MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis’te DEM Partililerle tokalaşmasının ardından gündeme gelen çözüm süreci yeniden tartışılmaya başladı. Çözüm sürecinin yeniden başlayacağına dair sorulara ise AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala açıklık getirdi.
Cumhur İttifakı ve DEM Parti arasındaki diyalog iddiaları ile yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin Habertürk’te katıldığı programda yanıt veren Ala, "Çözüm süreci masamızda değil. O süreç, o dönemin şartlarında yapıldı ve sonuçlandı. Biz diyaloğu çoğaltmak, uzlaşmayı çoğaltmak, konuşmayı çoğaltmak istiyoruz" dedi.
Efkan Ala'ya MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti sıralarını ziyaret edip milletvekilleriyle tokalaşması ve ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ortadoğu'da gerilimi tırmandıran İsrail'le ilgili 'iç cepheyi sağlam tutma' açıklaması hatırlatılarak 'Yeni çözüm süreci başladı' iddiaları yöneltildi.
İddialara karşı daha önceki açıklamalarında, "Bizim şu anda masamızda böyle bir şey yok. O daha önce yapıldı, oldu bitti. Türkiye o günden bugüne birçok şey yaşadı. Şimdi sorun da farklı, o sorunlara bulunacak çare de farklı. Yani her seferinde aynı şeyi yapmak durumunda değiliz ki" diyen Ala, bir kez daha çözüm süreci olmadığını vurguladı.
"SİYASET BİR ARAYA GELEREK SORUNLARI ÇÖZSÜN"
Efkan Ala'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Az önce vesayetten kurtuldu siyaset diyoruz ama siyasetin kendisi de tahkim edilsin. Çünkü siyaset bir araya gelerek sorunları çözsün. Çünkü siyaset sorunları çözmenin en az maliyetli yoludur. Yani bir sorunu bir ülke nasıl en az maliyetle çözer dersen siyasetle, diplomasiyle çözer. Şimdi bunun için biz diyaloğu çoğaltmak, uzlaşmayı çoğaltmak, konuşmayı çoğaltmak istiyoruz.
Bir sene önce de Suriye'de savaş vardı. Tamam biz bir saniye bakın normalleşmeyi artıralım diyoruz. (Normalleşme şimdi ne oldu?) Tamam güzel bir soru sordunuz. İyi de biz şimdi seçimden sonra Cumhurbaşkanımızla Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı geldi. Sayın Cumhurbaşkanımız orayı ziyaret etti. Sonra efendim normalleşme daha da tahkim edilsin diye açıklamalar yapıldı.
Yani daha fazla diyalog, daha fazla karşılıklı uzlaşma, konuşma zemini olsun diyoruz Cumhur İttifakı olarak. Ama ondan önce zaten her şeyi söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi eski genel başkanı şimdi de bunlara nasıl karşı çıkıyor bakın. Değil mi? Nasıl mesela ağzı alınmayacak şeylerle açıklamaları yapıyor. Yani biz o zaman her şeyi mümkündü de mi yapmadık? Böyle bir şeyi dikkate almanız lazım. Şimdi müsait oldu, mümkün oldu, yapıyoruz.
"MASAMIZDA DEĞİL"
Çözüm süreci masamızda değil. O oldu, bitti. O zaman oldu bitti ve o zaman yapıldı. O zaman bakın Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, Mısır'da bir Arap Baharı yaşandı. Ve inanılmaz iç kargaşa çıktı o ülkelerde.
Kiminde iç savaş çıktı. Biz o zaman yapılan o demokrasideki ilerlemeler neticesinde bakın Türkiye'de de bunu denediler. Yani Türkiye'yi Gezi olayları, 8 Ekim olayları, birçok olayda darbe teşebbüsleri hepsi bunun bir parçasıydı diye düşünüyorum. Türkiye'yi Suriye'ye çevirme girişimleriydi.
Onların hepsini bertaraf etti. O dönemde yapılanlar olmasa, o dönemde alınan kararlar olmasa, o dönemde vatandaşı dikkate alan, temel hak ve özgürlükler konusundaki reformlar olmasa, bu kadar kolay atlatabilir miydik?"
DEM PARTİ'YE: İLİŞKİLERİ KESECEKSİNİZ
"DEM Parti'nin PKK'yla ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Ala şöyle konuştu:
"Düşünmeye lüzum yok ki. Eskiden ne diyordu? Arkamızda, arkalarında PKK vardı. Şimdi diyoruz ki biz partilere, bakın, şiddetle, terörle bunda hiçbir beis yok. Her zaman söyleniyor. Onu reddedeceksiniz. İlişkiler kesilecek. Hiç bu konu tartışma konusu değil. Olduğu zaman da diyalog kurulamaz. Onun için biz şimdi bir diyalog zemini olsun istiyoruz.
Herkes üzerine düşeni yapmalı burada. Yani biz başkalarını sürekli tanımlamayalım ama herkes de, her parti de Türkiye'de işler daha iyiye gitsin istiyor ise işlerin daha iyiye gitmesini sağlayacak inisiyatifleri almalı. Alıyoruz, bak Cumhur İttifakı olarak alıyoruz. Başkaları da alsın. Sen de değiş ve oturalım gibi bir şey mi? Bu kadar tefsire bile lüzum yok ki.
Orada yan yana oturuyor. Aynı konular değil mi? Meclis'te yöneticilik yapıyor. Konuşuluyor. Siyaseti çoğaltalım. Siyasi zemini tahkim edelim. Diyaloğu tahkim edelim. Memleketin meselelerini siyasi alanda çözelim. Biz kendi projemizi ortaya koyuyoruz. Bu projeye pay sahibi olmak isteyen, bu projeye Türkiye projesine katkı vermek isteyenlere de elimizi uzatıyoruz, kapımız açık diyoruz.
Şiddete, teröre hayır. Bizim muhatabımız vatandaştır en başta ve vatandaşın şiddetle terörü reddeden, şiddetle terörle ilgisi olmayan elbette siyaset yapıcılarıdır. Yani bunu defalarca söyleyip de işleri çıkmaz hale getirmek de bir proje olabilir ama bu bizim projemizdir."