Avrupa Birliği’nin iklim izleme kurumu Copernicus İklim Değişikliği Servisi, geçtiğimiz Ocak ayının, son yılların en yüksek sıcaklık rekorunu kırdığını, 2023 yılı Aralık ayının ise son 53 yılın en sıcak Aralık ayı olarak kaydedildiğini açıkladı. Copernicus’un verileri, önümüzdeki yaz aylarına dair endişe veriyor.
Haber Global’den Ertan Altan’nın haberine göre, Meteoroloji'nin "Aylık Sıcaklık Analizi" değerlendirmesinde, 2023 yılı Aralık ayında ortalama sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti. Normallerin 4.8 derece olduğu Aralık ayı sıcaklığı, 8.3 derece ile rekor seviyeye ulaştı. Ayrıca, Ocak 2024'te ortalama yüzey hava sıcaklığının 13.14 derece olarak ölçüldüğü ifade edildi.
Copernicus’un ölçümlerine göre, ocak için 1991-2020 ortalamasının 0,70 derece, 2020’de kaydedilen bir önceki en sıcak ocak ayının da 0,12 derece üzerinde çıktı. Yapılan açıklamada böylece son 8 ayın üst üste kaydedilen en sıcak aylar olduğu belirtilerek, son 12 aydaki (Şubat 2023 – Ocak 2024) küresel ortalama sıcaklığın 1991-2020 ortalamasının 0,64 santigrat derece üzerinde ölçüldüğü bildirildi.
Copernicus İklim Değişikliği Servisi yetkilisi Samantha Burgess, Ocak ayındaki sıcaklık rekorunun, Pasifik'teki El Nino'nun etkisiyle oluştuğunu belirtti. Burgess, endüstri devrimi öncesine göre ortalama sıcaklığın 12 aylık dönemde 1.5 derece daha yüksek olduğunu vurgulayarak, küresel sıcaklıkların artışını durdurmanın gaz emisyonlarını hızla kısıtlamaktan geçtiğini ifade etti.
Konuyla ilgili olarak görüşlerini paylaşan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, iklim değişikliği konusundaki endişeleri değerlendirdi.
Yaşar, sıcaklık ve iklim konularındaki tahminlerin karmaşık olduğunu belirterek, bu verilerin insanları psikolojik olarak etkileyerek baskı altına almayı amaçladığını söyledi. Ayrıca, El Nino etkisinin, Pasifik'in ısınmasıyla ilgili olduğunu ve bu durumun yağışları etkilediğini açıkladı. Yaşar, küresel ısınmanın etkilerini sınırlamak için gaz emisyonlarının azaltılması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Doğan Yaşar ayrıca, Türkiye'deki sıcaklıkların ve iklim değişikliğinin ekonomik etkilerini değerlendirirken, özellikle su kaynaklarının azalması nedeniyle tarım ve enerji sektörlerindeki zorluklara dikkat çekti. İstanbul'un su durumunun biraz daha iyi olduğunu ancak İzmir'in ciddi bir kuraklık yaşayabileceğini belirtti. Gıda fiyatları, kömür ve doğalgaz gibi temel ihtiyaçların artmasının beklendiğini ifade etti. Ancak, normalleşmenin zaman alabileceğini ve bölgelere göre farklılık gösterebileceğini sözlerine ekledi.