Gecikmiş bir yazı…

Değerli Sarayönü Manşet Gazetesi okurları;Haftalar önce yazmak istediğim bir yazıyı gecikmeli de olsa şimdi kaleme almak istiyorum.Öncelikle son günlerde yaşadığımız talihsiz olaylarla ilgili üzüntülerimi dile getirmek istiyorum.Bir...

Değerli Sarayönü Manşet Gazetesi okurları;

Haftalar önce yazmak istediğim bir yazıyı gecikmeli de olsa şimdi kaleme almak istiyorum.

Öncelikle son günlerde yaşadığımız talihsiz olaylarla ilgili üzüntülerimi dile getirmek istiyorum.

Bir tarafta ülkemizin birçok yerinde yanan oksijen kaynaklarımız, diğer tarafta yaşanan sel felaketleri, şehit haberleri, üst üste gelen trafik kazalarında yaşamını yitiren onlarca insanımız.

Tabi ki bir de birbuçuk yılı aşkın süredir yaşantımızı alt üst eden coronavirüs illeti.

Hepimiz ağır bir süreçten geçiyoruz. Sıkıntıların ardı arkası kesilmiyor.

Ayriyeten koronavirüs salgını ve son günlerde yaşadığımız orman yangınları sadece bizim ülkemizi değil tüm dünyayı etkisi altına almış durumda.

Orman yangınları ile ilgili birkaç cümle kurmak gerekirse elbette ki bu yangınların çıkmasında önemli etkenlerden biri insan faktörü. Birilerinin yanlışların ve hatalarını hepimiz çekiyoruz.

Neredeyse her yıl bu yangınlar yaşanıyor. Oksijen kaynaklarımız yok oluyor ama hiç kimse bundan bir ders almıyor.

İşin kolayını bulmuşuz bunun sorumluluğunu terör örgütlerine, rant peşinde koşanların üzerine yıkıyoruz. Hatta bu yaşanan felaketler üzerinden bile siyaset yapmaya çalışıyoruz.

Mutlaka onların da sorumluluğu vardır bilemem. Şu ana kadar resmi bir açıklama yapılmadı. Ama her yıl yaşananlardan ders çıkarmayıp gerekli tedbirleri almayanların sorumlulukları ne olacak peki…

Deprem oluyor, sel oluyor, kuraklıklar yaşanıyor, ormanlar yanıyor peşine bir sürü açıklamalar, televizyon programları vs. vs.

Peki bu felaketler yaşanmadan neden tedbirler alınmıyor, hazırlıklar yapılmıyor…

Umarım ki artık bu kötü, acı tecrübelerin bir daha yaşanmasın.

Ve doğanın dengesini bozmaktan artık vazgeçelim.

***

Yazımın başlığı olan “Gecikmiş bir yazı” derken koronavirüs sürecine kendi adımıza yani Sarayönü Gazetesi özelinde değinmek istiyorum.

Covid-19 salgını birçok sektörü olumsuz yönde etkiledi. Garip bir durum ki bazı sektörler için de ekonomik anlamda fırsata döndü.

Bu süreçten olumsuz etkilenen sektörlerden birisi de bizim işimiz. Yani gazetecilik ve matbaacılık.

Ekonomik sıkıntı yaşanan piyasada gazetemize verilen reklamların kesilmesi veyahut matbaa işlerinin azalması, zorunlu haller dışında evrakların basılmaması, yasaklar nedeniyle davetiyelerin veyahut takvim ve promosyonların yapılmaması elbette ki çok doğal.

Bütün bunlar ve diğer verebileceğim örnekler işin ekonomik yönünü ortaya koyuyor.

Ancak bir başka konu var ki pandemi sürecinde gazetenin içeriğini de doldurmak, haber toplamak, halkı bilgilendirme görevini yerine getirmekte o kadar kolay olmuyor.

Bizler 1,5 yılı aşkın süredir tüm şartlarımızı zorlayarak hatta eskisinden daha fazla tempo tutarak ilçemizin sesi olmaya çalışıyoruz.

Her şeye zam gelmesine karşı gazete satış ve reklam fiyatlarımız üç yıl öncesi ile aynı.

Ancak gazetemizin gerek sayfa sayısı gerekse dağıtım ağında bir aksama veya eksilme olmaması için elimizden geldiğince çalışıyoruz.

Sözün özü şu ki kimi zaman haberlerimiz çok rutine binmiş olabilir. Hep benzer haberleri yaptığımızı söyleyenler var. Kimi zaman belediye bülteni oldunuz eleştirileri de alıyoruz.

Ama elimizde olan da bu.

Hareketin olduğu yerde bereket olur.

Merkez nüfusu 8 bin civarında olan küçük bir ilçede ortalama 12 sayfa ve tamamına yakını bölge haberi olan bir gazete çıkarıyoruz. İşin içinde olmayanlar için basit gibi görünse de bizim yoğun bir mesai harcadığımızı da dile getirmek durumundayım.

İşin kolayına kaçmadan diğer yerel gazeteler gibi ajanslardan toplanan haberlerle gazete çıkarmıyoruz. Yerel ve Sarayönü’nü ilgilendiren haberlere ağırlık vermek için çaba gösteriyoruz.

Belediye bülteni gibi oldunuz eleştirilerine de cevabım şu ki; gazetemiz hiçbir kurumun ve hiçbir siyasi görüşün güdümünde değildir.

Doğal olarak belediyelerin daha fazla faaliyetleri oluyor bizler de bunları yayınlamak ve halkı bilgilendirmek durumundayız.

Belediye veya diğer kurumların sorumluluğunda olup ta yanlış veya eksik kalmış bir durumu bilerek dile getirmez isek işte o zaman bizleri taraf olmakla eleştirebilirsiniz.

Üzerine basarak söylüyorum ki Sarayönü Gazetesinin sütunları herkese açıktır.

Son cümlelerimde bir konuya daha değinmek isterim. Sosyal medya artık yaşantımızın vazgeçilmez bir yerinde.

Kişiler, kurumlar, siyasiler herkes artık bu mecrayı yoğun bir şekilde kullanıyor. Bizler de aynı şekilde takip ediyoruz.

Ancak bizim açımızdan yanlış bir algı oluşmuş durumda. Kimileri için sosyal medyada paylaştığı bir konunun gazetemizde de yer alması gerektiği şeklinde beklentileri var.

Sosyal medyayı kullanmak tamam da gazete okumak ayrı bir kültür. Bu nedenle gazetemizde yer almasını istediğiniz konular için bizlerle iletişime geçerseniz konuyu daha detaylı olarak haberleştirme şansımız olur.

Tüm okurlarımıza anlayış ve desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

Saygılarımla…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri