerdi.
Sarayönü Çiftliği 1917 yılının sonbahar aylarında faaliyete geçmişti, ancak cemiyetin acilen gıda ürünlerine ihtiyacı olduğundan mevsimin uygunluğuna bakılmaksızın hemen ziraate başlandı. İlk yıl buğday, arpa, burçak, fasulye, nohut, mercimek, mısır, bezelye ve sebze ekildi.
Çiftlikte ekime ayrılan alan 12.000 dönüm büyüklüğündeydi ve bir sonraki yıl bunun 2.300 dönümüne buğday, diğer bölümüne ise farklı hububat ve sebze ekilmesi planlanmıştı. 1918 yılı içerisinde buğday, arpa, yulaf, burçak, patates, mısır, fasulye, nohut, mercimek, patates, pırasa, bezelye ve soğan ekimi yapıldı.
Bu ürünlerin bir kısmı sayısı kimi zaman yüzü bulan personelin günlük istihkakı için ayrılırken geri kalan kısmı belirli bir süre Sarayönü'nde bulunan Hilal-i Ahmer ambarında muhafaza ediliyor, daha sonra da duruma göre Konya'ya veya cemiyetin talebine göre İstanbul'a gönderiliyordu.
Devamı gelecek…