İlk bebeğine 1,5 aylık hamile olduğunu Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki depremlerden bir hafta önce öğrenen 24 yaşındaki Münire Armut, deprem anında eşiyle Antakya'daki evlerinden dışarı çıkarken yıkılan binanın enkazında kaldı.
"Eşimin cenazesine gidemedim"
Münire Armut, AA muhabirine, depremde evlerinden eşiyle el ele indiği esnada binanın yıkıldığını aktardı.
Üstüne merdiven düştüğünü, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandığını ifade eden Armut, eşinin de bir kolonun altında kaldığını söyledi.
İkinci depremde o kolonun eşinin üstüne daha fazla baskı yaptığını belirten Armut, "Ben kurtarıldım, eşimin cenazesi üçüncü gün çıkarıldı. Eşimin cenazesi gömülürken ben hastaneye gittim, kanamam vardı. Düşük yaptığımı sandım, hiç umudum da yoktu. Eşimin gömüldüğü gün oğlumun yaşadığını öğrendim." şeklinde konuştu.
Gittiği Konya'daki tedavi sürecinin ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, oradan da Kayseri'ye geldiğini kaydeden Armut, sekiz aylık hamileyken gittiği kontrolde oğlunun rahatsızlandığını öğrendiğini dile getirdi.
Bebeğinin başıyla ayaklarının gelişiminin normal olduğunun belirlendiğini ancak karnında zayıflama görüldüğü için acil doğuma alındığını anlatan Armut, şunları kaydetti:
"Sezaryen doğum yaptım. Oğlumu Kayseri Şehir Hastanesine sevk ettiler, hemen ameliyata alındı. Operasyon iyi geçmiş. Şu an tedavisi gayet güzel ilerliyor. Prematüre doğdu ama çok şükür şu an iyi, 34 günlük. 18 gün yoğun bakım sürecimiz oldu. Beş gün anne bebek uyuma odasında kaldık, taburcu edildik. Kontrollere geliyoruz. Babasının ismini verdim. Zaten babasının istediği bir şeydi. Eşimin adı Yılmaz'dı. Adı 'Yılmaz Aras' olsun derdi hep. O şekilde babasının adını verdim."
"Gerçekten özel bir bebek"
Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Cerrahisi Klinik Şefi Doç. Dr. Mustafa Erman Dörterler ise 34 haftalık ve yaklaşık 2 kilogram ağırlıkta dünyaya gelen bebeğin "diyafragma hernisi" olarak tanımladıkları ciddi bir rahatsızlığı olduğunu belirtti.
Bu rahatsızlık hakkında bilgi veren Dörterler, şunları kaydetti:
"Toraks boşluğu ile karın boşluğunu ayıran diyafram kasığının yırtık olmasından dolayı çocuğun hayati organları, karaciğer, dalak, ince ve kalın bağırsakları toraks dediğimiz göğüs kafesini tamamen kaplıyordu. Bu, çocuğun akciğerinin gelişmemesine neden olmuş. Bu yüzden nefes alıp vermekte zorlanıyordu. Solunum cihazına bağladık. Bunlar çok ciddi rahatsızlıklar. Bu hastaların birçoğunu maalesef kaybediyoruz ama bebeğimiz çok şanslıydı. Hem düşük doğum ağırlığı hem de erken doğmasına rağmen ameliyatı gayet başarılı geçti. Kritik süreci tamamen atlattı. Şimdi iyileşti, kontrole geliyor. Artık normal bir bebek gibi aşılamaya başladık. Gerçekten özel bir bebek. Depremzede bir aile. Oradan kurtulup burada da ikinci bir yaşam mücadelesi geçirdi, onu da kazandı."