Kırmızı et üreticisi sıkıntıda. Yem fiyatı geçen yıla oranla yüzde yüze yakın zamlandı.
Türkiye’de nüfusun büyük çoğunluğunun insan sağlığı için gerekli oranda et tüketemediğini, üretecinin de yaptığı işten hayatını idame ettirecek kadar kar etmediğini açık açık belirtelim.
Anadolu da “Biz nerde yanlış yaptık” diye bir hikaye var.
Bu et işi de aynen öyle.
Yıllardır ülkemizin önünde duran en önemli sorunlardan birisi.
Çünkü 30 yıldır bu sektörü takip ederim. Ara sıra iyi olduklarını duyar, ama kısa süre sonra yeniden feryat figanlarını işitirim.
Yaptıkları iş öyle kolay değil.
Sabah çok erken saatlerde çardağa gireceksin, oranın kendisine has kokusunun içerisinde hayvanları yemleme, dışkılarını temizleme, damızlıkların da süt sağımlarını yapacaksın.
Mesai mefhumu olmadan, Cumartesi Pazar tatili hiç bilmeden çalışırlar.
Ama üçe alıp, yediye satan ticaretçi kadar para kazanamazlar.
Kamuya ait Et ve Balık Kurumu tesisleri ile Yem Fabrikaları’nın kapatılması sürecinde Konya da yaptıkları uyarı eylemlerindeki haklılıklarını şimdi daha iyi anlıyoruz.
Yıllardır canlı hayvan ithal ederiz, et ithal ederiz ama ne üreticiyi, ne de tüketiciyi memnun edecek bir hayvancılık sektörü ihdas edemedik.
Et üreticisi, ülkesinin insanının kaliteli, güvenli ve güvenilir et tüketmesi için üretme mücadelesi yaparken, sık sık Bakanlıklardan çare beklemesi, ya da çözüm beklemesi kabul edilebilir bir politika değildir.
Bu sektöre kalıcı bir çözüm maalesef bugüne kadar bulunamamıştır.
Şimdi yine bu sektörün temsilcilerinin talepleri ve aktardıkları bilgiler şöyle.
“Ülkemizde son beş yılda kırmızı et üretimi yıllık ortalama 1 milyon 200 bin ton bandında olup bu üretimin yaklaşık yüzde 80’lik kısmı büyük baş hayvan besiciliğinden sağlanmaktadır. Büyükbaş hayvan besiciliği sektörü ülke ekonomisi ile eşgüdümlü olarak ve devletimizin sektöre sağladığı teşviklerden faydalanarak son yıllarda yatırımlarını arttırıp daha verimli, sağlıklı ve sürdürülebilir üretim olanaklarını arttırmıştır.
Ancak, sektörün ana maliyet kalemlerini oluşturan besilik dana ve yem hammaddeleri ithalata bağlı olduğundan ve son bir yıldır döviz kurlarında yaşanan olumsuz dalgalanmalardan dolayı sektöre aşırı girdi maliyetleri ile üretim yapmak zorunda kalmış, buna karşın bu maliyeti satış fiyatlarına yansıtamadığından zararına üretim yapar hale gelmiştir.
Sektör üreticileri zararlarını başta önceki dönem karlarından karşılamış olup son aylar da ise büyük borçlanmalar yaparak üretimlerini devam ettirmelerine rağmen maliyetin altında kalan satış fiyatları dolayısı ile şu an sektör iflas noktasına gelmiştir.
Biz besicilerin feryadını ilettik. Gerisini yetkililer bilir artık