Seni affediyorum dediğimizde içimizdeki kinin sebep olduğu tüm acılardan ve sıkıntılardan kurtulabiliriz.
İşimize son veren kâğıdı uzatan adaletsiz patron, sadâkatsiz bir arkadaş, bu kişiler senelerce üstesinden gelemeyeceğimiz acıları, nefretleri bize yükleyebilirler. Onlara karşı kin besleriz.
En kötü şeyleri söyleyebiliriz veya söylemek istediklerimizi sürekli planlayarak intikam almak isteriz.
Aslında kendimizi çok iyi hissedebilmenin ve güçlü olmanın tek yolu onlardan intikam almak yerine, seni affediyorum sözünü söyleyebilmektir. Affetmek hiçbir zaman teslim olmak, pes etmek değildir. Aksine özgür olmaktır.
Bir kere affettik mi, bizi inciten kişiye duygusal olarak kelepçelenmekten kurtuluruz. Affettiğimiz kişinin hak edip etmediği hiç önemli değildir. Önemli olan bizim tüm kötü duygulardan özgür olabilmemiz.
Affedicilik erdemine sahip olmak için önce düşünürüz. Bizi inciten küçük olaylardan başlarız. Eksik para veren bir memur, yolumuzu kesen bir şoför gibi bizi sinirlendiren yabancıları affetmemiz, karşılaşacağımız daha zor olayları affedebilmemiz için bizi hazırlar.
Olumsuz olayları zihnimizden uzaklaştırmalıyız. Kızgınlığımızı, hayal kırıklığımızı güvendiğimiz arkadaşımıza anlatırız. Arkadaşımızın bizi dinlemesi duygusal olarak güç katar. Olumsuz duygularımız hafifler, pişman olacağımız sözleri söylemekten vazgeçeriz.
Empati ile dinlemeli. Eğer, düşmanımızla karşılaşırsak onu sessizce dinlemeli, sonra işittiklerimizi yorumlamalı dua etmeliyiz. Şair Alexander Pope (Hata yapmak insancadır. Affetmek ise tanrısaldır der. )
Affetmenin unutmak olduğunu düşünmemeli. Acılarımızı tamamen unutamayız. Tecrübelerimiz bizi aynı acıyı yaşamaktan kurtaracaktır. Bizim başkalarına aynı acıyı yaşatmamızı engelleyecektir.
Affedicilik insana iç huzuru sağlar. Kolaylıkla affeden insanlar sürekli geçmişi düşünmezler. Daha huzurludurlar. Yaydıkları iyi ve güzel duygularla daha sağlıklı yaşarlar... (Uzm. Psikolog Şule ACAR)...
M. Ö. 5. yüzyılda yaşayan Lao Tzu, insan davranışları konusunda şöyle der. YAŞAM BELİRTİLERİ Bir insan hayatta iken yumuşak ve şefkatlidir. Öldüğü zaman sertleşir ve katılaşır. Bütün hayvanlar ve bitkiler canlı iken hassas ve narindirler. Öldükleri zaman solar ve kuru hale gelirler. Bunun içindir ki, sertlik ve kuruluk ölümün parçalarıdır. Yumuşakluk ve narinlik ise yaşamın belirtileridir...
Çok büyük bir şirketin başkanı olan Adil Bey, bir sabah yakın arkadaşı ve şirketin Bşk. Yrd. 'larından Özdemir Beyin vefat haberini alır.
Üzüntüyle otururken şirketin agresif yöneticilerinden Osman Bey gelir. Özdemir Beyin vefatına çok üzüldüğünü söyler. Adil Bey, teşekkürler. Bu haber hepimizi çok üzdü.
Osman Bey büyük bir dobralıkla, bilmenizi isterim ki, Özdemir Beyin yerini almak istiyorum. Adil Bey, büyük bir şaşkınlıkla benim için bir problem yok. Görevli için bir sakıncası yoksa...
Yalnız kendi çıkarı için konuşmak marifet değildir. Uygun konuşmak marifettir. Ölene saygı duymak gerekir. O anda öyle bir konuşma acı verir. Saygınlığını yitirir. Kendisine güvenilmemesi gerektiğini hatırlatır insana...
SAYGILARIMLA