Gebelikte tiroit ve diyabet tehlikesi!

Gebelik sırasında anne vücudu, bebeğin sağlıklı gelişimini desteklemek için çeşitli fizyolojik değişimler geçirir. Bu süreç, bazı endokrin hastalıkların ortaya çıkmasına veya mevcut rahatsızlıkların daha belirgin hale gelmesine yol açabilir.

Türkiye’de her yıl binlerce anne adayı, gebelik sürecinde tiroit hastalıkları veya gestasyonel diyabet gibi endokrin sorunlarla karşılaşıyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Mina Gülfem Temiztürk, bu hastalıkların erken teşhis edilip doğru şekilde yönetilmesiyle, anne ve bebek sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerin en aza indirilebileceğini belirtti.

Yapılan araştırmalar, son yıllarda gebelikte endokrin hastalıkların izlenme sıklığının arttığını ortaya koyuyor. Stres, genetik faktörler ve beslenme alışkanlıklarının bu artışta etkili olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Mina Gülfem Temiztürk, gebelikte yaşanan fizyolojik değişiklikleri anlamanın, endokrin hastalıkların yönetiminde önemli bir rol oynadığını vurgulayarak, gebelik dönemiyle ilgili sık karşılaşılan endokrin hastalıklar ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

"Gebelik planlayan ve gebe olan tüm kadınlar tiroit fonksiyonuna baktırmalı"
Artan östrojen düzeylerinin, gebelik hormonu olan beta HCG’nin uyarıcı etkisinin, artan iyot ihtiyacının gebelik döneminde tiroit yapısında ve fonksiyonlarında değişikliğe neden olabildiğini aktaran Uzm. Dr. Mina Gülfem Temiztürk, "Bu değişiklikler bebek ve anne için risk oluşturabileceğinden gebelik planlayan tüm kadınların ve tüm gebelerin başlangıçta tiroit fonksiyonlarına baktırması (TSH ölçümü) önerilmektedir.

Bu dönemlerde tüm gebelere günlük 150 mikrogram iyot takviyesi de yapılması gerekmektedir. Bu destek multivitaminler ve folik asit ile kombine preparatlarla verilebilir. Desteğe gebelik planlandığında başlanıp; gebelik dönemi ve emzirme dönemi tamamlanıncaya kadar devam edilmelidir" şeklinde açıkladı.

"Hipotiroidi tanısı alan kadınların TSH seviyeleri gebelik boyunca takip edilmeli"
Hipotiroidi tedavisi gören kadınların, hamilelik sürecinde artan tiroit hormon ihtiyacını karşılamak için ilaç dozlarını artırmaları gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Mina Gülfem Temiztürk, tiroit bezi tamamen alınmış veya geçmişte RAI (atom tedavisi) uygulanmış kadınların gebelikte daha yüksek ilaç dozlarına ihtiyaç duyabileceğini belirtti.

Ayrıca, gebeliğin başında yeni hipotiroidi tanısı konan kadınların, yüksek TSH seviyelerinin gebelik boyunca izlenmesi ve ilaç tedavisi ile gebelik haftasına uygun seviyelere düşürülmesi gerektiğini vurguladı.

Hamilelik diyabeti hem anne hem de fetüsü olumsuz etkiler
Gestasyonel diyabetin, yani gebelikte gelişen diyabetin, hem anne hem de bebek üzerinde olumsuz etkiler yarattığını ve gebeliğin seyrini olumsuz yönde etkileyebileceğini vurgulayan Temiztürk, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Gestasyonel diyabet, ikinci ve üçüncü trimesterlerde ortaya çıkan insülin direncine bağlı gelişir. Gebeliğin 24-28. haftaları arasında tarama ve tanı testleri yapılmaktadır. Diyabet hastası olup gebelik planlayan tüm kadınların, gebelikten en az 3 ay önce kontrollerini yaptırmaları ve HbA1c değerlerini hedef olan 6.5 seviyesinin altına düşürmeleri gerekir.

Bilinen diyabeti olmayan ama gebelik planlayan ve diyabet hastalığı açısından risk faktörleri bulunan kadınlarda ise gebelik öncesi dönemde ya da bu mümkün değilse gebeliğin 15. haftasından önceki ilk üç aylık dönemde açlık kan şekeri ya da HbA1c ölçümü yaptırmaları gerekir. Bu işlem ile glukoz metabolizmasına ait bozukluklar değerlendirilmelidir."

"Gebelikte şeker yüklemesinin bebeğe zararı olmaz"
ürkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin, gebelikte şeker yüklemesinin mutlaka yapılması gerektiği görüşünü benimsediğini belirten Temiztürk, bu testin bebeğe tıbbi açıdan herhangi bir olumsuz etkisi olmayacağını ifade etti.

Temiztürk, fazla kilo, polikistik over sendromu, önceki hamileliklerde gebelik diyabeti öyküsü, 40 yaş üzeri anne yaşı, geçmişte tespit edilmiş kan şekeri yüksekliği, birinci derece akrabalarda diyabet varlığı ve 4 kilonun üzerinde bebek doğurmanın, gebelik diyabeti için risk faktörleri arasında yer aldığını da sözlerine ekledi.

"Hipofiz bezi adenomları ve böbrek üstü bezi hastalıkları hayati önem taşır"
Gebelik döneminde hipofiz bezinde de bazı anatomik ve hormonal değişiklikler yaşanabildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Mina Gülfem Temiztürk, "En sık görülen sorun hipofiz adenomlarıdır. Adenomların büyüme olasılığı, hormon salgılayan adenomların takipleri ve hormonal eksiklik gibi durumlar mutlaka endokrinoloji uzman muayenesi gerektirir.

Bu hastaların bir an önce saptanması ve tedaviye başlanması hem bebek hem de anne için hayati önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra gebelikte böbrek üstü bezi hastalıkları görülme sıklığı ise düşük olmakla birlikte; ölümle sonuçlanabileceğinden zamanında tanı konması hayati önem taşır" ifadesini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri