Kendini beğenmiş bir gramer bilgini boğazdan karşıya geçmek için bir kayık kiralar gururla oturur.
Kayıkçı olgun ve alçak gönüllü bir insandır. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılır yolcusunu sağ salim karşıya geçirmek ve üç beş kuruş kazanmak ister.
Denizin orta yerine geldikleri sırada bilgin küçümser bir eda ile sorar. "-Sen hiç gramer okudun mu?Dil biliminden anlar misin?"
KAYIKÇI:-Hayır efendim ben cahil bir kayıkçıyım. Dediğiniz şeylerden hiç anlamam. -Vah, vah!... der bilgin ömrünün yarısı boşa geçmiş. Bir süre ilerledikten sonra rüzgâr şiddetli esmeye başlar. Dalgalar büyür, denizde fırtına çıkar.
Bilgin korkmaya başlar. Kayıkçı büyük bir güçle sağ salim karşı kıyıya geçmeye çalışır. Görür ki, artık kurtuluş ümidi yok. Bilgine dönüp sorar. -Efendim, yüzme bilir misiniz?
BİLGİN, ne yazık ki bilmiyorum diye inler.
KAYIKÇI: "-Vah, vah!... Şimdi ömrünün hepsi boşa gidecek, keşke gramer bileceğinize benim gibi yüzme bilseydiniz de canınızı kurtarsaydınız. (Ahmet EFE)...
Nehrin bir tarafından ötekine yolcu taşıyarak geçimini sağlayan yaşlı kayıkçı, kayığındaki küreklerden birinin üstüne inanç, ötekinin üstüne de çalışmak yazmış.
Bunun ne anlama geldiğini soranlara, nehirde karşıdan karşıya geçmek için her iki küreğe de ihtiyacım var. Çalışmadan inanmak, inanmadan çalışmak kişiyi aynı dairede döndürür.
Yaşam yoluna tek kürekle çıkılmaz. İnanarak çalışmak, çalışarak inanmak lâzım. Bir gecenin en karanlık vakti, şafak sökmeden hemen öncedir. Çaba sarfetmeyen insanlar her zaman başkalarının akıllarına muhtaçtır. Herkes, kendi hayat dünyasından sorumludur.
Çalışmadan, çabalamadan yaşamak çok acıdır. Herkes, üzerine düşeni yaptığı sürece dengesini sağlayabilir. Aslında kâr ve zarar elimizdedir. Her anımız çok değerlidir.
Her şeyde bir hayır var deyip yolumuza devam etmeliyiz. Hiç kimse kimseden üstün değildir. Aşırı gurur, sevgiyi yok eder. Her zorluğa rağmen cesaretli davranmak gerekir.
Hayatta hiçbir şey basit değildir. Kendini çalışarak eğiten insan boşluktan kurtulur. Çalışırken dengeyi sağlamalıyız. Aşırıya kaçmak insanı yorar. Kendimize değer vermeliyiz. İyi ve sağlıklı olursak çalışabiliriz.
Dünyada hatasız insan yoktur. Her insan hata yapabilir. Hatamızı anladığımızda özür dilemeyi de bilmeliyiz. Hayatın amacı bir şeyler başarmaktır. Kaç kez başarısızlığa uğradığımızın önemi yoktur.
Başarısızlık bir son değil, bir engeldir. Çıkmaz sokak değildir. O engeli aşmak için çabalamalı. Karşımıza ne çıkarsa çıksın, cesaretsizliğe ve ümitsizliğe teslim olmamalı.
Herkes, geçici olarak cesaretsiz ve mutsuz olabilir. Hayat zordur. Hepimiz zaman zaman dibi boylarız. Buradan kurtulmalıyız. Hepimizin hayalleri var. Hedeflerimiz hayatımıza derinlik ve anlam katar.
Sevdiklerimizle daha içten paylaşımlar yaşamalıyız. Hayatımızda bulunan her şeyin değerini bilmeliyiz. Sevdiğimiz insanlar, sağlığımız, işimiz, sahip olduğumuz her şey için şükretmeliyiz. Hayattaki seçimler bize aittir ama, her şey kontrolümüzde değildir.
Dün gitti, yarın gelmeyebilir. Bugünü dolu, dolu sevgiyle yaşamalıyız...
SAYGILARIMLA