ÇEŞMELİSEBİL YÖRÜKLERİNDE DOKUMA GELENEÄžİ -1
Çeşmelisebil; Konya İli Sarayönü ilçesine bağlı, geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan bir beldedir. Beldenin tarihi Hellenistik, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini kapsamaktadır. Konar göçer, yörük geleneğini devam ettiren Kara Tekeli, Karakoyunlu, Sarı Keçili, Bolacalı ve Honamlı yörük cemaatleri tarafından kurulmuştur. Yörede, kendine özgü dokuma geleneği mevcuttur. Yöre dokumaları ve dokuma gelenekleri bugüne kadar pek tanıtılmamıştır. Ancak bu kültüre ait dokuma ürünlerini hala görmek mümkündür. Günümüzde bölgede dokumacılık geleneği yaygın olarak yapılmamasına ragmen, eski dokuma örneklerini korumaya çalışan duyarlı yöre insanı bulunmaktadır. Yörede kilim, cicim, zili dokuma örnekleri vardır.
Çeşmelisebil; Konya ili Sarayönü ilçesine bağlı, geçim kaynağı tarım ve hayvancılık olan bir beldedir. Beldenin tarihi, Hellenistik, Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini kapsamaktadır. Kaynaklarda belirtildiğine, göre Konya ve çevresi yoğun olarak yörük aşiret ve boylarının yerleştirildiği bir bölgedir1. Sarayönü ilçesinde, yörük kültürü ve geleneklerini tespit edebildiğimiz beldelerin başında gelmektedir. Çeşmeli Zebun (Çeşmelisebil) köyü Sarıkeçili, Karakoyun ve Karatekeli aşiretlerine 1883 de tahsis edilmiştir2. Bugün bu yörede yaşayan halkta Şam-Adana, İzmir-Tire ve Antalya-Serik tarafından geldiklerini, Sarıkeçili, Tekeli ve Karakoyunlu yörüğü olduklarını, bu bölgeye 100 yıl önce yerleştiklerini, H.1302 tarihinde yerleşik hayata geçtiklerini belirtmektedirler3. Yörede, adı geçen yörükler geleneklerini devam ettirmeye çalışmaktadır ve kendine özgü dokuma geleneği mevcuttur. Yöre dokumaları ve dokuma gelenekleri bugüne kadar pek tanıtılmamıştır. Ancak bu kültüre ait dokuma ürünleri hala görmek mümkündür. Günümüzde dokumacılık geleneği yaygın şekilde görülmemesine rağmen eski dokuma örneklerini korumaya çalışan yöre insanı bulunmaktadır. Yörede kilim, cicim, zili dokuma örneklerini görmek mümkündür. Konya nın diğer bölgelerinde yaşayan yörük aşiret ve boylarında da yaşatılmaya çalışılan dokuma gelenekleri ve örneklerini Çeşmelisebil yörüklerinde de tespit etmek mümkün olmaktadır. Benzer dokuma örnekleri ve özelliklerine değerlendirme bölümünde yer verilmeye çalışılacaktır. Yöre halkının zaman içinde tarım ve hayvacılıkla uğraşması ve endüstriyel ürünlerin yaşamlarına girmesi sonucu günümüzde dokuma yapanların sayısı oldukça azalmış ve yok olmuştur. Bu dokumaların çeşit, malzeme, renk, motif ve kompozisyon özellikleri aktarılmaya çalışılacaktır. Dokumalar çoğunlukla yer yaygısı, ölümlük, namazlık, sofra örtüsü, çuval ve yastık türlerinde tespit edilebilmiştir.
Çeşmelisebil yöresi yörüklerinde dokuma örnekleri
Â
Kırmızı (Çul) Kilimler:
Kırmızı renk kullanarak desensiz çul ve perdeler dokunmuştur. Eni 90 veya 35 cm.lik parçaların (şak) yan yana getirilip birleştirilmesiyle bir bütün yaygı elde edilir. Kırmızı kilimler, günümüzde üretilmedikleri için ne tür tezgâhlarda, ne amaçla dokundukları hakkında fazla bilgiye ulaşılamamıştır. Camilerde bulabildiğimiz ve bugüne kalabilen son örneklerdir. Bu örneklerin çoğunlukla camilerde bulunmuş olması, kırmızı kilimlerin ölümlük olarak dokunmuş olabileceğini akla getirmektedir. Ölümlük kilimler kişinin sağlığında dokuyup ya da dokutturup vefatından sonra camiye bağışlanan yaygılardır. Ayrıca kırmızı renkli dokumaların Türkler tarafından doğum, ölüm, yörük göçü ve düğün merasimleri gibi özel günlerde kullanıldığı da bilinmektedir. Kırmızı kilimin geniş parçalı olanları ıstar tezgâhta dokunmuştur. Bu tür kilimler Çeşmelisebil (Sarayönü) Kasabasında yük örtüsü, ölümlük olarak kullanılmakta ve çul denilmektedir.
Â
Sergi Kilimi-Oturgun Kilim:
Enine ince ve kalın kuşaklar üzerinde cicim teknikli geometrik motiflerin bulunduğu yaygılara Sarayönü Çeşmelisebil yöresinde oturgun kilim4adı verilir. Yer yaygısı şeklinde kullanılan kilimlerde, cicim teknikli süslemeler bulunmayan çıbıklarda iliksiz kilim tekniği kullanılır. Bu yaygıların siyah zeminli kalın kuşakları üzerinde beyaz renkli eşkenar dörtgen biçimli motiflerin meydana getirdiği sular yer alır. Bu motifler tek başına bütün kuşaklarda kullanılabildiği gibi bir-üç-beş adet kuşak da olabilir. Bazı örneklerde ise bu suyun yarım hali kuşakları süslemektedir. Diğer ince kuşaklar üzerinde geometrik biçimli sular işlenir. Bazı örneklerinde, desensiz kısımlar beyaz renkli ve iliksiz kilim tekniği ile kalın kuşaklar halinde dokunur. Desenli kısımlarda eşkenardörtgen biçimli su ortada iki yanında geometrik biçimli ince sularla birlikte verilir. Kırmızı, bordo, sarı, turuncu, yeşil, mavi, açık mavi, mor, kahverengi, beyaz, siyah renkleri kullanılarak 75+85X340 cm. 70+70X300 cm. 70+80X240 cm. boyutlarında yün iplik kullanılarak dokunur.
Atkılı Yaygı:
Enine ince ve kalın kuşaklara ayrılan yaygılarda cicim teknikli ince kuşaklar, beyaz ve kırmızı renkli ve iliksiz kilim tekniğiyle dokunan zemin üzerinde yer alır. Çoğunlukla iki şaklı tasarlanan yaygılarda, her ince kuşakta farklı motif özelliği görülür. Motifler iki düz çizgi arasında düzenli tekrarlar şeklinde verilebilir veya bir sınır içine alınmadan bir hat üzerine yerleştirilebilir. İki uzun kenarda geometrik motiflerle bezeli ince bir su yer alır. Bazı örneklerde bu su ikiüç sıra verilir. Yörede cicim tekniği atkılı adıyla bilinmektedir. Bu yüzden cicim ile dokunmuş bütün yaygılar atkılı olarak isimlendirilir5. İki şaklı tasarlanan yaygılarda kırmızı, bordo, sarı, turuncu, yeşil, lacivert, mor, kahverengi, beyaz, siyah renkleri kullanılır. Kilimlerin uzun kenarlarında yer alan ince kuşaklara su denir. Zeminde geometrik halde dokunan motifler atlamalı tekrarlarla yerleştirilir. Yaygı üzerinde göklü yanış, pıtraklı yanış, bişşekli, elibelinde, soğutan, karnıyarık isimli motifler yer alır Uzun ve kısa kenarda ince su üzerinde boynuzlu karnıyarık motifi işlenir6. Yün malzeme kullanılan yaygılar 90+90X260 cm. 80+90X300 cm. 82+95X270 cm. 70+70X280 cm. ölçülerindedir. Sarayönü Çeşmelisebil yöresinde atkılı veya kilim adıyla bilinen yaygılar yöre halkı tarafından ölümlük kilim ve yük örtüsü olarak da kullanılır. Yaygının sahibi ölünce cenaze bu yaygıya sarılır, sonrasında camiye bağışlanır. Bu yaygılara sümük sargısı dendiğide olur. Yük Örtüleri iki farklı şekilde kullanılır. Yazlık-kışlak olarak göçün yapıldığı dönemde develere yüklenen yükün üzerine örtülürken, yerleşik yaşamda evlerde yer alan yüklüklerin önüne gerilerek kullanılmışlardır.
Oturgun Namazlık:
Sarayönü Çeşmelisebil, yöresinde enine kuşaklara ayrılarak dokunan namazlıklara oturgun namazlıkadı verilir. Kaynak kişiler oturgun namazlağın argaç (atkı) için kullanılan yünün bükülmeden dokunduğunu belirtmektedir. Namazlık şeklinde kullanılan kilimlerde, ince kuşaklarda yörede dal yanış, geydirme, kör pıtrak, ala boncuk adı verilen cicim teknikli sular işlenir. Cicim teknikli süslemeler bulunmayan çıbıklarda iliksiz kilim tekniği kullanılır7. Kırmızı, siyah, sarı, pembe, yeşil, turuncu, kahverengi, beyaz, mor, sarı renklerle 90X155 cm ölçülerinde dokunur.
Dimi Çuval:
Konya nın Ilgın Yukarıçiğil, Çobankaya, Tekeler, Sarayönü Çeşmelisebil, Kadınhanı Saçıkara, Yunak Cebrail, Karapınar İslik, Çumra Kuzucu, Akşehir Değirmenköy yörelerinde bulunan ve içine buğday, bulgur, un gibi yiyecek maddelerinin konup saklandığı çuvallara dimi çuval denir. İliksiz kilim ve cicim teknikleri ile dokunan enine kuşaklarla süslü çuvallar, üzerindeki motifler yörelere göre değişiklik gösterir. Sarayönü Çeşmelisebil de içinde un konan çuvallara dimi çuval denir. Zemin enine kuşaklar üzerinde yörede dal yanış, pıtrak, çekme, dişeme, it izi motifli sular ile bezelidir8. Çuval üzerinde beyaz, bordo, lacivert renkli kuşaklar alternatif düzende yer alır. 73X140 cm. ölçülerinde yün malzeme ile dokunur.