Genellikle başın bir tarafında zonklayıcı bir şekilde ortaya çıkan ve ek semptomlara neden olan nörolojik bir sağlık sorunu olan migren, baş ağrısı türlerinden birisi. Genetik olan migren, koku, ışık, sıcaklık, fiziksel aktivite ile birlikte artabiliyor.
Hastaların iş ve sosyal yaşamlarını ciddi oranda etkileyen migren tedavisinde güçlü ağrı kesiciler ve ağrıdan koruyucu ilaçlar kullanılıyor. Ancak ilaç tedavilerinden fayda göremeyen hastalarda migren botoksu, sinir blokajı, migren aşısı/iğnesi gibi farklı tedavi yöntemlerine de başvurulabiliyor.
Nöroloji Uzmanı Dr. Büşra Ölmez, migren ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi verdi. Migren hastalığının tedavi edilebilir olduğuna dikkat çeken Ölmez, son dönemde ilaç tedavisine dirençli migren hastalarında sinir blokajı tedavisi kullanıldığını kaydetti.
Ölmez, “Sinir blokajı, çeşitli sebeplerle ilaç kullanamayan hastalara uygulanabiliyor. Diğer yandan dirençli seyreden akut ağrıların tedavisinde de kullanılabiliyor. Sinir blokajında migren ataklarının gelişimi ile ilişkili olduğu düşünülen sinirlere çeşitli ilaçlar enjekte ediliyor ve bu sinirler bloke ediliyor. En sık olarak büyük oksipital sinir (GON) bloke ediliyor ve bu işleme GON blokajı deniliyor.
Bu yöntemde migren ataklarının sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmak amaçlanıyor. Bu işlem başın arka kısmına uygulanıyor, sinirin bulunduğu bölgeye lokal anestezik madde enjekte ediliyor. Uygulamanın sıklığı hastadan hastaya değişebiliyor. Genellikle ilk birkaç doz haftalık olarak yapıldıktan sonra, hastanın durumuna göre aylık ya da 2-3 ayda bir yapılan enjeksiyonlara geçilebiliyor.
Yan etkiler oldukça az görülüyor. Herhangi bir enjeksiyonda da yaşanabilecek enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon, ağrı, tansiyon düşmesi, bayılma hissi, alerji gibi yan etkiler görülebiliyor” dedi.
MİGREN BOTOKSU İLE AĞRI SİNYALLERİ AZALIYOR
Medikal tedavi seçeneklerinden yeterli faydayı göremeyen hastalara uygulanabilecek yöntemlerden birinin de migren botoksu olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Büşra Ölmez, “Migrende botoks tedavisinde baş ağrılı gün sayısını azaltmak amaçlanıyor. Bu tedavi yöntemi kronik migren hastalarında tercih ediliyor. Hamile ve emzirenlere, antikoagulan ilaç kullanımı olanlara, kas hastalığı olanlara uygulanamıyor. Alın bölgesi, şakaklar ve baş ve boynun arka kısmındaki kaslara botulinum toksini enjeksiyonu yapılıyor.
Toksin enjeksiyonu ile beraber enjekte edilen kaslarda blokaj ve bu bölgelerden ağrı merkezlerine giden ağrı sinyallerinde azalma sağlıyor. Etki 2-4 haftada görülmeye başlanıyor. Bir sonraki uygulama için en az 3 ay beklemek gerekiyor. Genellikle bir seans botoks uygulamasının etkisi en az 6 ay sürüyor. Göz kapağı düşüklüğü, ense ağrısı, kas güçsüzlüğü gibi olası yan etkiler ortaya çıkabiliyor” diye konuştu.
MİGREN İĞNESİ TEDAVİSİNİ HASTA KENDİ DE UYGULAYABİLİYOR
Migren iğnesinin diğer ilaç tedavilerine dirençli seyreden, sık migren atakları yaşayan hastalarda uygulanabilen bir tedavi olduğunu belirten Uzm. Dr. Büşra Ölmez, “Migren aşısı olarak bilinse de aslında aşı değil, aylık olarak uygulanan, migren ağrılarının sıklığını ve şiddetini azaltmaya yönelik bir tedavi olarak ifade ediliyor. Cilt altına enjekte ediliyor. Bu ilaç, CGRP isimli migren ağrılarının oluşum mekanizmasında önemli rol oynayan bir maddeyi bloke ederek etkisini gösteriyor.
18 yaşından küçüklerde, gebe ve emzirenlerde kullanılmıyor. Önce hastanın bu tedavi için uygun olup olmadığı bir nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Hasta, iğneyi kendi kendine de uygulayabiliyor ancak ilk dozun hastanede, doktor gözetiminde uygulanması öneriliyor. Daha sonra hastaya enjeksiyon eğitimi veriliyor ve bundan sonra isterse hasta kendi kendine aylık enjeksiyonlarını yapabiliyor.
Hastaların büyük kısmında aylık ağrı sayılarında azalma sağlanıyor. En az 3-6 ay tedavinin sürdürülmesi öneriliyor. İğnenin ciddi bir yan etkisi bulunmuyor. Ancak enjeksiyon tedavisi olduğu için enjeksiyon bölgesinde ağrı, kızarıklık, kaşıntı, alerjik reaksiyonlar olası yan etkiler görülebiliyor” diyerek sözlerini noktaladı.