Teknoloji, artık eğitimin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Pandemiyle birlikte hız kazanan online eğitimler, birçok öğrenci için öğretim süreçlerinde kalıcı hale geldi. Ancak Türkiye'nin kırsal kesimlerinde ya da ekonomik olarak dezavantajlı bölgelerde yaşayan öğrenciler için bu fırsat, bir hayalden öteye gidemiyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, kırsal kesimlerde yaşayan öğrencilerin %35'i, yeterli teknolojiye ulaşamıyor. Eğitim uzmanları, bu eşitsizliğin gelecekte iş gücüne katılımda büyük adaletsizlikler yaratacağını vurguluyor.
Özellikle İstanbul ve diğer büyük şehirlerdeki öğrenciler internet ve teknolojiyi sorunsuz kullanırken, doğu ve güneydoğu bölgelerindeki öğrenciler, okula dahi gitmekte zorlanıyor. Birçoğu ise tablet ya da bilgisayarı olmayan bu öğrenciler, eğitimde büyük bir uçurumla karşı karşıya kalıyor.
"Gelecekte Büyük Adaletsizlikler Yaşanacak"
Eğitim sosyoloğu Dr. Ayşe Demir’e göre, dijital uçurum sadece bugünü değil, geleceği de tehdit ediyor:
“Teknolojiyi kullanamayan çocuklar, bilgiye erişemiyor. Bilgiye erişemeyen çocuklar, bir yarışa dezavantajla başlıyor. Bu çocuklar için gelecekte ekonomik eşitsizlikler daha da büyüyecek.”
Dijital uçurum, eğitimdeki fırsat eşitliğini giderek daha zor hale getiriyor. Ebeveynlerin çoğu, teknolojik altyapıya ulaşmak için büyük çaba gösterse de, yeterli ekipman ya da internet bağlantısı bulunmayan öğrenciler derslerden geri kalıyor. Eğitimciler, bunun uzun vadede sosyal ve ekonomik adaletsizlikleri derinleştireceğini savunuyor.
Gerçek Hayattan Bir Hikâye: Eylül'ün Zorlu Mücadelesi
Diyarbakır’ın bir köyünde yaşayan 14 yaşındaki Eylül, derslere katılabilmek için 3 kilometre yürümek zorunda kalıyor. Pandemi döneminde online dersleri kaçırmamak adına internetin çektiği yerlere gitmesi gerektiğini anlatan Eylül’ün annesi, “Tabletimiz yok, internetin çektiği yerlere yürüyerek gidiyoruz,” diyor. Eğitimine devam etmek isteyen Eylül, teknolojik imkânlar sağlanamadığı takdirde arkadaşlarından geri kalacağı için kaygılı.
Çözüm Önerileri: Erişim Sorunları Nasıl Aşılabilir?
Uzmanlar, dijital uçurumun kapanması için hükümetin ve yerel yönetimlerin daha fazla altyapı yatırımı yapması gerektiğini belirtiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, teknolojik altyapıyı güçlendirmek için çeşitli projeler geliştiriyor olsa da, eğitim sendikaları bu çözümlerin henüz yetersiz olduğunu düşünüyor. Tablet ve bilgisayar yardımı projelerinin yanı sıra, her bölgeye eşit internet erişimi sağlanmasının önemi vurgulanıyor.
Sonuç: Teknolojiye Erişim Eşitliği Eğitim Hakkıdır
Eğer dijital uçurum kapatılmazsa, fırsat eşitsizliği daha da derinleşecek ve Türkiye’nin gelecekteki nesilleri eğitim alanında büyük zorluklarla karşılaşacak. Eğitim, herkesin hakkıysa, bu hakkın temel bir parçası olan teknolojiye erişim de sağlanmalı.