Şehirde bir kahvehaneye girdim. Bitişik apartmanların arasında sıkışmış, etrafındaki kafelerin havasından uzak bir kahvehane… Kapıdan içeri doğru gittikçe gün ışığının azaldığını anlarsın. En sonda oturan adam gece ile gündüzü ayırt edemez.
Kahvehane ve içindeki insanlar… Belki ülkenin bir dönemini temsil ediyor, belki şehrin farklı bir köşesini ifade ediyor. Ancak belli belirsiz ortamda görünebilen bir gerçek var ki, o da etraftaki taş sesleri ve duman…
Yanlış anlamayın. Sigara içilmiyor burada, çünkü yasak. Ama burada düşünceler içiliyor. Katran düşünceler, sigara kâğıdına sarılmış, içiliyor.
Masalara dağıtılan kartlar, elde şıkırdayan okey taşları ve ardından gelen çaylar… Ortamda bizden olan, bizim gibi olan ve bizi anımsatan tek varlık; çay.
İleride köşede bir masa bulup oturdum. Etrafımdaki basık ortamı incelemeye başladım.
Bir de duvardaki resimlere baktım, Anadolu da bir kahvehane olduğumun alameti. Onun haricindekiler ise insan. Boş vakti boşlukta geçiren insanlar… Kiminin gömlek düğmesi karnına kadar açık, kimisi takım elbise kravatlı.
Duman altında vaktin akıp gitmesi, giden vakit değil insanın kendisi.
Vakitte tutunmaya çalışanların yeri olmuş, şehirdeki kahvehaneler. Yapacak bir şeyi olmayan emekliler, işi olmayan işsizler, arkadaşıyla vakit geçirmek isteyen kişiler bu limana sığınmış. Bu zamanda sığınılan limanlar maalesef pek sorgulanmıyor. Doğru ile yanlış birbirine girmiş görünüyor. Sonuçta düşünceler kâğıda sarılıp yakılmış, sigara gibi içiliyor.
Aslında insan dertlerinden kurtuluş arıyor, düşüncelerini tüttürüyor. Evet, kafadaki düşünceler bu şekilde dağılabilir. Ancak çıkan dumanlar insanın önünü kapatıyor. Beyni karartıyor.
Karartılar birikerek katrana dönüşüyor. Hayatın gün ışığını solduran, yaşama sevincini körelten katran…
Şehrin katranları, girmiş olduğum kahvehanede birikmiş. Yağan yağmurun dışarıdaki toz ve kirleri bir yerde biriktirdiği gibi.
Bu loş ortamda, toz ve dumanın arasında etrafıma bakındım ve kendimize ait bir şey aradım.
Sonunda bize ait bir şey gördüm. Çay… Ve çay dumanındaki mahzun ifadeler…