İslam dinine giren ilk müslümanlara karşı,
Kureyş halkının düşmanlıkları bayağı arttı.
Dinlerini gizli tutmak mecburiyetindeydi,
İbadetlerini gizli yapma zorunda idi.
Namaz kılacakları zaman, bir dağ geçidine,
Çekilip devam ediyorlar ibadetlerine,
Bu durum üç sene kadar gizlice devam etti,
Üç seneden sonra aşikar davet emri geldi.
Aleni tebligatta bulunmakla emr olundu,
Açıktan davet etmek için ayet nazil oldu.
''Yakın arkadaşlarını inzar et, mü'minlerden
Sana tabi olanlara rahmet et himayenden,
Şayet sana asi olup ta, karşı duranlara,
Sizin işlediğiniz den uzağım de onlara.''
''Açıktan açığa yap, sana emr olunan şeyden,
İfa ve beyan et bunu, yüz çevir müşrklerden.''
Hazret-i Muhammed'e gelince bu ayetleri,
Yerine getirmesi gerekirdi emirleri.
Muhammed Mustafa, Abdul Muttalip çevresini,
Amcaları Abbas'ı, Hamza'yı, Ebu Talib'i,
Ebu Lehep'te dahil olmak üzere evine,
Davet etmişti sohbet için akşam yemeğine,
Yemekten sonra Hazret-i Muhammet sohbet etti,
Sizleri İslam'a davet le mükellefim dedi.
Onlara İslamiyeti anlatmaya başladı,
Bu ağır vazifeyi ifa etmesi lazımdı.
Amcası Ebu Lehep kendini ortaya attı,
O'nun sözlerini kesti toplumu dağıttı.
Daha birinci davette, Ebu Lehep böylece,
İtiraz etti karşı durdu Allah Rasül'üne.
Yine Hazret-i Ali'nin evinde bir davette,
Hazret-i Muhammet şunları söyledi sohbette:
''Araplardan hiçbir kimse, kavmine vermemiştir,
Benim size verdiğim müjdeyi, getirmemiştir.
Sizin hem dünyanızı, hem de ahiretinizi,
Mutlu edecek,kurtuluşa erdirecek sizi.
Allah bana, sizi davet etmemi emretmiştir,
Bu işe amade olan benimle beraberdir.''
Bu sözleri işitenler, hepsi birden sustular,
Hazret-i Ali ayağa kalkarak konuştular,
''Gerçi benim kollarım zayıf, görüşüm kısadır,
Burada bulunanların hepsinden, yaşım azdır,
Size bu işte yardım ederim Ya Rasülallah,
Elbette bunun mükafatını verecek Allah.''
Orada bulunanlar hepsi birden gülüştüler,
Sonra gözlerini Ebu-Talib'e çevirdiler.
On üç yaşındaki bu çocuk neler söylüyordu,
İnsanlara bu söz adeta bir ders veriyordu.