Hastaneden gelen açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Özmen, antibiyotiklerin mikroplar üzerinde öldürücü etkisi bulunduğunu ve enfeksiyon tablosuna sebep olan mikroorganizma antibiyotiğe duyarlı ise veya duyarlı olacağı öngörülüyorsa kullanılması gerektiğini açıkladı.
Çocuklarda özellikle yüksek ateş, öksürük ve boğaz ağrısı gibi sorunlarda ebeveynlerin hemen antibiyotiğe sarıldığını belirten Özmen, gereksiz kullanılan antibiyotiklerin böbrek, karaciğer ve diğer organlar üzerine gereksiz toksik yük oluşturduğunu açıkladı.
"Uzun süre kullanımı bakterilerde direnç oluşturur "
Prof. Dr. Özmen, antibiyotik kullanımının yeterli dozda ve olabildiğince kısa bir süre uygulanması gerektiğini, etkisiz dozda veya gerektiğinden daha uzun süreli kullanımlarda ise bakterinin direnç kazanmasını kolaylaştırdığını söyledi.
Antibiyotiklerin kullanımındaki en büyük hatalardan birinin de grip ve soğuk algınlığında alınması olduğunu aktaran Özmen, şunları kaydetti:
"Grip ve soğuk algınlığı tedavisine antibiyotikler herhangi bir katkı sağlamaz, hatta yan etkileri açısından hastaya zararı bile verebilir. Soğuk algınlığı ve gripte etken virüslerdir ve antibiyotikler bu virüslere etki etmez. Antibiyotikler ise bakterilere karşı etkili olan ilaçlardır. Aminoglikozid grubu antibiyotikler özellikle böbreklere zararlıdırlar ve akut böbrek hasarı yapabilirler. Diğer antibiyotikler özel olarak zararlı olmasalar da bazı bireylerde böbreğe zarar verebilirler."
Antibiyotik kullanımında gerileme var
Prof. Dr. Özmen, antibiyotiklerin etkili kullanılmasındaki önemli noktalardan birinin de reçetesiz satılamaması olduğunu aktararak, "Türkiye'de 2011'de kutu bazında tüm ilaç satışında yüzde 13 olan antibiyotik oranı, akılcı antibiyotik kullanım tedbirleriyle 2021'de yüzde 6'ya gerilemiştir. Ancak dünya genelinde ve ülkemizde antibiyotik direnç sorunu ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu nedenle doğru ve bilinçli ilaç kullanımı için hem sağlık mensupları hem de toplum eğitilmelidir." şeklinde konuştu.