Kuyucu Murad Paşa nın Celâli Mücadelesi Sürecinde Sarayönü ve Çevresi (3)
Anadolu da Celâli hareketinin gittikçe yayılması ve güçlenmesi üzerine sıkı tedbirler alması için görevlendirilen Kuyucu Murad Paşa, 1593 senesinden 1606 senesine gelinceye kadar yaklaşık 14 yıl Budin, Bosna ve Temeşvar taraflarında Avusturyalılarla savaşmıştı. Bu kadar uzun süren savaşlar askerde ve halkta bıkkınlık ve yorgunluğa sebep olmuştu. Buna rağmen, 22 R.evvel 1016/17 Temmuz 1607 de Murad Paşa nın Konya sahrasına ilerlediği bildirilmekteydi. 18 R.ahir 1016/12 Ağustos 1607 de Tarsus Beyi Cemşid e Murad Paşa ya askeriyle birlikte bir an evvel yardıma Konya ya gitmesi için emir gönderilmişti.
Konya ya geldiğinde burada her tabakadan kişilerin katıldığı bir törenle karşılanmış, o da hem devlet adamlarının türbelerini hem de Mevlana nın türbesini ziyaret etmiş, otağını Meram Vadisi taraflarında kurmuştu.
Bu sırada da ortadan kaldırdığı asileri Konya çayırında kazdırdığı kuyulara attırdığı ifade edilmekteydi. Yol haritasını ilk kez Konya da açıklayan Murad Paşa, bilhassa Halep teki Canpoladoğlu nu bertaraf edebilmek için gizlilik, aciliyet ve sertlikten bahsetmekteydi. Murad Paşa nın Kalenderoğlu yla ve çevredeki diğer asilerle mücadelesi sırasında Konya adeta bir üs vazifesi görmekteydi. Karayazıcı nın 1602 de ölmesi üzerine yerine geçen Deli Hasan ın Bosna Beylerbeyi olarak gönderilmesi sırasında Kalenderoğlu, Tavil ve kardeşi Meymun, Karakaş Ahmed ve Kara Said le birlikte Anadolu da kalarak Ankara-Akşehir-Kütahya bölgesinde faaliyetlerde bulunmuştu.
Bu sıralarda, Aydın havalisi Yusuf Paşa nın, İçel Muslu Çavuş un ve Adana da Cemşid adlı Celâlilerin etkisi altındaydı. Murad Paşa, Kalenderoğlu, Kara Said ve Taviloğlu Mustafa gibi üçer beşer bin eşkıya ile Anadolu yu yıkmakta olan Celâlilere aldırmadan, öncelikle Canpoladoğlu ile mücadele etmek istemişti.
Bunu yapmak için öncelikle Konya da yoluna çıkan küçük eşkıya gruplarını bertaraf etmesi gerekmişti. Serdar Konya ya gelirken Kalenderoğlu ve Kara Said denilen eşkıyalar veziri atlatmak maksadıyla af dilemiş, hatta Avusturya seferi için orduya canla başla hizmet edeceklerini de bildirmişlerdi. Ancak, Murad Paşa onların üzerine varmadan Konya ya geçtikten sonra bunlar tekrar isyan bayrağını kaldırmışlardı.
Kalenderoğlu nun üzerine yürüme kararı alındığında Halep te Canpoladoğlu nun isyanı haberi geldi. Bu isyanı bertaraf etmeden diğer isyancıların da haklarından gelinemeyeceği düşünülüp, zamanında hareket edilmezse bunların birleşeceği ve daha kötü sonuçlar doğuracağı hesaplandığından ordunun bir kısmı Kalenderoğlu ve diğer asiler üzerine, bir kısmı da Rumeli askerinin kendilerine katılmasından sonra Halep e yöneldi. Kalenderoğlu ve Kara Said gibi güçlü eşkıya liderler de iş birliği halinde oldukları Canpoladoğlu nun bağımsız olması durumunda kendilerine Anadolu yu vereceğini düşünüyorlardı.
Karaman beylerbeyinin yanı sıra Aydın ve Saruhan beylerbeyi Yusuf Paşa ile Silifkeli Muslu Çavuş da Canpoladoğlu yla ittifak halindeydiler. Yaşı doksanı bulmuş olmasına rağmen Murad Paşa, bütün azmiyle ve siyasî zekasıyla bu meselenin sonlandırılması için çabalamıştı. Bunu yaparken, duruma göre ya ikna yolunu ya da silahlı mücadele yolunu tercih etmekteydi. Örneğin hepsiyle aynı anda mücadele edemeyeceği için Celâlilerin birleşmelerine engel olmak amacıyla bir kısmına mansıplar vermekteydi.
Kalenderoğlu na öncelikle paşalık rütbesiyle Ankara Sancakbeyliği verilmiş, Kadı Vildanzade Mevlana Ahmed onun sancağına girememesinde etkili olmuş, sonuçta Ankara tüccarı zararı az hasarla atlatmıştı. Bu tehlikenin bertaraf edilmesinde Konya dan yola çıkan Tekeli Mehmed Paşa birliklerinin de katkısı göz ardı edilmemelidir. Tekeli Mehmed Paşa nın müdahalesi esnasında Kalenderoğlu ve Kara Said ordusunun 70 bin civarında olduğu belirtilmekteydi ve bu sırada Murad Paşa Konya menzilinde bulunmaktaydı.
Ayrıca Aydın ve Saruhan taraflarında Yusuf Paşa ile İçel de sancak verdiği Muslu Çavuş da devlet hizmeti vermek suretiyle oyaladığı asilerden bazılarıydı. Yusuf Paşa kendisine vezirlik verildiği takdirde Celâlilerin üstesinden geleceğini ifade etmesine rağmen isyancılarla aynı düşünceleri paylaştığı için, I. Ahmed in Bursa ya gelişinde ne onun yanına gelmiş, ne de Celâlilerle mücadele etmişti. Naima, Aydın muhassılı Üveyspaşaoğlu Mehmed Paşa vefat ettikten sonra kethüdası olduğu için onun yerine geçtiğini ifade eder.
Etrafına eşkıya toplayıp fitneye başladıktan sonra kendisine beylerbeyilik verilmek suretiyle bertaraf edilmeye çalışıldığını da belirtir. Bir süre sonra Yusuf Paşa yı sefer bahanesiyle İstanbul a getirtip öldürmüş, Muslu Çavuş u da Konya valisi Zülfikar Paşa vasıtasıyla Konya ya çağırtıp ortadan kaldırmıştı. Saraçzade Ahmet Bey i ise Konya da hile ile aldatıp öldürtmüştü. Murad Paşa, Adana- Tarsus taraflarında faaliyet gösteren Cemşid e11 de sadakatini bildirmesi için taleplerde bulunduktan sonra Konya dan ayrılmıştı. Murad Paşa Konya dayken çeşitli beylerbeylerine gönderilen fermanlarda çevresinin emniyet altına almaları emr edilmekteydi.
Örneğin Rakka Beylerbeyi Mir Şeref e tıpkı Nasuh Paşa nın12 Diyarbakır ve çevresini güvenlik altına alması istendiği gibi onun da Van da çıkabilecek muhtemel bir olumsuz harekete karşı tedbir alması emrolunmuştu. Karaman Beylerbeyi Ahmed Paşa dan da Murad Paşa ya her türlü yardımı yapması istenmekteydi. Temmuz 1607 de Murad Paşa nın Payas da olduğu ve Safed valisi Ma noğlu Fahreddin in bir an evvel yardıma gitmesi bildirilmekteydi. 1608 Ocak ayında her zamankinden ziyade asker lazım olunduğu bildirilmekte ve Halep e gitmeleri emrolunmaktaydı. Zaman zaman bu emirlere riayet etmeyen görevlilere tekrar tekrar sert uyarı içeren emirler gönderilmekteydi. Bu durum huzursuzlukların ne boyuta geldiğini ve süratle son verilmesi gerektiğini göstermesi bakımından mühimdir.
Örneğin Murad Paşa, İznik teyken Rumeli Beylerbeyine uyarı yazısı yollanmıştı. Rumeli ve Anadolu daki pekçok kişiye gönderilen hükümlerden anlaşıldığına göre ayaklanmalara müdahalede bir isteksizlik vardı. Bunun için devlet, durumun ciddiyetini ve aciliyetini ifade etmek için bir an evvel yardıma bölükleriyle birlikte mükemmel şekilde gitmeyenlerin dirliklerinin kesileceğini kesin bir dille açıklamaktaydı. Diğer yandan ordunun kendi üzerlerine sefere hazırlandığını duyan isyancılardan bir kısmı af dilemek üzere gelmişlerdi.
Fakat bir kısmı da teklif edilen af çağrılarına olumsuz cevap vermişlerdi. Sultanönü beyi olan Parmaksız a kendisine aman dilemesi için bizzat adam gönderilmişti. Fakat o, etrafında pek çok kişi olmasından cesaret alarak kabul etmemiş, ancak üzerine bölük gönderildiğini duyunca merhamet talep etmişti. Bu isyancının affedilmesinin sebebi, diğer isyancılara örnek olması, affedileceklerini düşünerek isyanlarından vazgeçmelerinin sağlanmasıydı. Bununla birlikte Murad Paşa tarafından isyancıların birleşmelerini önlemek, hatta birbirlerine düşmeleri maksadıyla zaman zaman mektuplar gönderilmekteydi.
Çay ve Bolvadin taraflarında şekavette bulunan Kızılbaş a da önce istimalet teklif edilmiş, kabul etmemesi üzerine onun da hakkından Hamid beyi Mustafa Bey gelmişti. Bu sıralarda Karaman Beylerbeyi olan Deli Ahmed Paşa da etrafına topladığı üç-dört bin kişiyle eşkıyalığa başlamıştı. O da bertaraf edilip, yanındaki sekban bölükbaşısı adı verilen şakilerden iki yüzden fazla kişi kılıçtan geçirilerek, ibret olsun diye başları ordu-yı hümayuna getirilmişti. Tuğluoğlu adında biri de Akşehir taraflarında isyana başlamıştı. Fakat ele geçirileceğini anlayınca kaçmıştı.
Onu bertaraf etmek için taltif yöntemini kullanan Murad Paşa, kendi haslarından olan Ilgın kasabasının voyvodalığını vermek üzere çağırmıştı. Hemen idam edilmiş ve adamları da öldürülmüştü. Üç dört seneden beri Ilgın kasabası yakınlarında şekavette bulunan Kum-kapulı adlı bir kişinin de isyan hazırlıkları içinde olduğu haberi alınmış, etraftaki diğer zorbalara gizlice haberler gönderilerek birbirine kırdırmak yoluna gidilmişti. Onlar da ziyafet bahanesiyle çadırlarına davet ettikleri Kum-kapulı yı öldürmeleri neticesinde bu isyan hareketi de başlamadan bitmişti.