Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konya Milletvekili Barış Bektaş, geçtiğimiz ay çıkan yangınla yok olma tehlikesi geçiren Eber Gölü’nü TBMM gündemine taşıdı. Bektaş, kürsüden yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kesin korunacak hassas ilan edilmesine rağmen hiçbir önlem alınmayan Eber Gölü ve benzer durumdaki diğer su kaynaklarının korunması için ulusal bir su yasası çıkarılması gerektiğini söyledi.
Konya’nın Akşehir ilçesi ve Afyonkarahisar sınırları içinde yer alan Eber Gölü’nde önceki ay sazlık alanda büyük bir yangın çıkmış, bir hafta süren yangında 50 kilometrelik alan ve göl, büyük zarar görmüştü.
Gölde meydana gelen zarar ile ilgili hükümetin hiçbir şey yapmadığına dikkat çeken Milletvekili Bektaş, “Eber Gölü geçtiğimiz ay çıkan ve haftalarca süren bir yangından sonra ciddi bir şekilde yok olma tehdidi içerisine girdi ama atladığımız nokta şu: Eber Gölü bu yangından önce de AKP'nin yirmi iki yıllık su politikasızlığı nedeniyle üçte 2'sini kaybetmiş durumdaydı. Bu gölümüz türkülerimize konu olan allı turna başta olmak üzere birçok kuş türünün göç duraklarından bir tanesiydi.
Bu yangın gölün sazlıklarını ve ekosistemini tamamen tahrip etti, yok etti. Bununla ilgili 4 Kasım 2020'de Sayın Tayyip Erdoğan tarafından kesin korunacak hassas alan ilan edilmesine rağmen hiçbir önlem alınmayan göl, bu yangınla birlikte âdeta yok oldu” dedi.
Göllerimizin ve su kaynaklarımızın koruması için ulusal bir su yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Bektaş, şunları söyledi:
“Bugün gündemimizde Eber Gölü'nde yaşanan doğa felaketi var. Tabii, buna son yangınlar üzerinden bir değerlendirme yapmak son derece yanlış. Bu yüzden, bu önergenin kabulünde ciddi bir fayda olduğunu düşünüyorum.
Eber gölünün yok olmasının cevabı basit, AKP'nin çevre politikası sadece kâğıt üzerinde. Neredeyse sulak alanlarla ilgili, korumayla ilgili, doğa haklarıyla ilgili yok denecek kadar az bir bütçe bugün Eber Gölü'nün yok edilmesine neden olmuştur. Ulusal bir su yasası yirmi iki yıllık bir iktidara rağmen çıkartılamamıştır.
Burada konu sadece Eber Gölü de değildir, yakın zamanda yok olan başka bir doğa zenginliğimiz de seçim bölgem olan ve ‘Türkiye'nin göl kraliçesi’ tabir edilen Akşehir Gölü'dür. Akşehir Gölü de kurudu ve bir bataklık hâline gelerek yok oldu; yine, bu iktidarın doğal kaynaklarla ilgili bilimsellikten uzak yaklaşımları ve suyu yönetememesi nedeniyle gerçekleşti.
Bu kayıplar sadece Eber ve Akşehir'le de sınırlı değil; Beyşehir ve Ilgın Çavuşçu Gölü başta olmak üzere, bir kısmı Konya'da bulunan Göller Bölgesi önemli ölçüde yok olma tehdidi altında, endemik bitkilere kadar tesir eden bir iklim değişikliğine de yol açmış durumda.
AKP'nin bu politikaları, maalesef muhalefetten gelen her öneriyi reddetmeleri, suyu yönetmemeleri, tarımsal kullanımla ilgili bir politikalarının olmaması, münavebe, ürün çeşitliliği, bir tarımsal planlama olmaması ülkeyi ve başta İç Anadolu olmak üzere göller bölgesini kuruma noktasına getirmiş durumda.
Burada iktidarı -acilen planlı bir şekilde başta tarımsal kullanımda suyun kullanımı konusunda bir yasal düzenleme ihtiyacı söz konusu- bir planlama, tarım konusunda da üreticinin kendi başına kaderine terk edilmemesi, münavebe, ürün deseninin oluşturulması konusunda bilinçli bir yaklaşıma davet ediyoruz, sorumluluğa davet ediyoruz. Aksi hâlde Akşehir ve Eber gibi Türkiye'nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü'müzü de kaybedeceğiz.”