Bugün Esma-ül Hüsna da yer alan Allah’ın isimlerinden ES- SELAM ismini paylaşıyoruz.
ES SELAM ismi selamete ermek, anlamındadır.
Bir başka anlamı ise Allah'ın cennette kullarını selamlamasıdır. Yani selametten olandır. Kötülükten koruyan, gözeten olarak da bilinen bir esmadır.
Bugün Cuma.
Cumamız mübarek olsun.
Ali hocamın hazırlayıp gönderdiği bizleri ve alemi yaratan yüce Allah’ımızın 99 isminden sadece birisini Cuma günkü köşemizde paylaşıyoruz.
Bugünkü paylaştığımız Es Selam ismi ile bilgi şöyle.
Esenlik veren
Kullarına rahmet ve bereket ihsan eden, onları emin kılan
Zatı ayıplardan, sıfatı eksikliklerden salim, kullarını tehlikelerden koruyan ve onlara selamet veren, kıyamet günü mü'min kullarını azaptan koruyan ve cennette kullarına selam veren.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
"O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selam'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir." (Haşr,23)
Selâmette olan, selâmette kılan. 'Selâm' kelimesi Kur'anı Kerimde 33 defa geçer ama bunlardan yalnız bir tanesi (Haşr, 23) Allah'ın ismi olarak geçmektedir.
Resulullah buyuruyor:
"Ey Allah'ım! Sen Selam'sın; Selâm yalnız sendedir. Ey ikram ve celâl sahibi olan! Sen ne yücesin."
Selâm ismi, Yüce Allah'ın kemalatının tümünün isbatını ve noksan sıfatların tümünün O'ndan uzaklaştırmayı içermektedir. Bunun manası şöyledir: "Subhânallahive'l-Hamdulillah." Bu tesbih, yüce Allah'ın Ulûhiyyette ve tazimde tek olduğunu kapsamaktadır. Ve aynı şekilde "Lâ ilahe illalahuvallahu ekber" de Ulûhiyyette ve tazimde tek olduğunu kapsamaktadır.
Her doğan ölüyor, her yeşeren kuruyor, her yapılan yıkılıyor. Yaratılanların en değerlisi insan doğuyor, büyüyor, ihtiyarlıyor, hastalanıyor, acıkıyor, uyuyor ve ölüyor. 'Selâm' olan Rabbimiz bütün bunlardan salimdir. İslâm dinini indirerek selâmet yurdu olan Cennete davet eden, bu dünyada gönüller arasına köprü olan selâmı, nezaket kurallarını öğreten Rabbimiz Mü'minleri Cehennem azabından selâmette kılandır.
Allah'ın Selam sıfatı aynı zamanda cennete kabul ettiği kullarına selam vermesi anlamına da gelir. Cenab-ı Hak:
"Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır)" (Yasin,58)
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. (Furkan,75) şeklinde buyurarak cennete giren insanlara sözlü olarak selam vereceğini bildirir. Kuşkusuz Allah'ın selamı müminler için olabilecek en büyük müjdedir.
KERAMETİNİ GÖRSEYDİM
Azîz Mahmûd Hüdâyî bir gün, Sultan Ahmed hanla sarayda sohbet ediyordu. Bir ara abdest tâzelemek istedi. İbrik ve leğen getirdiler.
Pâdişâh hocasına hürmeten ibriği eline aldı ve abdest suyunu döktü. Sultan Ahmed Hanın annesi de kafes arkasında havluyu hazırlamıştı.
Vâlide Sultan kalbinden;
“Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin bir kerâmetini görseydim.” diye geçirmişti.
Bunun üzerine Mahmûd Hüdâyî, Vâlide Sultan’ın gönlünden geçenleri anlayarak; ”
Hayret! Bazıları bizim kerametimizi görmek isterler, Halîfe-i rûy-i zemîn’in elimize su döküp, muhterem validelerinin havlu hazırlamasından daha büyük keramet mi olur?” buyurdu.