Yapılan açıklamada, kış aylarında grip, soğuk algınlığı ve tonsilit gibi hastalıkların daha yaygın hale geldiği belirtildi. Özellikle çocuklarda "bademcik iltihabı" olarak bilinen "akut tonsilit", yüksek ateş, yutkunma güçlüğü, boğaz ağrısı ve halsizlik gibi belirtilerle kendini gösteriyor.
Prof. Dr. Rauf Oğuzhan Kum, tonsillerin vücuda giren mikropları yakalayarak bağışıklık sisteminin mikroplara karşı savaşında kritik bir rol üstlendiğini ifade etti.
Kum, tonsillerin bazı mikropları tutamayabileceğini belirterek, “Bu gibi durumlarda da bademciklerin kızarıyor ve iltihaplanıyor. Özellikle çocuklarda çok sık gördüğümüz akut tonsilit, tükürük, burun ve boğaz sıvıları gibi vücut sıvılarıyla, yakın temasla, solunum yolundan hava yoluyla çıkan damlacıklar yoluyla kolayca bulaşabiliyor." ifadelerini kullandı.
Enfeksiyonların, kreş gibi ortak alanlarda hızla bulaşabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kum, tanı ve tedavi sürecinin mutlaka aksatılmadan takip edilmesi gerektiğini uyardı.
Kum, yüksek ateş, yutkunma güçlüğü, halsizlik, boğaz ağrısı, eklem ağrıları ve iştahsızlığın akut tonsilitin en belirgin belirtileri olduğunu belirtti. Ayrıca, steril bir çubukla alınan salgı örneği ve fiziksel muayene ile tanının hızlı bir şekilde konulabileceğini ifade etti.
Evde iyileşme sürecinde alınması gereken önlemlere dikkati çeken Kum, "Burada önemli olan evde iyileşme süresi boyunca bağışıklık sistemini güçlendirmeye çalışmak. Yeterli sıvı alımı, sağlıklı beslenme ve iyi bir uyku düzeni bu anlamda çok önemlidir." açıklamasında bulundu.
Kum, halk arasında boğaz akıntısı olarak bilinen farenjit hakkında da uyarılarda bulunarak, akut farenjitin genellikle boğazda ağrı, kuruluk, yutma zorluğu ve ateş gibi şikayetlere yol açtığını belirtti.
Vücutta halsizlik, kırgınlık, iştah kaybı ve öksürüğün de sıkça görülen diğer belirtiler arasında olduğuna dikkat çeken Kum, şu değerlendirmede bulundu:
"Kronik farenjitin belirtileri daha hafif hissedilmekle beraber süreklidir. Hastanın şikayetleri uzun zamandır sürmektedir. Burun tıkanıklığına bağlı ağızdan nefes alma, alerji ya da sinüzit sonucu oluşan geniz akıntısıyla sürekli boğaz temizleme ve bazen de zaman reflü kronik farenjit tablosuna neden olabilir. Sık tekrar eden boğaz enfeksiyonları iş gücü kaybı hayata kalitesinde düşmeye neden olur.”
Kum, çocuklarda sık boğaz enfeksiyonuna bağlı bademcik enfeksiyonlarında dikkatli olunması gerektiğine vurgu yaparak, “Bu enfeksiyonlar kalpte ve böbrekde tahribata yol açabilen romatizmal hastalıklara neden olabilir. Bu nedenle çocuklarda sık geçirilen bademcik enfeksiyonlarında uygun endikasyonlarda bademcik ameliyatı yapmak gerekebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Kum, farenjit hastalığının şiddetine göre farklı tedavi yöntemlerinin kullanıldığını belirterek, viral farenjitin genellikle kendi kendine iyileşebileceğini, ancak bakteriyel farenjit için antibiyotik tedavisinin gerektiğini vurguladı.
"Bağışıklığı güçlendirecek takviyeler önemli"
Kum, farenjitten korunmada alınabilecek önlemlere dikkati çekerek, şu tavsiyelerde bulundu:
"Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, dengeli beslenmek, kaliteli ve düzenli uyku rutini oluşturmak, ortam havasını nemlendirmek, çevresel tahriş edicilerden uzaklaşmak sağlığınızı korumak için önemli adımlardan. Bol sıvı tüketerek (özellikle ılık su) boğazdaki kuruluk azaltılabilir. Eğer beş günden daha uzun süredir rahatsızlığınız devam ediyor ve buna yüksek ateş de eşlik ediyorsa doktora başvurmanız çok önemli. Bu süreçte bağışıklığınızı güçlendirici de takviyeler de alabilirsiniz."
Kum, bulaşıcı solunum yolu hastalıklarının hayat kalitesini kolayca düşürebildiğine değinerek, "Bununla ilgili yapmanız gereken şeylerin en başında aşı olmak geliyor. Bahsettiğimiz bulaşıcı hastalıklara karşı en etkili yöntem olan aşı iyi bir korunma yöntemidir. Bu mevsimde özellikle bu yöntemi tavsiye ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Özellikle kronik hastalığı olan çocuk ve yetişkinlerin doktor gözetiminde aşıya yönlendirilmesi gerektiğini aktaran Kum, "Elleri sık sık yıkama, maske kullanmaya çalışmak, mesafeyi korumak, yüzeyleri temiz tutmak da bu hastalıklar için en az sağlıklı beslenme, bol sıvı tüketmek ve uyku kadar önemli. Hastalığı bulaştırmamak için bu süreçte evde kalarak istirahat etmek en mantıklı önlem olacaktır." önerilerini yaptı.