Yapılan araştırmalara göre, tahıl üretiminde çiftçilerin toplam maliyetinin yüzde 27'si gübreye, mısır üretiminde ise bu oran yüzde 36'ya kadar çıkıyor. Bu da gösteriyor ki, gübre fiyatlarındaki artışlar, çiftçilerin en büyük sorunlarından biri haline gelmiş durumda.
Tarımın kalbini vuruyor
Tarımda kullanılan girdi fiyatlarının artışı, çiftçilerin üretim maliyetlerini katlıyor. Gübre ve mazot, bu girdiler arasında en fazla yer kaplayan kalemler arasında yer alıyor. Örneğin, tahıl üretiminde gübre, toplam maliyetin yüzde 27'sini oluştururken, mazot ise yüzde 10'unu oluşturuyor. Mısır üretiminde ise gübre masrafı yüzde 36'ya kadar yükseliyor. Bu durum, üreticilerin gübre ve mazot fiyatlarındaki artışlardan büyük ölçüde etkilendiğini gösteriyor.
Ancak gübre ve mazot fiyatlarının yükselmesinin yanında, bu ürünlerin ithalat yoluyla Türkiye'ye girmesi, döviz kuru dalgalanmalarına ve döviz kısıtlamalarına bağlı olarak fiyatların daha da artmasına yol açıyor. Çiftçiler, bu dalgalanmalardan ve ulaşabilirlik sorunlarından dolayı daha da zor durumda kalıyor. Yüksek döviz kuru, ithal ürünlerin fiyatlarını artırarak üreticinin cebinden daha fazla para çıkmasına neden oluyor.
Gübre fiyatlarına çözüm bekleniyor
Tarım Kredi Kooperatifleri’nin gübre üretimindeki payı, çiftçilere daha uygun fiyatlarla gübre temin edebilme umudu taşırken, gübre fiyatlarındaki artışlar ve çiftçilere yeterli desteğin sağlanamaması, bu sorunun çözülmediğini gösteriyor. 2008 yılında İran’dan satın alınan Razi Petrokimya'nın, Türkiye'deki yüksek gübre fiyatlarına çözüm sunamadığı belirtiliyor. Bu durum, çiftçilerin gübre fiyatlarının daha uygun hale gelmesi için çözüm arayışlarının devam ettiğini ortaya koyuyor.
Tarımda yaşanan bu olumsuz gelişmeler, sadece üreticiyi değil, tüm Türkiye’yi etkiliyor. Yüksek girdi fiyatları, gıda enflasyonunun en büyük nedenlerinden biri haline gelirken, üreticilerin sürdürülebilir üretim yapabilmesi için çiftçiler çözüm yollarının hızla bulunması gerektiğini ifade ediyor