Sarayönü Müftüsü Şevket Karaca, camilerin hayatın kıyısında, köşesinde ve dışında değil, hayatın kalbinde, hayatın merkezinde olması gerektiğini söyledi.
İslam hayatının merkezinde cami olduğunu ifade eden Karaca, “İslam medeniyetinde camiler merkezi yerlere yapılır. Eskiden caddeler ve sokaklar, camilere göre tanzim edilir, bütün yollar camilere çıkardı. Çünkü kişinin islam ile olan bağı cami ile doğru orantılıdır. Cami ile bağını koparan toplumlar ve kişiler, giderek islamdan uzaklaşma yoluna girmişlerdir. Ezansız ve camisiz semtlerde büyüyen Türk çocukları, ciddi tehlike altındadır. Bu neden bütün vatandaşlarımıza bir ev alırken veya kiralarken, aradıkları diğer özelliklerin yanında mutlaka yürüyüş mesafesinde bir cami olup olmadığına bakmayı öneriyorum. Nitekim yurt dışında da camiden uzak alanlarda bu durum apaçık görülmekte ve nitekim müslümanlık sadece sosyolojik bir özellik olarak görülmektedir. Bundan maksat kendi hayatında islamın hiçbir özelliği bulunmayan, sadece tarihsel bir bağ olarak islamiyete bağı olan kişidir.” dedi.
Şehirleşmenin beraberinde bazı olumsuzlukları da getirdiğini kaydeden Şevket Karaca, “Biz öyle bir dinin mensubuyuz ki, temiz olan bütün toprakta namazımızı kılarız. Peki o zaman niye cami var, çünkü cami sadece namaz kılma mekanı, ibadet mekanı değil. Aynı zamanda kalplerimizi birleştirme, birbirimizi sevme mekanı. Rabbimizi, peygamberimizi, dinimizi öğrenme mekanı. Hem ilim hem birlik hem sevgi hem de ibadet mekanı. Toplumun yüzde 22’si köylerde yaşıyor ama camilerimizin yüzde 75’i köylerde. Biz köylerden kentlere göç ile birlikte dini hayatımızı, manevi hayatımızı tanzim etme konusunda eksiklerimiz kusurlarımız olmuş. Nüfusumuzun yüzde 75’i şehirlerde yaşıyor ama camilerimizin yüzde 25’i şehirlerde. Pek çok büyük şehirde, devası mabetsiz şehirler oluştu. Cami hiçbir zaman hayatın kıyısında, köşesinde ve dışında olmamalı. Hayatın kalbinde, hayatın merkezinde olmalı” şeklinde konuştu.