Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak 1977 yılında kabul edilen "8 Mart Dünya Kadınlar Günü", ya da bir diğer adıyla "Dünya Emekçi Kadınlar Günü"nde kadın hakları dünyanın dört bir yanında büyük etkinliklerle gündeme geliyor.
Kadınlar Günü'nün tarihçesi, ABD'de 8 Mart 1857'de yaşanan olaylara dayanıyor. Daha iyi çalışma koşulları talep eden 40 bin kadın işçinin grevi sırasında polisin işçileri tekstil fabrikasına kilitlemesinin ardından çıkan yangında 120'den fazla kadın işçi hayatını kaybetti.
Bugün neredeyse tüm dünyada ses getiren eylemlere sahne olan 8 Mart'ın tohumları 1908 yılında, New York'ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştı.
Bir yıl sonra Amerika Sosyalist Partisi 8 Mart'ı Ulusal Kadınlar Günü ilan etmişti. Bu özel günü uluslararası hale getirme fikrini ortaya atan ilk kişi ise Clara Zetkin'di. Clara Zetkin komünist bir aktivist ve kadın hakları savunucusuydu.
Zetkin, 1910 yılında Kopenhag'da toplanan Uluslararası Emekçi Kadınlar Konferansı'nda Dünya Kadınlar Günü fikrini önerdi. Konferansa 17 farklı ülkeden katılan 100 kadın, Zetkin'in önerisini oybirliğiyle kabul etti.
HER YILA BİR TEMA
İlk uluslararası etkinlikler 1911'de, Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre'de düzenlendi.
Dünya Kadınlar Günü'nün 100. yıldönümü 2011 yılında büyük organizasyonlarla kutlandı.
1975'te BM'nin Dünya Kadınlar Günü'nü kabul etmesiyle gün resmiyet kazandı. BM her yıl için özel bir tema belirlemeye başladı.
1996'da belirlenen ilk tema 'Geçmişi kutlamak, geleceği planlamak' şeklindeydi.
Bu yılın temasıysa 'Kadınlara yatırım yapın: İlerlemeyi hızlandırın'.
Dünya Kadınlar Günü kadınların toplumda, siyasette ve ekonomide kat ettikleri mesafenin kutlandığı bir tarih haline gelirken, günün siyasi kökleri, süregelen toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda farkındalık yaratmak için grevler ve protestolar düzenlenmesiyle sürdürülüyor.
RUS ÇARI TAHTTAN İNDİRİLDİ, KADINLAR SEÇME HAKKI KAZANDI
Dünya Kadınlar Günü fikrini ortaya atan Clara Zetkin'in aklında belirli bir tarih yoktu.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917'de Rus emekçi kadınlar "Ekmek ve barış istiyoruz" sloganlarıyla sokaklara çıkmıştı.
Eylemlerin dördüncü gününde Rus Çarı tahttan indirildi. Kurulan geçici hükümet ise kadınlara seçme hakkı tanıdı.
Rusya'daki kadın eylemlerinin başlangıcı, Jülyen takvimine göre 23 Şubat'tı.
Dünya genelinde daha yaygın biçimde kullanılan Miladi (Gregoryen) takvimde bu tarih 8 Mart'a denk geliyordu.
NEDEN MOR?
Web sitesinde, "Mor, adalet ve saygınlığı ifade ediyor. Yeşil umudu temsil ediyor. Beyaz ise, tartışmalı bir kavram olsa da saflık anlamına geliyor. Renkler 1908 yılında İngiltere'deki Kadınların Sosyal ve Politik Birliği (WSPU) tarafından belirlendi" ifadeleri yer alıyor.
2024'ÜN TEMASI: İLERLEMEYİ HIZLANDIRIN
Bu yıl BM'nin Kadınlar Günü teması 'Kadınlara yatırım yapın: İlerlemeyi hızlandırın'.
Bu tema, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik yatırımların yetersizliğini vurgulamayı amaçlıyor.
BM, "Çatışmalar ve fiyat artışları, 2025 yılına kadar ülkelerin yüzde 75'inin kamu harcamalarında kesintiye gitmesine yol açarak kadınları ve kadınların temel hizmetlerini olumsuz etkileyebilir" diyor.
BM, dünyanın 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliği hedefine ulaşabilmesi için yılda 360 milyar dolarlık yatırıma daha ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Dünyada hükümet yardımlarının yalnızca yüzde 5'inin kadın ve kız çocuklarına karşı şiddetle mücadeleye ayrıldığını belirten BM, bunun sadece yüzde 0,2'sinin şiddetin önlenmesi için kullanıldığını tespit ediyor.
BM'nin belirlediği temanın dışında farklı temalar da var.
Dünya Kadınlar Günü web sitesinde bu yıl 'Kapsayıcılığa ilham ver' başlığına dikkat çekiliyor. Bu kapsamda düzenlenen etkinlikler "engelleri yıkmayı, klişelere meydan okumayı ve tüm kadınların değer gördüğü ve saygı duyulduğu ortamlar yaratmayı" hedefliyor.
BÖYLE BİR GÜNE NEDEN İHTİYACIMIZ VAR?
2023'te Peru'da dünyanın dört bir yanından yüzlerce kadın, hakları için sokaklara döküldü
Geçen yıl Afganistan, İran, Ukrayna ve ABD gibi pek çok ülkede kadınlar, ülkelerinde savaş, şiddet ve politika değişiklikleri yaşanırken hakları için mücadele etti.
İsrail ve Filistin topraklarında yaşanan son çatışmalar sırasında çok sayıda kadının şiddetle karşı karşıya kaldığı düşünülüyor.
BM uzmanları, İsrail askerlerinin Gazze'de kadınlara ve kız çocuklarına tecavüz etmesi gibi bölgede insan hakları ihlallerine ilişkin güvenilir bilgi aldıklarını söylüyor.
7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırıları sırasında kadınlara tecavüz edildiğine, cinsel şiddet uygulandığına ve sakatlandıklarına dair kanıtlar da BBC tarafından görüldü.
Kadınlar bölgedeki çatışmaların yarattığı insani krizin yükünü taşımaya devam ediyor.
BM Nüfus Fonu (UNFPA), önümüzdeki ay Gazze'de doğum yapması beklenen yaklaşık 5 bin 500 kadının tıbbi yardıma erişimlerinin çok az olmasını öngörüyor.
Afganistan'da ise kadınlar için eşit eğitim hakkı engelleniyor. Ülkede ilkokul yaşından büyük kız çocuklarının eğitimi hala yasak.
Sudan'da Sudan Silahlı Kuvvetleri ile Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında devam eden çatışmanın da etkisi kadınlar için yıkıcı oluyor.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'ne (OHCHR) göre kadınlar ve kız çocukları RSF tarafından kontrol edilen bölgelerde kaçırılıp tecavüze uğruyor, evlenmeye zorlanıyor ve fidye için alıkonuluyor.
Sudan'dan şimdiye kadar 1,2 milyondan fazla insan komşu ülkelere kaçtığı, bunların yaklaşık 10'da 9'unun kadın ve çocuk olduğu düşünülüyor.
KADINLAR ÖLDÜRÜRÜLÜYOR
Öte yandan Eylül 2022'de İran'da kadınların başörtüsü takmalarını gerektiren katı kuralları ihlal ettiği iddiasıyla ahlak polisi tarafından gözaltına alınan Mahsa Amini gözaltında tutulurken öldü.
İran'da pek çok kadın başörtüsü kuralına meydan okuyor.
Nobel Barış Ödülü'nü kazanan Narges Mohammadi gibi aktivistler uzun hapis cezalarıyla karşı karşıya.
Meksika, 2023 yılında kürtaj kısıtlamalarını gevşeten Latin Amerika ülkeleri listesine katıldı.
Tüm bunlarla birlikte geçtiğimiz yıl kadın hakları konusunda bazı ilerlemeler kaydedildi.
Ekim 2023'te Arjantin Kongresi, internette cinsiyete dayalı şiddeti önlemeyi ve failleri sorumlu tutmayı amaçlayan Olimpia Yasası'nı onayladı.
Uluslararası Af Örgütü'ne göre Arjantin'de her üç kadından biri internette şiddete maruz kaldıklarını söylüyor.
Tayvan'da geçtiğimiz yıl bir Netflix dizisinin yayınlanmasının ardından MeToo hareketi popülerleşti ve bir dizi cinsel saldırı iddiası ortaya çıktı.
Bu durum, Demokratik İlerici Parti'yi cinsel taciz ile mücadele etmek için yasaları katılaştırmaya itti.
Bu kapsamda daha önce muaf tutulan küçük işletmeler de dahil olmak üzere tüm iş yerlerinin cinsel taciz olaylarını bildirmesi için kanallar oluşturmasını gerektiren yeni tedbirler geliştirildi.
Kadın hakları grupları geçtiğimiz Eylül ayında Meksika'da kürtajın suç olmaktan çıkarılmasının olumlu bir gelişme olduğunu söylüyor.
Bu, Latin Amerika genelinde kürtaj kısıtlamalarının gevşetilmesine yönelik "yeşil dalga" diye adlandırılan bir eğilimin parçası.
Fransa’da ise geçtiğimiz günlerde kürtajın anayasal bir hak olmasını öngören tasarı parlamentoda onaylanarak yasalaştı.
Bunların yanı sıra geçen yıl Temmuz ve Ağustos aylarında Avustralya ve Yeni Zelanda'da düzenlenen Kadınlar Dünya Kupası'na, yaklaşık 600 binlik artışla iki milyona yakın taraftar katıldı.
Women's Sports Trust'ın yeni araştırmasına göre, 2023 yılında İngiltere'de 46,7 milyon kişi televizyonda kadın atletizm yarışmalarını izledi. Yani kadın sporuna yönelik ilgi artıyor.
Jenni Hermoso yaptığı açıklamada, bir oyuncu ve bir insan olarak, "Açıkça saygısızlığa uğradığımı hissettim" dedi.
Ancak İspanya kadın takımının Dünya Kupası'nı kazanması, eski İspanya Futbol Federasyonu Başkanı Luis Rubiales'in oyuncu Jenni Hermoso'yu dudaklarından öpmesiyle gölgelendi.
Hermoso buna rıza göstermediğini söyledi ve görevinden istifa eden ve kendisine yönelik suçlamaları reddeden Rubiales hakkında şikayette bulundu.
Bu olay, kadın futbolunun hem içinde hem de dışında cinsiyetçilik kültürü hakkında geniş çaplı bir tartışmaya yol açtı.