DENSİZLİK

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nu tebrik ediyorum.Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'a haddini bildirdi.Çavuşoğlu, Türk milletinin misafirperverliğini konuklarına en iyi şekilde gösterirken, densizlik yapanlara;...

Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’nu tebrik ediyorum.

Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'a haddini bildirdi.

Çavuşoğlu, Türk milletinin misafirperverliğini konuklarına en iyi şekilde gösterirken, densizlik yapanlara; Türk milletinin karakterini hatırlatan bir cevap vermeyi de çok güzel uyguluyor.

Daha önce de Türkiye de ağırladığımız İsveçli mevkidaşı Ann Linde’nin ortak basın toplantısında ‘Suriye’den çekilin’ sözlerine Çavuşoğlu çok sert tepki göstermiş, tabiri caizse haddini bildirmişti.

Aynı densizliği yapan Yunan Dışişleri Bakanı Dendias'a da haddini bildirdi.

Bizim kaderimizdir, nedir bilinmez.

Herkesi adam yerine koruz.

Ama içerde beslenen hainler sırtını terör örgütlerine dayar, bize misafir olarak gelenler de AB’ye, ABD’ye ve Rusya ya dayar.

Şu Dendias’ın yaptığına bakarmısınız?

Adam gibi karşılandı.

Cumhurbaşkanımız makamında ağırladı.

Misafir diye Dışişleri Bakanımız başının üzerinde taşıdı.

Tüm dangalaklıklarını görmezden geldi.

Sonra adam yerine koyup ortak basın toplantısı düzenledi.

Daha ne yapılsın sözde demokrat olan ey Avrupalı.

Çaresiz insanları denizde boğulmaya iten insanlıktan nasibini almamış ey Yunanlı.

AB’den gelirler.

Kendi istedikleri oturma düzenini gidince eleştirirler.

Yunandan gelirler kürsüyü görünce edepsizleşirler.

Yahu siz ne ayaksınız?

Bu millet sizi tanır.

Batıdan gelenler siz ezelden beri hep öyle densizsiniz.

Unuttuğumuzu zannetmeyin.

Sadece Malazgirt Savaşı öncesinden bir örnek vereyim.

Malazgirt Ovasına gelen ecdadınız Romen Diyojene ‘kanınız dökülmesin, kafanız kırılmasın’ diye barış elçisi gönderir.

Yapılan görüşmede imparator sultanın talebini dikkate almadığı gibi Selçukluları ve Alparslan'ı önemsemediğini göstererek elçilik heyetini aşağılayan davranışlarda bulunur.

Hatta alaycı bir ifade ile 'Isfahan mı iyidir yoksa Hemedan mı?' der. Selçuklu elçisi 'Isfahan' diyerek cevap verir. İmparator, 'Hemedan'ın soğuk olduğunu haber aldık, biz İsfahan'da kışlayacağız, hayvanlarımız da Hemedan'da kışlar' deyince Selçuklu elçisi o günde nezaketinden dolayı  'Hayvanlarınız Hemedan'da kışlayabilir; fakat sizlerin nerede kışlayacağınızı bilemem' sözleriyle mesajını verir.

Ama anlayan kim.

Zaten Malazgirt Ovası’nda hadleri bildirilmiştir.

Haddiniz bildirilmesine rağmen aynı densizliği hep yapıyorsunuz.

Misafir başımız gözümüz üstündedir.

Elimizde değil karakterimiz bu.

Çaresizleri, aman dileyenleri kaderine terk edemeyiz.

Kim olursa olsun sahip çıkarırız.

Koruruz, kollarız.

Ancak sabrımızın da bir sonu var.

Yunan Dendias’a, İsveçli Ann Linde’ya ve hatta bunların gibi iyi niyetimizi anlamayanlara tavsiyem.

Bu milletin sabrını zorlamayın.

Sinir uçlarını germeyin.

Sonra göz yaşınızı silecek kimseyi bulamazsınız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri