Eşinin ölümünün ardından maddi zorluklarla karşılaşan Sevim Piliç, çay ocağını açma fikrinin tamamen bir zorunluluktan doğduğunu belirterek, “Eşim vefat ettikten sonra maaşını yarıya indirdiler, ben de su kaynatıp satmaya karar verdim. Bu çay ocağı elektrik ve su faturamı ödüyor, sebze meyve alıyorum. Hayat devam ediyor, o yüzden çalışmaya devam ediyorum” dedi.
Çiftçilik yaptıkları yıllarda maddi zorluklar yaşadıklarını, 2016’da eşinin ölümünden sonra ise hayatının altüst olduğunu anlatan Piliç, bu dönemde çay ocağını açarak hem aile ekonomisine katkı sağladığını hem de hayata tutunduğunu söyleyerek, “Eşim kanserdi, sonra kalp pili takıldı. Çok fazla para harcadık. Eşim hastaneye düştü, ben de çay ocağını açtım. Sonunda eşimi kaybettim, hayatım altüst oldu” diye konuştu.
Gençlik yıllarında birçok hemcinsi gibi okula gidemediğini ve bu yüzden okuma yazma öğrenemediğini dile getiren Piliç, çay ocağını ilk açtığı yıllarda çocuklarının desteğiyle hesap kitap yaptıklarını belirterek; “Önceden çiftçiliği iyi bilirdik ama alım satım işinden anlamazdım. Bu iş bana ticareti öğretti” dedi.
Esnafların ve vatandaşların buluşma noktası
Sevim Piliç’in çay ocağı, cuma günleri kurulan sebze ve meyve pazarında pazarcılar, esnaflar ve vatandaşlar için önemli bir toplanma noktası haline gelmiş durumda.
Çevrede başka esnaf bulunmadığı için, sabahın erken saatlerinde gelen pazarcılar, Sevim Piliç’in çay ocağında sıcak bir çay içerek güne başlıyor. Sadece çay içmekle kalmayıp, burada sohbet ederek hem iş yorgunluklarını atıyor hem de birbirleriyle dayanışma içinde oluyorlar.
"Biz onun evlatları, o da bizim annemiz gibi"
Pazarcı Mustafa Ölmez, Sevim Piliç’in yıllardır süregelen misafirperverliğini şu sözlerle anlatıyor: "Ben Sarayönü pazarına 25 yıldır geliyorum. Teyzem sabah erkenden gelir, sobamızı yakar, çayımızı demler. Kışın soğukta, yazın sıcakta bizim için bir sığınak gibidir. Biz onun evlatları O da bizim için bir anne gibi, yıllardır burada ve bizleri hiç mağdur etmedi. Her hafta buraya geldiğimizde sıcak bir çay içebileceğimizi bilmek bizim için büyük bir nimet."
Pazarcılardan Furkan Kula ise, Sevim Piliç’in çalışkanlığını ve insanlara olan desteğini vurgulayarak şunları söyledi: "Allah razı olsun Sevim Teyzemden. Sabah erkenden gelir, sobayı yakar, çayımızı demler. Sadece pazarcılar için değil, buraya gelen vatandaşlar için de bir mola noktası olmuş durumda. Yorulan oturup çayını içiyor, sohbet ediyor. Böyle bir ortam oluşturduğu için herkesin örnek alması gereken bir kadın."
Çocuklarım hayata tutunmamı sağlıyor
Sevim Piliç için en büyük motivasyon kaynağı, çocuklarının mutluluğu. Onları iyi ve huzurlu gördükçe kendisini daha güçlü hissettiğini belirten Piliç, hayatın zorluklarına rağmen çalışmaya devam etmesinin en önemli nedeninin ailesi olduğunu söylüyor.
"Çocuklarımı mutlu görünce ben de mutlu oluyorum” diyen Piliç, yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen hayata pozitif bakmaya çalıştığını vurguluyor. Maddi zorluklar, eşinin kaybı ve ilerleyen yaşına rağmen dimdik ayakta durmaya çalıştığını belirten Piliç, "Benim gibi insanlar bu zorluklara düşmesin. Öyle bir yaşam olmalı ki hem mutlu yaşasın hem de huzurla ölümü karşılasın” diyerek en büyük temennisini dile getirdi.
Kendi ayakları üzerinde durarak ailesine destek olmanın kendisine büyük bir güç verdiğini ifade eden Sevim Piliç, "İnsan, sevdiği insanları mutlu görmek ister. Hayatta her şey gelip geçici, ama geriye huzur ve mutluluk kalmalı” sözleriyle yaşam felsefesini özetliyor