Kırmızı et, içerisinde bulunan protein ve yağlar nedeniyle hava ile temas ettiğinde oksitlenmeye başlar ve bu da kötü bir koku oluşturur. Ayrıca etin içerisinde bulunan bakteriler de zamanla çoğalarak kötü kokuya neden olabilir.
Kasaplar, kırmızı eti saklarken bu olumsuz etkileri minimize etmek adına belirli yöntemler kullanırlar. Bunların başında vakum ambalajlama gelir. Vakum ambalajlama sayesinde et, hava ile temas etmez ve oksitlenme süreci yavaşlar. Böylece taze ve kokusuz bir şekilde saklanabilir. Ayrıca düşük sıcaklıkta saklama da etin bozulmasını engeller ve kokusunu korumasına yardımcı olur.
Kırmızı eti evde saklarken de benzer prensiplere dikkat etmek önemlidir. İyi bir saklama kabı kullanmak, vakumlu ambalajlama yapmak veya buzdolabının uygun bölmesinde saklamak etin tazeliğini ve kokusunu korumak adına önemlidir. Ayrıca, kısa sürede tüketilmeyecekse dondurarak saklamak da bir seçenek olabilir.
Kırmızı etin kokmaması için doğru saklama yöntemlerinin kullanılması oldukça önemlidir. Bu sayede hem etin tazeliği korunur hem de kötü koku oluşumu engellenmiş olur.
BOZUK ET NASIL ANLAŞILIR?
Bozuk etin nasıl anlaşılacağı konusunda birkaç önemli ipucu bulunmaktadır. Öncelikle, bozuk etin üzerinde belirgin bir kötü koku bulunabilir. Eğer etin kokusu normalden farklı, keskin ve hoş olmayan bir koku yayıyorsa bu durum bozuk olabileceğinin bir işareti olabilir. Ayrıca, bozuk etin rengi de değişebilir. Normalde kırmızı olan et, bozulduğunda kahverengi veya gri renk tonlarına dönüşebilir. Dokunarak da bozuk eti anlamak mümkündür. Eğer etin dokusu yapışkan, sümüksü veya yapış yapış bir hal almışsa bu da bozulmuş olduğunu gösterebilir. Son olarak, bozuk etin tadı da oldukça belirgindir. Eğer et normalden farklı bir tat veya ekşi bir lezzet veriyorsa tüketilmeden önce mutlaka kontrol edilmelidir. Tüketicilerin sağlığını korumak adına bu belirtilere dikkat ederek bozuk etten kaçınılmalı ve güvenilir kaynaklardan et alınmalıdır.