Sabri Ülker Vakfı tarafından genç bilim insanlarını desteklemek üzere verilen 2023 Sabri Ülker Bilim Ödülü'ne Doç. Dr. Elvan Böke layık görüldü.
Harvard Sabri Ülker Merkezi tarafından Kadir Has Üniversitesi'nde düzenlenen Metabolizma ve Yaşam Sempozyumu, genç bilim insanlarına yönelik en prestijli ödüller arasında yer alan Sabri Ülker Bilim Ödülü Töreni'ne de ev sahipliği yaptı.
Bağımsız jüri tarafından değerlendirilen ve bu yıl 8'incisi verilen Sabri Ülker Bilim Ödülü'nü, İspanya'da bulunan Genomik Düzenleme Merkezi'nin (CRG) Grup Lideri Doç. Dr. Elvan Böke, "Yumurta hücrelerinde yaşlanmayı tersine çevirmeyi hedefleyen" çalışmasıyla kazandı.
Gerçekleştirilen basın toplantısının ardından ödül töreni yapıldı. Doç. Dr. Böke'ye ödülü, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ülker, Harvard Sabri Ülker Merkezi Başkanı ve Sabri Ülker Bilim Ödülü Jüri Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu Feyiz ve Nobel Ödüllü Prof. Dr. Randy Schekman tarafından takdim edildi.
- "Yıldız Holding olarak bilimsel çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz"
Ödül töreninde konuşan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ülker, Harvard Üniversitesi ve Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil ile olan iş birliklerinin neredeyse 10 yıldır sürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Bilimde 10 senelik bir zaman dilimi pek de uzun değil, çünkü bilimsel araştırmalar sonsuz bir sabır, sayısız deneme-yanılma ve ciddi bir adanmışlık gerektiren süreçler. Dolayısıyla bilim yılıyla baktığımızda son derece kısa bir zaman dilimine denk gelen bu süreçte Harvard Sabri Ülker Merkezi'nin topluma geri dönüş sağlama konusundaki muazzam adımları beni oldukça mutlu ediyor. Gökhan Hoca'yı ve tüm ekibini bu süreçte elde ettikleri somut adımlar ve gerçekleşen neticeler için kutluyorum.
Kendileri topluma sağladıkları katkıların yanı sıra genç bilim insanları için de ilham kaynağı oluyor. Bu ödül töreni de aslında bunun bir sonucu. Ne mutlu bize ki bu sene de bu ilham öykülerine genç bilim insanı Doç. Dr. Elvan Böke'nin çalışmasıyla bir yenisi daha eklendi. Yıldız Holding ve Ülker ailesi olarak büyük bir iftiharla takip ettiğimiz bilimsel çalışmaları desteklemeye devam edeceğiz. Bu desteğimizin önemli bir parçası olan Bilim Ödülü'nün ise merhum Sabri Ülker'in ismini ve değerlerini yaşatmanın en kıymetli yollarından biri olduğunu düşünüyorum."
- "Güçlü, etkin bir bilim ağı oluşturmayı hedefliyoruz"
Prof. Dr. Hotamışlıgil de bilimin gelişmesi, gençlerin bilimsel çalışmalara daha çok yönelebilmeleri için mevcut çalışmaların duyurulması ve bu alana katkı sunan araştırmacıların desteklenmesi açısından Sabri Ülker Bilim Ödülü'nü çok kıymetli bulduğunu söyledi.
Sabri Ülker Vakfı ve Harvard Sabri Ülker Merkezi ile tüm dünyada geleceğin yıldızları olacak genç Türk bilim insanlarını teşvik etmeyi amaçladıklarını aktaran Hotamışlıgil, şöyle devam etti:
"Hem birbirleri hem de ülkemizle bağlantıları güçlü, etkin bir bilim ağı oluşturmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda bilimsel kapasitemizin evrensel çerçevedeki etkinliğinin gelişip güçlenmesine verdikleri katkılardan dolayı Ülker ailesine ve Sabri Ülker Vakfı'na minnet duygularımı ifade etmek isterim. Bilim Ödülü'nü kazanan genç bilim insanlarının daha şimdiden müthiş başarılara imza attıklarını görüyor ve gururlanıyoruz."
Hotamışlıgil, "Doç. Dr. Elvan Böke'nin örnek bir bilim insanı ve rol model olarak bu seçkin gruba katılmasından büyük bir memnuniyet duyuyor ve kendisini tebrik ediyorum. Kendisinin de katkılarıyla güçlenerek ortak düşlerimize bir adım daha yaklaştığımıza inanıyorum." diye konuştu.
- "Hedefimiz, üreme hastalıklarının tedavisinde büyük bir adım atmak"
Çalışmalarında "yumurta hücrelerinin gizemlerini" ortaya çıkarmaya odaklanan Doç. Dr. Böke ve ekibi, yumurta hücrelerinin sahip oldukları farklı organelleri sayesinde toksik proteinlerden zarar görmediklerini keşfetti.
Kadınların üremesiyle birebir bağlantılı olan yumurta hücreleri üzerinde bugüne kadar çok az bilimsel çalışma yapılmasından hareketle yürütülen araştırma kapsamında, yumurta hücresinin gizemleri öğrenilerek kadınların 40 yaş sonrasında karşılaştıkları doğurganlık sorunlarına çözüm bulmak hedefleniyor.
Doç. Dr. Böke de yumurta hücrelerinin kadınlarda doğumdan itibaren var olmalarına rağmen 40 yaşına kadar yaşlanmadıklarına dikkati çekerek, "40 yaşından sonra birdenbire yaşlanmasına neyin sebep olduğu ise hala bilinmiyor. Çalışmalarımızla, doğurganlığın ve geç anneliğin önündeki en büyük engellerden biri olan yumurta yaşlanmasına dair bilinmeyenleri ortaya çıkarmak istiyoruz." dedi.
Günümüzde dünya nüfusunun yaşlanma eğilimi gösterdiğini ve kadınların daha çok 30 yaşından sonra çocuk sahibi olmaya başladıklarını belirten Böke, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki dönemde doğurganlıkla ilgili sorunların, insanlığın karşı karşıya kalacağı en önemli problemlerin başında geleceği tahmin ediliyor. Üstelik yumurta hücresine dair bilinmeyenler nedeniyle üreme sorunları yaşayan kadınların yüzde 25'ten fazlasında sorunun ne olduğu bile tespit edilemiyor. Bu durumda kadınlar gerekli gereksiz pek çok tedavi yöntemi denemek zorunda kalıyor. Laboratuvarımızda, yanıtlanamayan bu üreme problemlerinin temelinde yatan sorunu saptayarak üreme sağlığına ilişkin hastalıklarının tedavisinde büyük bir adım atılmasını sağlamayı hedefliyoruz. Bu süreçte bizi destekleyen ve bu ödüle layık gören Sabri Ülker Vakfı'na teşekkür ediyor, çalışmalarımızın karşılığını bulduğunu görmekten büyük mutluluk duyuyorum."
Toplantıda verilen bilgiye göre, Prof. Dr. Hotamışlıgil'in liderliğinde çalışmalar yürüten Harvard Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi, kronik ve metabolik hastalıkların altında yatan mekanizmaları anlamak, tüm dünyada toplum sağlığına yönelik bu tehditlerle mücadele için yeni tedavi yollarını belirlemek amacıyla bilimsel araştırmalar yapmaya devam ediyor.
Araştırmalar, hücre içi mimari yapıların yüksek çözünürlükte haritalanması ve bu yapının metabolizmayı nasıl etkilediği konusundaki öncü çalışmalar, "Fabkin" ismi verilen metabolik dengeyi düzenleyen yeni bir hormonun salınım ve faaliyet mekanizmalarının ortaya çıkarılması ve şişmanlıkta ortaya çıkan yağ dokusu inflamasyonunun önemli mekanizmalarının bulunması oldu.
Bu çalışmalar ile kalp, karaciğer, diyabet, kanser, kardiyovasküler, solunum hastalıkları gibi yaşlanma ile ortaya çıkan sağlık problemlerine yönelik önemli uygulama alanları merkezin önemli odak noktaları arasında bulunuyor. Merkez, devam eden projelere ek olarak, olgunlaşan çalışmaların insana geçiş sürecini temin edecek araştırmalara öncelik verecek. (AA)