Dedesi ve babasından miras kalan mesleği sürdüren Atıcı, Kuyumcular Çarşısı’ndaki küçük atölyesinde semer yapımına devam ediyor. Geleneksel yöntemlerle el emeğiyle ürettiği semerler, yük hayvanları kullanan köylüler tarafından hâlâ tercih ediliyor. Özellikle minyatür semerler ise Beypazarı’nı ziyaret eden turistlerin ilgisini çekiyor.
“Bu Meslek Deden, Babadan Kaldı”
Çocuk yaşta babasının yanında çırak olarak başladığı mesleği üçüncü kuşak olarak sürdüren Atıcı, semerciliğin artık yok olma noktasına geldiğini belirterek, "Benim zamanımda bu caddede 11 semerci vardı. Biz yılda 600 semer yapardık. Şimdi yılda 60 semer zor satılıyor. Hayvan kalmadı. Artık daha çok süs eşyası ya da nostalji olarak alınıyor" dedi.
“Cumhurbaşkanımıza Söz Verdik”
Semerciliğin unutulmaması için elinden geleni yaptığını söyleyen Atıcı, “Cumhurbaşkanımıza bu mesleği yaşatacağımıza dair söz verdik. O da gerekeni yaptı, biz de sözümüzde duruyoruz” ifadelerini kullandı.
“Mesleği Öldürmüyoruz Ama Çırak da Yetişmiyor”
Bir semerin maliyetli ve zahmetli olduğuna dikkat çeken Atıcı, "Bir semeri bir günde zor yapıyoruz. Malzemesi pahalı, işçiliği ağır. Ama yine de yapıyoruz. Mesleği öldürmüyoruz" diye konuştu. En büyük sıkıntılarından birinin çırak bulamamak olduğunu belirten Atıcı, “Çırak yok. Halk Eğitim ustalık belgesi veriyor ama çırak bulamıyor. Okuldan çıkan çocuk bu işi yapmıyor, yanaşmıyor” dedi.
Atıcı ayrıca, geleneksel büyük semerlerin yanı sıra, hediyelik minyatür semerler de ürettiğini ve bunların turistler tarafından yoğun ilgi gördüğünü belirtti.