Hastaneden gelen açıklamada görüşlerine yer verilen Bilal, konjenital kalp hastası olan çocukların kalbinde yapısal birtakım bozukluklar ile doğduğunu belirtti.
Bu yapısal bozuklukların hamileliğin çok erken dönemlerinde, çoğu kez annenin hamile olduğunun henüz farkına bile varmadığı dönemde, kalbin normal gelişiminin etkilenmesi sonucu olduğunubelirten Bilal, "Çoğu kez kalbin normal gelişmesini bozan etkenin ne olduğu bilinmemekle birlikte, bazı viral hastalıklar bunda önemli rol oynuyor. " şeklinde ifadeler kullandı.
Türkiye'de yılda 10-15 bin çocuğun doğumsal kalp hastalığı ile doğduğu bilgisini veren Bilal, şunları kaydetti:
"Genler yoluyla (kalıtımsal) ve Down sendromu gibi kromozom anomalileri, doğuştan kalp hastalığı oluşması riskini arttıran faktörler arasında sayılıyor. Örneğin, Down sendromlu çocuklarda kalp hastalığı riski yüzde 50. Hamilelik sırasında, özellikle ilk 3 ayda kullanılan, sara ve sinir hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaçlar gibi bazı ilaçların, bunun yanı sıra alkolün kalp gelişiminde bozukluklara neden olabiliyor.
Kalpte görülen bu yapısal bozuklukların önem derecesi, odacıklar arasında küçük bir 'delik' gibi basit bir problemden, kalbin bir ya da birkaç odacığının veya kapakçığının oluşmaması gibi çok daha karmaşık ve ağır hastalıklara kadar değişebiliyor. Her anne adayı için konjenital kalp hastalığı olan bir çocuk doğurma olasılığı 1000 doğumda 8."
"Anne karnında tedavi mümkün değil"
Bilal, doğumsal kalp hastalıklarının yaklaşık yarısının, 1 yaşından önce cerrahi müdahale gerektiren önemli hastalıkların oluşturduğunu vurgulayarak, anne ya da babada doğuştan kalp hastalığı olması durumunda ise hastalığa ve hastalığın ebeveynde olmasına göre doğacak çocukta risk yüzde 2 ila 16 arasında değişebildiğini söyledi.
Bilal, "Günümüzde bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından uygulanan 'Fetal Ekokardiografi' yöntemi ile riskli gebeliklerde, gebeliğin 16-20'nci haftaları arasında bebeğin kalbinin incelenmesi ve major kalp anomalilerinin belirlenmesi mümkün olmuyor. Ancak henüz anne karnında herhangi bir tedavi söz konusu değil." açıklamasında bulundu.
Önemli doğumsal kalp hastalığı olan çocukların genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç ay içerisinde kendilerini belli etiğini vurgulayan, Bilal, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Nadiren bebekte doğumdan kısa bir süre sonra ciddi tansiyon düşüklüğü ve kan dolaşımının bozulması sonucu acil bir durum olarak karşımıza çıkabilir. Kimi bebeklerde ise morarma (dudak, dil ve tırnak diplerinde) ilk belirti. Diğer bir grup kalp hastalığında ise sık nefes alma, nefes alma güçlüğü, iyi beslenememe, kilo alamama ya da kilo kaybı ve aşırı terleme ilk belirtiler olabiliyor.
Çocuklarda duyulan üfürümlerin yarıdan fazlası normal ya da masum üfürümler olarak adlandırılıyor ve ileride çocuğun kalp hastası olma riskini artırmıyor. Bu üfürümlerin bir kısmı ise, dışarıdan herhangi bir belirti vermeyen sinsi bir kalp rahatsızlığının habercisi olabiliyor."