CHP Konya Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Barış Bektaş, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenleri sevindirecek bir öneride bulundu.
Milletvekili Bektaş, TBMM’de Milli Eğitim Bakanlığının bütçe görüşmelerinde, öğretmenlerin sorunlarını gündeme getirdi. Eğitimci bir ailenin ferdi olarak, öğretmenlerin sorunlarını yakından bildiğini vurgulayan Bektaş, “24 Kasım’da Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlere önlük değil,1 maaş ikramiye gibi en azından onların moral değerlerini artıracak bir yaklaşımını, müjdesini bekliyoruz” dedi.
Öğretmenlerin ekonomik sıkıntılar başta olmak üzere birçok sorun ile mücadele etmek zorunda olduğunu vurgulayan Bektaş, şunları söyledi:
“Eğitimci bir ailenin bir ferdi olarak tabii öğretmenlerin esas motivasyonunun moralleri ve itibarları olduğunu yakından biliyorum. Bu noktada başta tabii özlük haklarının mesleğin onuru ve vakarına uygun davranmaya, yaşamaya yetmeyen bir seviyede olması temel unsur. Ayrıca öğrencilerinin düşük sosyo-ekonomik koşullar içinde olması, yine velilerle idareyle olan problemleri, fiziksel şartlar bunların başında geliyor.
Bu noktada 24 Kasımda Bakanlığınızın öğretmenlere önlük değil, 1 maaş ikramiye gibi en azından onların moral değerlerini artıracak bir yaklaşımını, müjdesini bekliyoruz. Tabii, eğitimin sorunları büyük ama kısaca birkaç sorundan bahsetmem gerekirse, okul öncesi eğitim konusunda OECD ülkeleri içerisinde Türkiye neredeyse son sıralarda. 3-5 yaş arasındaki çocukların okullaşma oranı yüzde 39'dan yüzde 100'e çıkarılması lazım ki gelecek nesillerin motivasyonu ve eğitim sürecine dâhil olması 3 yaşından itibaren başlayabilsin.
Okul öncesi öğretmenlerin diğer branşlarda görev yapan meslektaşlarından farklı bir durumları var. Teneffüs hakları yok, teneffüs yapamadan kesintisiz eğitim yaptıkları için meslektaşlarına nazaran bir saat fazla mesai yapmaktalar ve bütün dünyada okul öncesi öğretmenlerinin yardımcı personeli var. Sayın Bakanım, bu konunun da dikkate alınmasını talep ediyoruz.”
“KÖY OKULLARIN ACİLEN YENİDEN AÇILMALI”
Köyden kente yaşanan göçte köy okullarının kapatılmasının etkisinin büyük olduğunu vurgulayan Bektaş, bakanlıktan köy okullarını yeniden açmasını beklediklerini söyledi.
Türkiye genelinde 19 binden fazla köy okulunun kapatıldığını hatırlatarak, geçen 21 yıllık süreçte bu kararın yanlışlığının eğitimdeki aksamalarla ortaya çıktığına dikkat çeken Bektaş, “Bunun yanlışlığının siz de farkındasınız. Bu noktada köyden kente göçü yavaşlatacak ve tarım ve hayvancılık başta olmak üzere Türkiye'nin yeniden bir göç problemini yaşamaması için köy okullarının acilen yeniden inkişaf edilmesi, yeniden sisteme kazandırılması ve bu noktada da atanamayan öğretmenlere bir umut olmasını öneriyoruz” diye konuştu.
Öğretmenler arasındaki statü farklılıkları ve gelir adaletsizliğinden kaynaklanan sorunlara da değinen Bektaş, öğrencilerin de mağdur edildiği eğitimdeki diğer sorunları şöyle aktardı:
“Yine çeşitli öğretmenlik tarzları var. Eşit işe eşit ücret prensibinin ihlal edildiği ve âdeta bir emek sömürüsüne dönen ücretli öğretmenlik sisteminin kaldırılması ve atanmayan öğretmenlerin atanması ve öğretmenler arasında statü farklılıkların giderilmesi lazım. Yine Sayın Bakanım, ciddi bir şekilde ülkemizde gelir adaletsizliğinin olduğu, gelirler arasında uçurumun olduğu bir vaka. Bu noktada artık zekâ geriliğini bırakın, bodurluk ve boy kısalığına giden bir seviyede öğrencilerimizin yetersiz beslenmesi var.
Bu noktada Mecliste de bu tartışıldı, iktidar ve ortağının oylarıyla reddedildi ama ciddi bir şekilde böyle bir ihtiyacın da varlığı muhakkaktır. Okullarda ücretsiz bir yemeğin de sağlanması lazım.
Yine, eğitimin ulaşım kısmıyla ilgili de ciddi bir sorun var. 2023-2024 sezonunun başında, kendi seçim bölgem olan Konya'dan örnek vermem gerekirse, en kısa mesafe servis ücreti yıllık 9.900 lira olarak belirlenmiş. Yani 3 çocuk sahibi bir ailenin yıllık bütçesine 30 bin lira gibi bir yük eklendiğini maalesef görebiliyoruz. Bu noktada, sosyal devletin gereği olan, çocukların sadece beslenmesi değil, eğitimi konusunda da bir sorumluluk alınması gerekiyor.
İktidar tarafından yoksulluk sınırının altında yaşayan yurttaşlarımızın eğitim gören çocuklarının bu şekilde bir standartla belirlenmesi mümkün. Yine, kırtasiye ve kitap yardımı bizim açımızdan olumlu bir şey yani hep olumsuzları saymak durumunda değiliz.
Ücretsiz kitap örneğinde olduğu gibi yemek ve ulaşımın da sosyal devlet ilkesinin gereği olarak acilen sistemin içerisine kazandırılması ve Anayasa önünde eşitlik ilkesi gereği herkesin, Türkiye Cumhuriyeti'nde doğan her yurttaş çocuğunun bu eğitimden meccani, ücretsiz olarak her bölümüyle, servisi ve yemeğiyle birlikte faydalanması zaruridir diye düşünüyorum.”