Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, yaptığı konuşmada, Hak ile Batıl mücadelesinin insanlık tarihi boyunca sürdüğüne dikkat çekerek, “124 bin peygamber, Allah’ın insanlara verdiği misyonu hatırlatmakla görevliydi. Her toplumda Batıl’ı bilmeyen yoktur” dedi.
Güçlü, Babil’in altıncı kralı Hammurabi’nin Mezopotamya topraklarına hükmettiği dönemde, Hz. İbrahim’in Keldani topluluğuna peygamber olduğunu belirterek, “Toplumundan kovulup Allah tarafından hicretle görevlendirilen Hz. İbrahim, Fırat Nehri’ni geçerek Kenan diyarına ulaştı. Bu yüzden onlara ‘İbrani’ denildi. Hz. İbrahim’in eşlerinden Hacer Kıpti, Sare ise Keldani’ydi” dedi.
Dinlerin evrenselliğine vurgu yapan Güçlü, Yahudilerin dinlerini millileştirdiklerini ve Tevrat’ı kendi arzularına göre değiştirdiklerini ifade etti. Hz. Musa’nın kardeşi Harun ile birlikte peygamber olduğunu ve Kral Ramses’in oğlu Firavun tarafından kovulduğunu anlatan Güçlü, Hz. İbrahim’in ardından, onu öldürmek için peşine düşenlerin, 430 yıl boyunca Firavun’un zulmünden bıkıp isyan etmeye çalıştığını söyledi.
Hz. Musa’nın Tur Dağı’na çıkarken, “Tanrısız ne yapacağız?” diyerek yeni bir put yaptığını aktaran Güçlü, “Yuşa A.S., Hz. Musa’nın akrabasıydı. Hz. Musa’dan sonra 180 yıl boyunca savaşlar yaptı. Filistinlilerin asıl Arap ve İslâmî kökenli olmadığını belirten Güçlü, Yahudilerin Hz. Süleyman ve Hz. Davut’u sadece kral olarak kabul edip peygamber olarak görmediklerini ifade etti.
Hz. Süleyman’ın inşa ettiği mabedin insanlık tarihinin ilk mabedi sayıldığını söyledikleri gibi, İslam inancına göre ilk mabet Kâbe-i Şerif’tir. Kayıp Kutsal Hazine Sandığı’nın Beytül Makdis’in temelinde olduğuna inandıklarını belirten Güçlü, Yahudilerin Tevrat’a yazdıkları vaat edilmiş toprakların Nil ile Fırat arası olduğunu söyledi.
Güçlü, birleşik krallığın savaşlar sonucu parçalanıp Yahudi soyundan ilk devletin kurulduğunu, ardından Asurluların bölgeye gelerek Yahudileri sürgün ettiğini aktardı. Romalıların ise iki aşiretten geriye kalanları sürdüğünü ve bölgede Hristiyanlığın yayıldığını kaydetti.
Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethettiği dönemde şehrin teslim olduğunu, ancak Yahudilerin bölgeye girmesine izin verilmediğini belirten Güçlü, Osmanlı İmparatorluğu’nun ise daha ılımlı davrandığını söyledi. “Osmanlı ihtişamını kaybettiğinde dahi, Yahudilere sığınma hakkı tanıdı” diyen Güçlü, “Keşifler dönemi denilen süreçte birçok bölge sömürgeleştirildi ve Yahudilerin gözleri açıldı” dedi.
Siyasal Siyonizm’in 1800’lü yıllarda ortaya çıktığını belirten Güçlü, Teodor Herzl’in Osmanlı Sultanı Abdülhamid’den beş kez Yahudi devleti kurmak için görüşme talep ettiğini ve reddedildiğini söyledi. Bunun üzerine Batılı devletlerle ve Osmanlı içindeki muhaliflerle işbirliği yaparak Abdülhamid’i devirmeye çalıştıklarını anlatan Güçlü, Birinci Dünya Savaşı’na Osmanlı’yı sokarak parçalanmasını sağladıklarını belirtti.
İkinci Dünya Savaşı’nın planının önceden yapıldığını ifade eden Güçlü, bu savaşın ardından Yahudi devleti kuramayan Siyonistlerin, dünya ülkelerinden Yahudilere baskı uygulamasını istediklerini ve amaçlarının Filistin’e göç etmelerini sağlamak olduğunu söyledi.
Güçlü, 1947 yılında İsrail’in kurulduğunu ve Büyük İsrail fikrinin hayata geçirildiğini belirterek, “Yahudilere sadece ölüm geri adım attırtır. Bu yüzden Müslümanların güçlü olması gerekiyor” dedi. İslam ümmetinin birlik ve beraberliğinin insan iradesine bırakıldığını vurgulayan Güçlü, “Türkiye, tarih boyunca bu birliği en iyi şekilde sağlamaya çalışan ülke oldu. Bugün de Osmanlı’nın Türk-İslam birliği ruhuyla hareket etmekten başka bir yolumuz yok” dedi.
Ortadoğu devletlerinin Osmanlı’dan koparılmanın zorluklarını yaşadığını ifade eden Güçlü, Filistinlilerin Yahudilere toprak satma olayının gerçek olmadığını ve Cihan Harbi sırasında Osmanlı’yı arkadan vuranların Arapların çoğunluğundan olmadığını belirtti. “Sadece üç aşiret Osmanlı’ya karşı çıktı; Haşimiler, Yahudiler ve Şerif Hüseyin” dedi.
Güçlü, günümüzde yaşanan gelişmelerin, “Dünyada iki yüz civarında devlet varken, Rothschild’in serveti bu devletlerin toplamından daha fazla. İsrail’in gerçek yüzü Gazze savaşında görüldü. Medeniyet götürdüğünü iddia edenlere kimse inanmıyor” diye konuştu.
Programın sonunda Konya Yörük ve Türkmen Derneği Başkanı Ahmet Ünsal, Dr. Mustafa Güçlü’ye teşekkür ederek Yörük Kefiyesi hediye etti.