Kira geliri elde edenleri ilgilendiren önemli uyarı. Hiç beyanname vermeyen ya da düşük beyan edenler için yasal işlem başlatılacak. Peki beyanname usulsüzlükleri nasıl tespit edilecek? Ne kadar ceza kesilecek?
2023 yılında kira geliri elde edenler, birden fazla işverenden ücret alanlar ile gayrimenkulünü satıp değer artışı kazancı elde edenler belli koşullarda bu gelirlerini vergi dairesine ya da elektronik ortamda beyan etmeleri gerekmektedir.
beyanname vermek zorunda olup da beyannamesini vermeyenleri pek de hoş olmayan bir süreç bekliyor. Önce ceza ve faiz sonra zam ve maaş dahil hacze kadar yolu var. Daha da önemlisi normal koşullarda yararlanılacak istisna ve gider uygulaması bu aşamada pek uygulanmamakta ve normal koşullarda ödenmesi gereken vergi hem fazla (istisna ve giderler düşülmediğinden) hem de cezasıyla, faiziyle ve/veya zammıyla ödenmek zorunda kalınabilecek.
Beyanname verme süresini kaçırırsanız..
Varsayalım beyanname verme süresini kaçırdınız. Size herhangi bir ihbarname gelmeden önce kendiliğinden beyanname verebilirsiniz. Ama bu hakkınızı da kullanmazsanız yani beyanname vermezseniz kira, değer artışı kazancı gibi geliriniz takdir komisyonuna sevk edilir ve vergi idaresi, hakkınızda re’sen tarhiyat yani verginizi gıyabınızda hesaplar. Burada genel olarak indirim ve istisnalar dikkate alınmayacağından normal süresinde beyan ettiğinizde çıkacak vergiden daha fazla vergi çıkacaktır.
Cezalar
Vergi Usul Kanunu’nun 344’üncü maddesi uyarınca kayba uğratılan verginin bir katı kadar vergi ziyaı cezası kesilir. Yani re’sen tarh edilen vergi 100 TL ise 100 TL de vergi ziyaı cezası var demektir.
Ancak yükümlünün vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verdiği beyannameler için kayba uğrayan verginin yanı sıra ayrıca alınacak bir kat vergi ziyaı cezasının yarısı hesaplanacaktır.
Sonrasında beyanname vermeyen kira geliri, değer artışı kazancı sahibi için VUK m.352 uyarınca birinci derece usulsüzlük cezası kesilir ve bu ceza, beyanname vermeyen kira geliri, değer artışı kazancı sahibi ve ücretliler için -2024 için- sadece 150 TL’dir.
Minik güzel bir haber: hem birinci derece usulsüzlük hem de vergi ziyaı kesildiği zaman miktar olarak fazla olan kesilir diğeri kesilmez. Genelde de usulsüzlük cezası kesilmemektedir.
Gecikme faizi
Gecikme faizi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112’nci maddesinde düzenlenmiştir. Gecikme faizi, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin sonradan ikmalen, resen ya da idarece tarh edilmesi nedeniyle verginin normal vade tarihinden tahakkuk tarihine kadar aylık %3,5 oranında gecikme faizi hesaplanır.
Örneğin 2023 yılında konut kira geliri elde eden Hüseyin Bey, yıllık beyannamesini 1 Nisan 2024 tarihine kadar vermesi gerekmekte olup tarh ve tebliğ edilen vergiyi de Mart ve Temmuz ayında ödemesi gerekmektedir. Ancak Hüseyin Bey, 2023 yılına ilişkin konut kira gelirini 1 Nisan 2024’e kadar vermemiştir. Vergi idaresi, beyannamesi verilmeyen kirayı resen tarh edip vergi/ceza ihbarnamesini 2 Eylül 2024 tarihinde tebliğ etmiştir. Tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük idareye başvuru ya da dava açma süresi bulunmaktadır; 2 Eylül’den itibaren 30 gün yani 2 Ekim’e kadar. Dava açmadığı ya da idareye başvurmadığı varsayımı altında gecikme faizi (ilk taksit için) normal vade tarihi tarihinden 2 Ekim’e kadar 6 ay hesaplanır. Gecikme faizi hesaplanan verginin her ay için yüzde 3,5’i kadardır.
Dava açma ve/veya idareye başvuru hakkı
Vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde vergi dairesine başvurup cezaların bir kısmını uzlaşma yoluyla veya aynı süre içerisinde yine vergi dairesine başvurup cezaların yarısını sildirme şansına sahipsiniz. Bunun için mutlaka tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde vergi dairesine yazılı başvuru yapmanız gerekmektedir.
Bu arada dava açma hakkınız da bulunmaktadır. Vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesine dava açabilirsiniz. Haklı gerekçeleriniz olmalı, yoksa yargıyı beyhude meşgul etmemek lazım.
Ödemedim, idareye de başvurmadım dava da açmadım
Vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde ne idareye uzlaşma ya da cezada indirim için başvurdunuz ne de dava açtıysanız 30’uncu günden itibaren 1 aylık ödeme süreniz başlar. Bu 1 aylık sürede ödeme de yapmazsanız 1 aylık sürenin bitiminden sonra bu kez 6183 sayılı AATUHK m.55 “Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gerektiğini içeren bir “ödeme emri” ile tebliğ yapılır.” hükmü uyarınca size bir ödeme emri gelecektir.
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren ya borcunuzu ödeyeceksiniz/ödemeyecekseniz ya da dava açacaksanız. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58’inci maddesinde ödeme emrini dava etmeye ilişkin usul hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre; ödeme emri “böyle bir borcun olmaması, kısmen ödenmiş olması veya zamanaşımına uğramış olması” olmak üzere 3 farklı gerekçe ile dava edilebilecektir. Görüldüğü üzere bu aşamada dava açma mahiyeti çok ama çok sınırlıdır.
Gecikme zammı da uygulanacak
6183 sayılı Yasa m.51 uyarınca süresi içinde ödenmeyen amme alacaklarına yasal sürenin son gününü takip eden günden itibaren aylık yüzde 3,5 gecikme zammı uygulanır. 6183 sayılı Yasa m.51’in ilk iki fıkrası “Amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %3,5 oranında gecikme zammı tatbik olunur. Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir” şeklindedir.
Gecikme faiziyle gecikme zammı oranları aynı ama gecikme faizi vergi üzerinden, gecikme zammı ise vergi+vergi ziyaı üzerinden hesaplanacaktır.
Bu arada hemen uyarayım bu gecikme zammı tutarına herhangi bir indirim vs (uzlaşma, cezada indirim vs) uygulanmayacaktır.
Sırada haciz var
Ödeme emrini alan kişi ya bu borcu öder ya da bunu dava eder. Borcu ödemezse 15 günlük süre içerisinde mal bildiriminde bulunması gerekir. Hiç mal varlığım yok demek de mal bildirimi sayılır.
Amme borcu süresi içerisinde ödenmediği için 6183 sayılı Yasa m.55 gereğince kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun 15 gün içerisinde borcunu ödememesi halinde, 6183 sayılı Yasanın muhtelif maddeleri uyarınca hakkında haciz uygulanır. Bankadaki parasına, maaşının belli bir oranına vs haciz gelebilir.
Haciz işlemine başlanabilmesi için öncelikle amme borcunun ödeme emri ile takip edilmesi ve ödeme emrine ilişkin Yasada belirtilen sürecin tamamlanması gerekmektedir. Bu süreç ödeme emrinin usule uygun tebliğ edilmiş olması ve bu sürede borcun tamamının ödenmemesi gerekmektedir. Olası bir durumda ödeme emri ile tebliğ edilen borcun bir kısmı ödenmişse ödenmeyen kısım hacze konu olur.
Vergi borcunu ödemeyenlere hapis cezası olacak mı?
6183 sayılı Kanun m.60 uyarınca kendisine ödeme emri tebliğ edilen mükellef 15 gün içerisinde 6183 sayılı Kanun m.59’da belirtilen usule göre borcunu ödemek veya mal bildiriminde bulunmak zorundadır.
Borcun ödenmemesi ve mal bildiriminde bulunulmaması durumunda borçlu hakkında bir defaya mahsus olmak üzere derhal hapsen tazyik kararı uygulanacaktır.
Buna göre hapis cezası ödeme emri tebliğ edilmiş ve borcu ödememiş olan kişilere ve mal bildiriminde bulunulmamış kişilere uygulanır. Ödeme emri tebliğ edilmiş, borç ödenmemiş ama tam/eksiksiz/doğru mal bildiriminde bulunanlara uygulanmaz. Hapis cezası “borcu ödememekle” alakalı değil “mal bildiriminde bulunulmamayla” alakalıdır. Çünkü vergi idaresi bu aşamadan sonra rahatça haciz uygulasın diye bizden malvarlığımızı bildirmemizi ister.
Hapis kararı 15 günlük sürenin dolmasından sonra tahsil dairesinin talebi üzerine icra hakimi tarafından verilir. İcra mahkemesi hâkimi tarafından verilen üç aylık hapis cezası, kamu borçlusu mal bildiriminde bulunduğu anda sonlandırılır.
Ancak uygulamada bu yönde bir hapis cezasına ben pek rastlamadım. Zaten Maliye’nin amacı da bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğundan hemen haciz aşamasına geçerek borcu tahsil etme yoluna gidecektir.”
(Yazı kaynağı: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanlığı Öğretim Üyesi ve T24 yazarı Prof. Dr. Murat Batı)