Maşallah, çok bilgili ve kültürlü olduk!
Hepimiz klavye başında ve çoklu sohbetlerimizde hem doktor, hem hakim, hem savcı, hem gazeteci, hem usta, hem esnaf, hem belediye başkanı, hem de milletvekili olabiliyoruz.
Her konuda görüşümüz var. Sadece görüş değil, başkalarına da tahakküm etmeye çalışan sözde bilgi ve tecrübe var.
Hay maşallah.
Yürüme ve nefes sorunu yaşayan orta yaşlı bir hanımefendiyi doktora götürmüşler. Doktor hastane içinde olduğu için bir müddet odasında beklemek durumunda kalmış.
Neyse doktor odasına gelmiş ve bir bakmış ki, aşırı kilolu bir hanımefendi oturuyor.
Bir anda şaşkınlığını gizleyemeden “Hanımefendi çok kilolusunuz” deyince; hanım abla hiç durumuna bakmadan “Maşallah de guzum” demiş.
Hakikaten maşallah.
Sosyal medyaya bakınca çoğunluğun herkese, her şeye yorumu var.
İnsanların haysiyeti, onuru hiç umurlarında değil.
Sadece yorum yapıyorlar.
Öyle kültürlüler ki! her konuda görüşleri var.
Bir bakıyorsunuz savcı olmuşlar, bir de bakıyorsunuz hakim.
Sanırsınız ki; otorite bunlar!
Bilgisizliğinizle, edepsizliğinizle bu topluma ve bu şehre zarar veriyorsunuz.
Bakın size uygun bir hikaye. Belki de, bir çividen ders alırsınız.
“Bir zamanlar, bir baba ve oğul inşaat işleri yaparak geçimlerini sağlarlarmış. Baba inşaat ustası, oğul ise onun kalfasıymış.
Oğul durmadan birileriyle kavga edip, etrafındakilere zarar verdiği için babası da buna çok üzülüyormuş.
Gel zaman git zaman babası oğlunun bu durumunu düzeltmek için ona bir torba çivi vermiş. Bir torba çiviyi görünce oğul önce çok şaşırmış. Oğlunun şaşırdığını gören babası da:
“Oğlum sana bir torba çivi veriyorum. Arkadaşlarınla tartışıp kavga ettiğin her sefer şu gördüğün tahtaya bir çivi çak”, diye uyarmış.
Oğul, birinci gün tahtaya 37, ikinci gün 25, üçüncü gün ise 17 çivi çakmış. Günler geçip gidiyor, oğul tahtaya daha az çivi çakmak için kendini kontrol etmeye çalışıyormuş. Ve her geçen gün daha az çivi çakmış. Nihayet bir gün gelmiş ki hiç çivi çakmamış tahtaya. Bu mutlu haberi babasına söylemiş.
Babası tekrar oğluna: “Bu günden başlayarak tartışmayıp, kavga etmediğin her gün için tahtadan bir çivi çıkart”, demiş.
Oğul tartışıp, kavga etmediği her gün tahtadan bir çivi çıkartıyormuş. Günler geçmiş, bir gün gelmiş ki tahtadaki çivilerin hepsi çıkarılmış. Bunu gören baba oğlunu yeniden tahtanın karşısına götürmüş ve
“Aferin oğlum iyi davrandın, arkadaşlarınla iyi geçindin, hiç kimseyle kavga etmedin; ama bu tahtaya dikkatli bak. Üzerinde artık çok delik var. Bu tahta hiçbir zaman geçmişteki gibi tahribatsız olamaz. Her tarafında çivi deliği var.
Haberiniz olsun. Kendinizi bu tahta gibi yaptınız.