Gece ve gündüz sıcaklık farkının çok olması nedeniyle adete çöl iklimini andıran bölgede kuraklık endişesi çiftçileri endişelendiriyor.
Yağışların az ve yetersiz olması, aşırı sıcaklar, insanların hayatlarını etkilediği kadar tarlada ekili-dikili mahsulleri de olumsuz etkiliyor. Aşırı sıcaklar ve kurak mevsimden en çok etkilenen ürünler arasında ayçiçeği, mısır ve fasulye gibi bitkiler yer almaktadır. Kuraklık ile karşı karşıya kalan ekili alanlar, yağmur yağmasını bekliyor.
Sarayönü Bitki Koruma Bayisi olarak hizmet veren Ziraat Mühendisi Cihat Acar, aşırı sıcak havaların gelişim sürecinde olan mahsulün üzerinde olumsuz etki yarattığını dile getirerek, bölgede farklı zamanlarda yapılan erken, orta ve geç ekimlerin, yağış miktarları, toprak yapısı ve iklim şartlarına bağlı olarak farklı verimler sunduğunu belirtti.
Acar, özellikle yağışların az olduğu bölgelerde ayçiçeği tarlalarında ciddi kayıplar yaşanabileceğine dikkat çekti.
10 kilonun üzerinde yağış alan bölgelerde erken ekilen ayçiçeklerinin tane beslemede iyi olacağını belirten Acar, önümüzdeki günlerde etkili olacak yağışların da ilaç gibi geleceğini düşündüklerini ifade etti.
"Yağışlar istenilen düzeyde olmazsa verim kaybı kaçınılmaz"
Bölgedeki bazı ayçiçeklerinin toprak yapısından kaynaklı çok ölmüş durumda olduğuna değinen Acar, artık sıcak havanın ya da yağışın onlarda etki göstermeyeceğini belirtti.
Süreci takip ettiklerini söyleyen Acar, ayçiçeğinde, yağ oranlarında ve verimde yüzde 20-30 kayıpları şu anda garantilemiş gördüklerinin altını çizdi.
Önümüzdeki dönemde sadece yağışın değil, hava sıcaklıklarının da verimi etkileyeceğini vurgulayan Acar, "35 derecenin üzerinde sıcaklık olursa, yağışlar da gelmezse bu zararın yüzde 30- 40’lara çıkacağını tahmin ediyorum. İnşallah böyle bir şeyi yaşamayız yağışlar gelir, sıcaklıklar mevsim normallerine döner" dedi.
Bitkinin yeterli miktarda su almış olsa bile 32 ve 33 derece sıcaklıklardan olumsuz etkilendiğini ve döllenme sorunu yaşadığını aktaran Acar, hava sıcaklıklarının 35 dereceyi bulmasının yanı sıra rüzgârın poyraz şeklinde esmesinin sevindirici yanı olduğunu ifade etti.
Bitki açısından bakıldığında rüzgârın poyraz şeklinde esmesinin hissedilen sıcaklığı 30 dereceye kadar düşürdüğünü söyleyen Acar, bunun olumlu bir gelişme olarak değerlendirildiğini ve bu şekilde devam etmesini temenni ettiklerini belirtti.
Poyrazın kesilmesi halinde bu kavurucu sıcaklıklarda ayçiçekleri veya yazlık diğer mısır, çeltik, kavun, karpuz gibi yörede az miktarlarda yetişen ürünlerde de döllenmeye ve güneş yanığına bağlı sorunlar yaşanacağının altını çizen Acar, "Ayçiçeğinde iklim değişikliğinden dolayı 3 senedir sıkıntı yaşıyoruz. Sigortalarda bunun kuraklık kapsamına alınması gerektiğini defaatle belirtiyoruz. Çiftçiliğin devam edebilmesi için dönüm başına kuraklığı desteklemesini, alan bazlı değil de tüm ilçeleri kapsayacak şekilde değerlendirilmesini istiyoruz" ifadelerine yer verdi.
Erken ekilen ayçiçeğine bakıldığında Nisan ve Mayıs aylarındaki havanın serinliğinden ve yağışlardan dolayı hem boy hem de kafa yapısının uyumlu olduğunu söyleyen Acar, hava sıcaklıklarının döllenme dönemine etkisinin ise tane dolum süresi bittiğinde görülebileceğini ifade etti.
"Aşırı sıcaklıklar geç ekilen ayçiçeğinin gelişmesini ve büyümesini etkiliyor"
Erken, orta ve geç ekilen ayçiçeklerinde iklimin, sıcaklığın, yağışın dengesiz olması gibi sorunlardan dolayı tam gelişimini tamamlayamadığını aktaran Acar, iklimsel dengesizlikler nedeniyle verim kaybı yaşanacağının garantilendiğini dile getirdi.
Bölgede 35 derece üzerinde sıcaklıkların geç ekilen ayçiçeğinin gelişim dönemini etkilediğini belirten Acar, boy verme döneminde gelen yağışların bir nebze de olsa umut ışığı olduğunu söyledi. Yağışların gelmesi ve poyraz etkisinin devam etmesiyle ayçiçeklerinin toparlayacağını aktaran Acar, özellikle geç ekilen ayçiçeğinde önceki hafta etkili olan ve 10-15 kilo yağış alan bölgelerde gelişimin daha iyi tamamlandığını vurguladı.