Özel, Habertürk televizyonunun canlı yayınında, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Darbe girişimiyle ilgili soruya Özel, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün her zaman Meclis'e vurgu yaptığını ifade ederek, "O yüzden bütün darbelerin hedefi hep Meclis olmuştur. Darbeciler, milletin yetkilendirdiği kişilerden yetkiyi alıp, yetkiyi kendileri kullanmak isterler. O günlerde devletin elindeki istihbarat, gazetecilerin istihbaratı, 'Bunlar bir darbeye kalkışabilir' beklentisi vardı. Böyle tanklarla insanların ezileceği, F-16'larla Meclis'in bombalanacağı kimsenin aklının ucundan geçmiyordu." şeklinde konuştu.
FETÖ'cülerin sistematik bir şekilde yıllardır o güne hazırlandığını kaydeden Özel, "Bir gün bunu yapacaklarmış. Bunlar bir gün cumhuriyet hükümetini devirip yerine Fetullah Gülen'i geçirmek ve yönetimi bir cemaat olarak devralmak üzere hazırlık yapıyorlardı. Liyakat yerine sadakate ya da yaşam biçiminin benzemesine duyulan güven bizi bu noktalara getirdi." değerlendirmesini yaptı.
Özel, 2015 MİT raporunun hayata geçirilebilmesi ve iktidarla muhalefetin bu konuda bir araya gelebilmesi halinde, belki bu kadar büyük tehlikeler yaşanmayabileceğini anlattı.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Meclis'te yaşadıkları sorulan Özel, şu şekilde konuştu:
"Akşam üzeri odamda çalışmalarımı bitirdim. 21.40 gibi misafirhaneye aracı park etmek üzereyken adeta başımın bir karış üzerinden uçak geçti. 'Ne oluyor?' demeden bir daha bir daha. Yabancı bir haber ajansında çalışan bir arkadaşımız aradı beni ve dedi ki, 'IŞİD bir uçak kaçırmış, Anıtkabir'i bombalayacak, hava kuvvetleri Ankara hava sahasını savunuyor.'
Tabii bunlar hep FETÖ'cülerin dezenformasyonları. 5 dakika sonra bir başka gazeteci arkadaş, 'Genelkurmay'ın önünde askerle polis çatışıyor.' dedi. Dedim ki, 'Bu nasıl bir şey, olacak iş değil.' Bu sefer de dediler, 'Bir asker cinnet geçirdi, polis onu almaya çalışıyor.' Köprü gece 22.00 gibi kapandı ve anlaşıldı ki bir darbe girişimi var."
"Meclis'i açan değil, Meclis'in açılması fikrini ortaya atan kişiyim"
O sırada milletvekili grubuna hemen mesaj yazarak genel merkezde toplanma çağrısı yaptığını belirten Özel, şu ifadelere yer verdi:
"16 arkadaşımız da geldi, bir değerlendirme yaptık. Dedik ki, 'Bütün darbeler meclisleri kapatır, bizim bu Meclis'i açmamız lazım yoksa bunlar giderler Meclis'i zapt ederler, bir daha girilmez, gidelim orada mücadele edelim.' Ben Sayın (Mustafa) Elitaş'ı, Ayşenur Bahçekapılı'yı, Meclis Başkanını, başkan vekillerini aradım ve dedim ki, 'Biz bu Meclis'i açalım.' Onlar, 'Biz değerlendirelim.' dediler ve kısa bir süre sonra çağrı geldi. Ben Meclis'i açan değil, Meclis'in açılması fikrini ortaya atan kişiyim. Meclis'i açan, o günün Meclis Başkanıdır. İsmail Kahraman'ın çağrısıyla geldik. Kendisinin 'Olağanüstünün olağanüstüsü' olarak nitelendirdiği oturum gerçekleşti."
Özel, Meclis'in açılacağını duyunca harekete geçtiklerini belirterek, "O an Meclis'e giderken şöyle bir ruh halindeydik, 'Gidelim, demokrasiye sahip çıkalım, biz üzerimize düşeni yapalım.' Darbeciler başarırsa zaten hepimiz gittik ama başaramadıkları durumda karşılarında iktidarıyla, muhalefetiyle öyle bir güçlü demokrasi görüntüsü olsun ki Türkiye ve dünya, bir daha kimse buna yeltenemesin. Esas hareket noktamız buydu." diye konuştu.
"Sözümüze değer veren herkesi darbeye direnmeye çağırdık"
Salona girdikten sonra dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın oturumu birlikte yönetme teklifinde bulunduğunu ve devamında konuşma yaptığını kaydeden Özgür Özel, "Altımda kot pantolon, üzerimde sivil bir gömlek var. Divana çık deyince 'Böyle nasıl olacak?' dedim. O sırada Sayın Aydoğdu 'Ben ceketimi vereyim.' dedi. Ceketi aldım üzerime giyerken dedim ki, 'Milli görüş ceketini en son bana da giydirdiniz.' İsmail Kahraman da 'Çok yakıştı.' dedi.
O sıralarda Meclis'in bombalanması yaşanmamıştı. Ben dedim ki, '100 yıllık partiyiz, yeneriz yenilir ama hiçbir zaman darbeden medet ummayız. Millet CHP'ye yeni bir görev verene kadar ana muhalefet partisiyiz. Seçilmiş parlamentonun, demokrasinin, hükümetin arkasındayız.' Sen o darbeden bir medet umuyor görüntüsü verirsen, o gece Türkiye çok kötü bir noktaya savrulabilir. Çok net olmak gerekiyordu. Sözümüze değer veren herkesi darbeye direnmeye çağırdık." ifadelerini kullandı.
"O gece herkes üzerine düşeni yaptı"
O gece iktidarıyla muhalefetiyle bu ülkenin çok iyi bir sınav verdiğini aktaran Özel, şöyle devam etti:
"CHP, AK Parti, MHP buradaydı. Bugünkü DEM Parti yoktu, dediler ki, 'Ankara'da iki kişiyiz, sokakta silahlı insanlar var, gelmekten endişe ederiz ama tavrımız demokrasinin yanında. Yazılacak bildiriye imza atarız.' Bazıları oturduğu yerden, 'Tiyatro, şu bu.' diyor. Adam F-16'yla atıyor, 0.1 derece yukarıdan atsa, genel kurulun üzerine vuracak. 16 tane 4,5 tonluk avize var. Oraya vursa bütün milletvekilleri ölecekti.
Biz bunu orada yaşadık, sokakta gördük. Genelkurmay kavşağının oradan içeriye girerken orada tanklar insanları eziyordu. Bu Meclis'in bahçesine 3 kez, içerisinde 20 komandonun olduğu helikopter inmeye çalıştı. Meclis polislerinin ateşi karşılığında geri gittiler. Meclis'i ele geçirmek üzere komando yolladılar. Birkaç milletvekilinde silah vardı. Geldiklerinde çatışmayı göze aldılar. O gece herkes üzerine düşeni yaptı."
Yenikapı Mitingi'ne ilişkin soruya Özel, "Her zaman siyasette diyalogdan yanayım. Genel başkanın çağırıldığı bir toplantıya iştirak etmesi normal. Orada toplumun tüm kesimlerine açık olunması lazımdı. 'Yenikapı'ya şu partileri çağıralım, bu partileri çağırmayalım.' bu yanlıştı. Yenikapı meselesini bir partinin egemenliğine girmek olarak istedi birileri. Hata oradaydı. Yenikapı Ruhu'ndan ziyade Meclis'in 1920 ruhunu yakalamak lazımdı, bu yapılmadı." şeklinde cevap verdi.
Özel, 20 Temmuz'da OHAL ilan edilmesinin yanlış olduğunu belirterek, "İçine Anayasa değişikliği, referandum ve genel seçim sığdırıldı. OHAL sırasında mahkeme kararlarına, OHAL kararnamelerine itiraz edilemedi. İçine her şeyi attılar ve çok kötü kullandılar o yetkiyi. İnsanların adalete olan güveni sarsıldı. At iziyle it izi birbirine karıştı. Biz, iktidarıyla muhalefetiyle büyük bir dirayet ve samimiyetle bu işi sürdürebilseydik bunlar olmazdı." diye konuştu.
Bu ay içerisinde Suriye'ye yapmayı planladıkları ziyarete ilişkin soruyu Özel şu şekilde yanıtladı:
"Resmi talebimizi yaptık birkaç gün önce. Teorik olarak henüz bir gün yok ama olumlu bir seyir var. Biz de görüşsek, Sayın Erdoğan da görüşse bunun Türkiye'nin lehine bir mesele olduğunu düşünüyorum. Komşunuzla görüşmeden, el sıkışmadan ne kendi güvenliğimizi, ne oranın toprak bütünlüğünü ne de Türkiye'deki sığınmacıların gönderilmesini başarmamız mümkün değil."
Soru üzerine dönemin CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu ile vasiyet videosu çektiklerini anlatan Özel, "Buraya bomba düşünce biz sığınağa girdik, 2 saat sonra su bulmak için çıktığımda, sesim eşime ulaşınca kızımın çığlığını, evdekilerin ağlamasını unutamıyorum. Arıyorlar 2 saat telefon kapalı. Ölüm korkusu yaşadık ama yakınlarımızın yaşadığı korkunçtu. O gece bir bütün olarak Türk milleti gazidir, Meclis'i gazidir. Hep beraber demokrasinin arkasında durdular, demokrasiye sahip çıktılar." ifadesini kullandı.