Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan, Konya’da 92 kişinin ölümüyle sonuçlanan ve bütün ülkeyi sarsan Zümrüt Apartmanı faciasının yıldönümünde, olayın üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen hala ders alınmadığını, periyodik yapı kontrolü ve denetim eksikliğinin hala devam ettiğini söyledi.
Son yaşanan depremlerde denetimlerin yapılar için büyük önem arz ettiğini acı bir şekilde tecrübe ettiğimizi vurgulayan Arslan, 3194 sayılı İmar Kanunu, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği ile Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğine istinaden, Zemin ve Temel Etütlerinde sondajlar ve araştırma çukurları, arazide yapılan yerinde deneyler (spt, presiyometre, cpt, plaka yükleme, inklonometre deneyleri vb.) fenni mesuliyetinin yapı denetim firmasındaki jeoloji mühendisi tarafından sağlanması ve ilgili tutanakların da bu kişiler tarafından denetlenip imzalanması gerektiğini hatırlattı.
Zümrüt faciası ve depremler nedeniyle yıkılan binalarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı dileyen Arslan, şunları söyledi:
“Fenni mesuliyetin, ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlık alanına uygun meslek mensuplarınca gerçekleştirilmesi gerektiğinden Zemin ve Temel Etüt raporlarının fenni mesuliyetinin de Jeoloji Mühendisi tarafından üstlenilmesi, zemin ve temel etütleri doğrultusunda temel kazısı sırasında ve yapı su basman seviyesine gelinceye kadar raporda belirtilen zemin tipi, şev, yer altı suyu vs. gibi durumların ve raporda belirtilen önlemlerin alınıp alınmadığı, zemin iyileştirme yöntemlerinin uygun yapılıp yapılmadığı, şev stabilitesi çalışmaları gibi konularında yerinde denetimi esas alacak şekilde bu kişilerce TSE tarafından da Türk Standartı haline getirilen Eurocode-7, Bölüm 4’de belirtilen esaslar çerçevesinde denetlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğünün Yapı Denetim Sistemi (YBİF) yapı ruhsat sürecinde üretilen ruhsat eki etüt ve projeleri kapsamında mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin tamamını kapsayacak şekilde güncellenmeli ve buna uygun hale getirilmelidir.
Mevcut yasal düzenlemelerimize göre esaslı bakım, onarım, takviye ve güçlendirme hizmetleri de ruhsata tabi olup, yukarıda belirtilen ve zeminden kaynaklı sorunların bulunduğu alanlarda da jeoloji mühendislerinin sorumluluğu yasal mevzuat içinde tanımlanmıştır. Örneğin takviye ve güçlendirme hizmetleri Türkiye Bina Deprem Yönetmeliğinin 15 bölümde tanımlanmış olup, yapılacak takviye ve güçlendirme hizmetlerinde zemin araştırmalarının yapılması zorunlu görmektedir.
Benzer şekilde yeraltı suyundan kaynaklı hasarlar, drenajların tıkanması ve işlemez hale gelmesi durumunda yapılması gereken bakım ve onarım çalışmaları vb. hizmetlerde de jeoloji mühendislerinin gözetim ve denetiminde yapılması gerekmektedir.
Diğer önemli husus ise “Mühendislik Mimarlık Hizmet Şartnamesi” olup, bu şartnamenin 1984 yılından bugüne güncellenmemesi nedeniyle zemin ve temel etütlerini de kapsayacak şekilde yenilenmesi gerekmektedir.
Yapı denetim sürecinin bu bağlamda gözden geçirilerek, yeniden dizayn edilmesi, mevcut mevzuat hükümleri doğrultusunda ise proje müellifi jeoloji mühendislerince ilgili bölümlerinin üretildiği zemin ve temel etüt raporların, İmar Kanunu’nun 28. Maddesi gereğince “ruhsat eki etüt ve projeler ile yapının üretim süreçlerinin kamu adına denetimini” yapmakla mükellef, yapı denetim kuruluşlarının bünyesinde bulunan ya da hizmet alımı şeklinde fenni mesul jeoloji mühendislerince yerine getirilmesi gerekmektedir.
Yapı Denetim Kanunu ve Yapı Denetim Uygulama yönetmeliğinin, Zemin ve Temel Etüt saha çalışmalarını ve bu çalışmalar sonucunda hazırlanacak Zemin ve Temel Etüt Raporlarının kontrol ve denetimini kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.”