DOĞAYI SEVGİ KORUR

.

Güzel ülkemizde zor günler yaşıyoruz. Yangınlar, sel felaketleri, trafik kazalarındaki tüm kayıplar için çok üzgünüz.

Yaşamın içinde güzellikler ve zorluklar bir arada. Yeşilin bin bir tonuna ve çeşit çeşit hayvana ev sahipliği yapan ormanlarımızın akıbeti, insanlığın vicdanına kaldı. Biz doğayı korursak, doğa da bizi korur.

En uzun yolculuk, beynimizden yüreğimize yaptığımız yolculuktur. Vicdan borcu, ödenmesi olanaksız bir borçtur. Güvende hissetmediğimiz, şükretmeyi unuttuğumuz, doğanın kıymetini bilmediğimiz için, toplumsal olarak uyanıştayız.

Gerçeklerle yüreğimiz yanarak yüzleşiyoruz. Felaket haberciliği çok zor. Abartıya gelmez. Sözcüklerle anlatılacak her şey görüntülerde fazlasıyla var.

TARİH boyunca insanlarımız, iyi ve kötü günde birliktelik ruhunu sergilemiştir. Zor zamanlarda, birarada bulunup el birliği ile sorunları aşabilecek olgunlukta olmalı. Öfke, kızgınlık, stres fazlayken sosyal medyada kesinleşmemiş bilgileri yaymamalı.

Doğru bilgiyle hareket etmeli. Unutmayalım ki, yeni bir dünya yok. Bu yaşlı ve yorgun dünyamızı, özenle tedavi etmek, yaşatmak zorundayız. Bunu yapmazsak aydınlığa çıkmamız mümkün olmaz. Güzel ve yaşanılır bir dünya için, uzun vadeli çözümler düşünülmeli.

ACI çekmekte olan yeryüzünün korku dolu çığlıklarına, kulak vermenin zamanı geldi geçiyor. Yeryüzünün canını yok ediyoruz. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamak hepimizin hakkıdır. Doğayı sevgi ve sorumluluk duygusu kurtarır.

İÇİMİZDE gerçek sevginin yeşermesine izin verelim.

DOĞA kendi içinde bir bütündür. İnsan, kuşlar, ağaçlar, nehirler, denizler, hava... Bunlardan herhangi birinde oluşacak olumsuz değişiklikler hemen diğerini etkiler. En çok etkilenen de insandır. Tüm canlıların bağrından çıktığı toprak ana dostumuz. Hep ona sığınırız.

Hızla gelişen ve değişen dünyada yaşamaktayız. Nüfusun artması, yeni yerleşim alanlarının kurulmasına ve yeni iş yerlerinin açılmasına yol açmıştır. İhtiyaçlar çoğaldıkça çevre hızla bozulmuş, doğanın kendisini yenilemesine fırsat verilmemiştir. Bilgisizlik, umursamazlık çevreyi bozan olumsuzlukların artmasına neden olmuştur.

YAŞLI DÜNYAMIZDA insanların yarına bırakabileceği yeşil bir dünyadır. Duyarlı olmak insanlığa canlılara, geleceğe gösterilecek en büyük saygıdır. Her insan, kendine düşen görevi yerine getirmeli ki, gelecek için bırakılacak en büyük mirasın insanlık için, temiz çevre ve temiz toplumdur. DÜNYA yaşanır halden çıktığı takdirde, canlıların ve insanların da yok olacağı, en azından sağlıklı yaşam çizgisini yakalayamayacakları bilinmelidir.

DOĞA, imdat çığlıkları atmasın. Dünya, elden gitmesin. Kötü sona yaklaşmayalım. İNSANOĞLU yaşamak için, sadece kendine değil, canlılara gelecek kuşaklara da hak tanımalıdır. Doğa, hem kendisi için, hem de insanlar için vardır.

SEVGİ olduğu sürece, insan tüm canlıların varlığını, sağlığını koruyarak sürdürebileceği bir yaşam tarzına ulaşır.

İNSAN-DOĞA arasındaki paylaşma düzeni ile sürdürülebilir yaşam idealine ulaşılacak ve doğa, her zaman korunarak dost olunacaktır.

ÜRETİR ve TÜKETİRKEN, doğal çevreyi tehdit etmeyen tutum ve davranışlar, doğa insan ilişkisinin devamında önemlidir. Doğal kaynakları sınırsızca tüketmeye devam edersek, doğa bizden bir gün intikamını alır. Doğa insansız yaşar, ama insan doğasız yaşayamaz. Çevremizle dost yaşamayı prensip haline getirirsek, kuşların ölmediği, çiçeklerin solmadığı, güzel bir dünyayı çocuklarımıza bırakırız.

DOĞA, kendisine gizlenmiş hazinenin, ancak onu keşfetmesini ve korumasını bilenlere verir. İNSAN, doğadan örnek almalıdır. Bu sevgi selinin zincir halkası olduğunu unutmayarak, bu akımı devam ettirmelidir. Dünyanın tüm güzelliğinin tek sebebi sevgidir. Önemli olan bunu bilmek, anlamak ve gerçekleştirmektir.

DOĞAYI tahrip etmeden üretelim, tüketelim ve sağlıklı yaşayalım.

SAYGILARIMLA...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri