Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Ülkemizde 22 ilde tarımsal kuraklık yaşanıyor. Kuraklığa bağlı olarak geçen yılın buğday rekoltesine göre yaklaşık 2 milyon ton kayıp beklenmektedir. Geçen yıl 20 milyon 500 bin ton olan rekoltenin yüzde 9,75 azalarak 2021 yılında yaklaşık olarak 18 milyon 500 bin ton olması tahmin edilmektedir” dedi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2020-2021 Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu”nu açıkladı. "Tarımsal üretim her zaman kuraklık, aşırı yağış, dolu, don ve fırtına gibi doğal afetlere açıktır” diyen Bayraktar, “Tarlasını eken çiftçi, ürününü hasat edene kadar diken üstündedir. Hasat yapılmadan ve ürünler ambara konulmadan doğal afetleri atlattım diyemez. Hatta bazı kurutmalık ürünlerde afet, yerde serili ürüne de zarar vermektedir. İklim değişikliğinin etkisiyle son yıllarda afetler sık sık yaşanmakta bazı yıllar üretim sezonu boyunca da devam etmektedir” diyerek çiftçilerin nasıl zor şartlar altında üretim yaptığına dikkat çekti.
Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çiftçilerimizin yoğun emek vererek ürettikleri ürünler, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli afetlere maruz kalmış, kayıplar yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir. Bu kayıpların asgari düzeyde olması ve çiftçilerimizin afetlerden en az etkilenmesini sağlamak amacıyla her tarım yılının başından itibaren iklim koşulları ve bitki gelişimlerini Birliğimizce takip etmekteyiz.”
Bayraktar, tarımsal üretim döneminde özellikle aylık yağışlar ve bitki gelişimlerinin takip edildiğini, don ve kuraklık yaşanan il ve ilçelerdeki Ziraat Odalarıyla video konferans toplantılar düzenlendiğini ve illerde yaşanan durumu yerinde izleyip sonuçların TZOB tarafından kamuoyu ile paylaşıldığını söyledi.
“Kış yağışlarının yetersiz olması tarımsal kuraklığın yanı sıra hidrolojik kuraklığa sebep oldu”
Son yıllarda kış yağışlarının yetersiz olması ve bu yıl da sezonun başından itibaren ülke genelinde beklenen yağışların gelmemesi sonucu meteorolojik ve tarımsal kuraklığın yanı sıra hidrolojik kuraklığında yaşandığına dikkat çeken Bayraktar, hidrolojik kuraklıkla ilgili verileri şöyle aktardı:
“Hidrolojik kuraklık sonucu göller ve akarsularda kurumalar görülmüş, barajlarda su seviyeleri azalmış, yeraltı su seviyeleri gerilemiş zaman zaman içme suyu konusunda dahi endişeler oluşmuştur. Bu yıl yeterli sulama yapılamaması durumunda birçok üründe de verim kaybı yaşanabilecektir. Su yetersizliği ürün tercihlerini de etkilemektedir. Ege Bölgesi’nde pamuk yerine kuru şartlarda üretimi üretilebilen ayçiçeğine yönelme olmuştur.
Hidrolojik kuraklık sonucu sulu tarım alanları da riske girmiştir. Çiftçiler yağışın olmaması ve baraj su seviyesinin düşük olması nedeniyle hangi ürünü ekeceği konusunda kararsız kalmaktadır. Önümüzdeki aylarda yağışların yetersiz olması ve sulamanın yeterli düzeyde yapılamaması ile mısır, pamuk, şekerpancarı gibi çok su tüketilen ürünlerde de sorun yaşanabilecektir.”
“Konya’da lodos yağışın etkisini azalttı”
Ülkemiz buğday üretiminin yaklaşık yüzde 32’si, arpa üretiminin yüzde 53’nü gerçekleştiren İç Anadolu Bölgesi 1 Ekim-30 Nisan döneminde 201,5 mm yağış aldığını belirten TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Bölgedeki yağışlar normaline göre yüzde 30,7, bir önceki yıla göre yüzde 20,3 azalmıştır, ayrıca, bölgede barajların doluluk oranı yetersizdir” dedi. Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü:
“İç Anadolu Bölgesi’nde ekim ayı yağışları normallerine göre yüzde 59, kasım ayı yüzde 64,3, aralık ayıda ise yüzde 58,6 oranında azalma görülmüştür. Kasım, aralık aylarında da beklenen yağışların düşmemesi İç Anadolu Bölgesi’nde Konya, Aksaray ve Sivas illerinde ekilen tohumlarda yeknesak bir çıkış olmamış, bitki olması gerektiği düzeyin çok altında gelişim göstermiş ve çıkışlarda yetersizliklere neden olmuştur. Normaline göre ocak ayında yüzde 37, mart ayında yüzde 52 artan yağışlar kuraklık riskini azalmıştır. Ancak nisan ayında düşen yağışlarda yüzde 46,7 oranındaki azalma kuraklık riskinin devam ettiğini göstermektedir. İç Anadolu Bölgesi hububat rekoltesinde kesin tespit için mayıs ayı yağışları belirleyici olacaktır. Nisan ayı sonu itibariyle Konya’da buğday rekoltesinde yüzde 25, Sivas ve Aksaray illerinde yüzde 20 kayıp beklenmektedir.
İç Anadolu Bölgemizde bu yıl yaşanan diğer önemli bir sorun ise Konya’da lodosun nisan ayında gerçekleşen yağışların etkisini azaltması olmuştur. Nisan ayında yağışlar yağmur şeklinde olmasına rağmen aşırı sıcak rüzgâr, toprak yüzeyini kurutmuştur. Ayrıca rüzgârla gelen çöl tozları bitkilerin üzerini kaplamıştır. Lodos toprağın nemini düşürmüş, mevcut karların hızla erimesine neden olmuş ve karın faydasını azaltmıştır.
Yağışsız geçen sonbahar ve aralık ayının ardından ocak ayında 53 mm, şubat ayında ise sadece 12 mm yağış, mart ayında 60 mm yağış ve nisan ayında 27,6 mm yağış kaydedilmiştir. Böylelikle yağışların aylara dağılımı oldukça düzensiz olmakla birlikte, mart ve nisan ayının nispeten yağışlı geçmesi kuraklığın belirli ölçüde telafi edilebilme imkânını ortaya çıkarmıştır. Toprakta önemli bir nem rezervi olmadığı dikkate alındığında, bütün bölgelerde mayıs ayı yağışlarının etkili olacağı ve rekoltede düşüş olacağı beklenmektedir.”
“Buğday rekoltesi 2 milyon kayıpla 18 milyon 500 bin”
Bayraktar, “Ülkemiz buğday üretiminin yaklaşık yüzde 22’si sulu şartlarda, yüzde 78’i tamamen iklim ve yağışlara bağlı olarak kurak şartlarda yapılmaktadır. Temennimiz çiftçilerimizin emeklerinin zayi olmamasıdır. İki milyon hektar ekilmeden bekleyen arazilerimizi üretime kazandırmak, ölçekten uzak arazi yapısına sahip çiftçinin maliyet ve verimliliğini yönetmek için üretim sürecine dokunmak şarttır. Sadece alım garantisi vermek yapısal sorunları çözmez. Sonuç olarak nisan ayı sonu itibariyle geçen yıl 20 milyon 500 bin ton olan rekoltenin yüzde 9,75 oranında azalarak 2021 yılında yaklaşık olarak 18 milyon 500 bin ton olması tahmin edilmektedir” dedi.