Bu yıl, çiftçilerin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun, hızla artan üretim maliyetleri. Geçen yılın maliyetlerine kıyasla özellikle gübre, mazot ve tohum fiyatlarında kayda değer artışlar yaşanması, çiftçilerin omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştırdı.
DAP gübresi 50 kilogramlık torbası 1,600 TL’den satılmaya başlarken, mazot fiyatı da litre başına 40 TL'yi aştı.
Bununla birlikte, makarnalık buğday tohumluğu 15,000 TL/ton, ekmeklik buğday tohumluğu 13,500 TL/ton, tritikale tohumluğu 12,000 TL/ton, arpa tohumluğu 12,000 TL/ton ve yulaf tohumluğu ise 12,000 TL/ton + KDV ile satışa sunuluyor. Geçtiğimiz yıla kıyasla bu ürünlerin fiyatlarında ortalama %20 oranında bir artış olduğu gözlemleniyor. Bu maliyet artışları, özellikle küçük ölçekli üreticilerin üretim faaliyetlerini sürdürebilmesi açısından ciddi zorluklar yaratıyor.
MALİYETLER ÇİFTÇİYİ ZORLUYOR
Çiftçiler, gübre ve mazot gibi temel tarım girdilerindeki bu yüksek artışların üretim maliyetlerini ciddi anlamda yukarı çektiğini belirtiyor. Özellikle küçük ölçekli çiftçiler, bu maliyetler karşısında ekim faaliyetlerini sürdürebilmek için büyük zorluklar yaşadıklarını ifade ediyor. Üretim maliyetlerinin yükselmesine karşın, buğday ve arpa satış fiyatlarına yapılan zamların yetersiz kalması, çiftçilerin kâr marjlarını daha da daraltıyor.
EKİM SEZONU ÖNCESİ YAĞIŞLAR BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR
Hububat ekiminden önce gerçekleştirilen toprak hazırlığının yanı sıra yağışların da üretim sürecinde kritik bir rol oynadığını vurgulayan çiftçiler, ekim sonrası düşecek hafif bir yağışın tohumların çimlenmesi için hayati önem taşıdığını ifade ediyor. Çiftçiler, tohumların toprağa atılmasından hemen sonra alınacak yağışların, ekim başarısını doğrudan etkilediğine dikkat çekiyor. Özellikle bu erken dönem yağışları, tohumların hızla çimlenmesine, köklenmesine ve sağlıklı bir büyüme sürecine girmesine olanak sağlıyor.
Geçtiğimiz yıllarda görülen düzensiz yağışlar ve kuraklık, birçok çiftçinin verim kaybı yaşamasına neden olmuştu. Çiftçiler, yeterli yağış alınamaması durumunda, ciddi üretim sorunlarının ortaya çıkacağını belirterek, "Toprak ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun, yağmur yağmazsa emeğimiz boşa gider" sözleriyle endişelerini dile getiriyor.
Bu koşullar altında, çiftçiler yalnızca toprak hazırlığı ve ekim sürecine değil, aynı zamanda iklim koşullarına da büyük bir dikkatle odaklanmak zorunda kalıyorlar. Özellikle bu dönemde beklenen yağışların gelmemesi durumunda, çiftçilerin üretim maliyetlerinin daha da yükseleceği ve kâr marjlarının daha da daralacağı endişesi hakim.
Sarayönü çiftçileri, yeni ekim sezonuna umutla başlarken, artan maliyetlerin sürdürülebilir tarımı tehdit ettiğini dile getiriyor. Maliyetlerin bu hızla yükselmesi durumunda tarımsal üretimin sürdürülemez hale gelebileceğini belirten çiftçiler, devlet desteklerinin artmasını ve tarım maliyetlerinin kontrol altına alınmasını talep ediyor.