Geçmişten günümüze "Sarayönü" -53

SARAYÖNÜ DİNİ YAPILARI -2Sarayönü Hatıp CamiiKonya İli, Sarayönü İlçesi, Hatıp Mahallesi, Cami Sokak’ta yer alan caminin yapım tarihi ve banisi kesin olarak bilinmemekle beraber stil kritiği ile 19. Yüzyıl sonlarına tarihlendirilmektedir....

SARAYÖNÜ DİNİ YAPILARI -2

Sarayönü Hatıp Camii

Konya İli, Sarayönü İlçesi, Hatıp Mahallesi, Cami Sokak’ta yer alan caminin yapım tarihi ve banisi kesin olarak bilinmemekle beraber stil kritiği ile 19. Yüzyıl sonlarına tarihlendirilmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olan eser, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 18.03.1988 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen eser 1922-1923 yıllarında geçirdiği bir onarımla kerpiç olan duvarları tamamen moloz taş olarak örülmüştür. Yine aynı yıl minber ve vaaz kürsüsü ile mahfil korkulukları yenilenmiştir. Ayrıca 1950 yılında geçirdiği bir tamiratla ahşap kirişler üzeri ahşapla tavan ve sac levhalarla kaplı kırma çatı ile kapatılmıştır. Yapının batı cephesinde üç adet kitabe yer almaktadır. Bu kitabelerden güney tarafta iki pencere arasındaki dikdörtgene yakın düzensiz formlu bir pano içerisindeki dört satırlık taş kitabede; "......(?) ümem Seyyid-i Şah-ı Keykubad (?)

-El-Arap (?) Ve’l- Acem İzzüd-dünya Ve’d-din Ebu’l-Feth

-Keykavus b. Keyhüsrev burhanü emiru’l-mü’minin...... (?)

-El Muhtaç İla Rahmeti ve affihi gaferallah fi sene sitte mie ......" yazılıdır. (Buna göre bu kitabeden yola çıkılarak tarihin sonu okunamadığından 600’lü yıllar olduğu anlaşılmaktadır.) Sonradan kapatılan rüzgarlık bölümü içerisindeki duvarda yer alan yarım daire formlu üç satırlık taş kitabede ise;

"-Es- Sultan

-Bena’ hazihi’l medresete’l mübareke

-Fi Eyyami’s- Sultan İzzeddin" yazılıdır.

Bu kitabeye göre ise önceden bir medrese varlığından söz edilmektedir. Sultan İzzeddin’in saltanat günlerinde bu mübarek medreseyi bina ettiğini kitabeden anlamaktayız. Bazı araştırmacılara göre medrese M.1656 yılında camiye dönüştürüldüğünü ve inşa tarihinin M.1656 olduğunu belirtirken, bazı araştırmacılara göre ise bu kitabenin başka yapıya yani Pir Hüseyin Bey Cami’sinin avlusunda önceden bir iptidai mektebi, medrese varlığından söz edilmekte olduğundan bu kitabenin bu yapıya ait olabileceği ihtimalini vermiştir. Ayrıca yapının batı cephesinde varlığından söz edilen Latince yazılı mermer kitabe onarımlar esnasında üzeri kapatılmıştır.

Sarayönü’nde eskiden beri varlığından söz edilen bir medrese olduğu kaynaklarda geçmektedir. Fakat medresenin tam olarak yeri bilinmediğinden bu kitabenin de nereye ait olduğu kesin değildir. Etrafı duvarla çevrili olan caminin avlusunda kuzeydoğuda yapıya bitişik olarak yapılmış dikdörtgen planlı kerpiçten yapılmış müştemilat ile batı yönde sonradan yapılmış olan şadırvan bulunmaktadır. Avluya doğu ve batı yönde açılan iki kapı ile girilmektedir. Caminin dış beden duvarları sonradan sıvanarak yeşil boya ile boyanmıştır. Ahşap saçakları ise sarı renge boyanarak üzerindeki su olukları ile camiyi

çevrelemektedir. Yapının batı cephesine giriş önüne sonradan rüzgârlık bölümü eklenmiştir. Bu bölüme üç yönden çıkılan altı basamaklı mermer bir merdivenle ulaşılır. Batı cephesinin kuzey köşesinde sonradan yapılan minaresi yükselir. Aynı cephede dikdörtgen formlu yuvarlak kemerli ahşap çerçeveli iki büyük pencere ile pencereler arasında düzensiz formda dört satırlık taş kitabe ile rüzgârlık bölümü içerisindeki duvarda yarım daire formlu üç satırlık bir taş kitabe yer almaktadır.

Yapıyı güney cephesinde iki, doğu cephesinde üç, kuzey cephede ise bir adet büyük yuvarlak kemerli, dikdörtgen formlu, ahşap çerçeveli pencereler aydınlatmaktadır.

Yapının kuzeybatı köşesinde çokgen kürsü ve pabuç, dilimli gövde ve petek bölümlerinden oluşan, geometrik süslemeli korkuluğu olan, külahlı ve alemle sonlanan, stalaktitli tek şerefeli minaresi yer alır. Minaresi 1992 ‘de yenilenmiştir. Camiye kuzeybatıdaki çift kanatlı bir kapı ile girilirken sonraki onarımlarda giriş önüne rüzgârlık bölümü de eklenerek girişe bu bölümden ulaşılmaktadır. Harim, mihrap duvarına dik olarak iki sıra halinde yerleştirilmiş ikişer ahşap direkle üç sahına ayrılmaktadır. Ahşap direkler zemindeki rutubetten korumak ve çürümesini engellemek için dairesel formlu taşlara oturtulmuştur. Ahşap direkler üzerine yassı formlu yastıklar oturmaktadır. Yastıklar üzerinde ise kuzey-güney yönünde ana kirişler ile bunun üzerinde de doğu-batı yönünde tali kirişler uzanmaktadır. Fevkani mahfile harime giriş kapısı yanından on bir basamaklı ahşap bir merdivenle çıkılmaktadır. Kuzeydeki ahşap direkler mahfil katını desteklemektedirler. Mahfil korkulukları ahşap çıtaların altlı üstlü dikey ve aralıklı olarak yerleştirilmesi ile sade tutulmuştur. Mahfilin kapatılan alt bölümü ile iç beden duvarları pencere seviyesine kadar lambri ile sonradan kapatılmıştır. Kıble duvarı ortasında yer alan yarım daire formlu mihrap nişi yarım kubbeli kavsara ile örtülerek kenarları bitkisel süslemeli yuvarlak kemeri ile tamamlanır.

Kemer köşelikleri boş bırakılırken kemer tablasında; ‚Ȃli İmrân Sûresi, 37. Ayet‛ yazılıdır. Bu ayetin altı ve kenarlarında ise ; Allah (c.c), Maşallah, Ya Hafız, Yadigar‛ üstünde ise ‚Besmele‛ yazılıdır. Dikdörtgen formlu mihrabın yarım daire formlu nişinin etrafını tıpkı Küçük Ali Oğlu Camii mihrabında gördüğümüz gibi kıvrım dal, yaprak motifleri ve ‚S‛ kıvrımlarının birleşerek devamı ile oluşturulan bitkisel süslemeler ile tezyin edilmiş silmeli bordürler çevrelemektedir. Kenar bordürünün üst köşelerinde ve ortasında çiçek motifli rozetler yer almaktadır. Tepeliği ise yarım daire formlu yanlara doğru kıvrılarak ortası boş bırakılmıştır. Mihrap sonradan yaldız boya ile boyanarak orijinal rengi kaybolmuştur. Güneybatı köşede yer alan minber sonradan yenilenmiştir. Giriş alınlığında ‚Kelime-i Tevhid‛ yazılıdır. Külahlı köşk bölümü yanları, aynalık, süpürgelik ve korkuluğu; üçgen ve çokgen formlar ile üçgenlerin birleşerek sekizgen formların oluşturulduğu geometrik kompozisyonlu süslemeler ile bezenmiştir. Vaaz kürsüsü de minberle aynı süsleme formunda olup güneydoğu köşede zeminden yükselerek ahşaptan dikdörtgen tablalardan oluşmaktadır. Harim içerisinde dairesel formlu panolarda gayet sanatkârane şeklinde ‚Allah (c.c)‛, ‚Muhammed (s.a.v)‛, Dört Halife; ‚Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerinin yazılı olduğu levhalar sekiz adettir.

Kurşunlu Camii

Konya İli, Sarayönü İlçesi, Kurşunlu Mahallesi, Kanuni Caddesi’nde yer alan eser, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olup, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 03.06.1988 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Dikdörtgen planlı cami, arazi şartlarına uygun olarak yapılmıştır. Caminin üst örtüsü sonradan kırma çatı ile koruma altına alınmıştır. Beden duvarları kâgir olan yapı dönem dönem onarım geçirmiştir. Yapının kitabesinde geçen 1875 tarihinde inşa edildiği ve 1987’de bir yangın geçirdiği bilinmektedir. Yapıya kademeli olarak bulunduğu arazi şartlarına göre yapılan merdivenlerle çıkılmaktadır. Yapının doğu cephesinde bulunan harime giriş kapısına sonradan yapılan rüzgârlık bölümü ile ulaşılmaktadır. Doğu cephede iki büyük, kuzey cephede bir büyük bir küçük, batı cephede iki büyük iki küçük, güney cephede ise iki küçük pencere yer almaktadır. Pencereler ahşap çerçeveli, dikdörtgen formlu üçgen alınlıklı olarak yapılmakla beraber genellikle küçük pencereler tepe pencereleri şeklindedir. Yapının kuzey duvarının doğu tarafı yaklaşık 7.00 m genişliğinde 3.50 m deriniliğinde dışarıya çıkıntı yapmaktadır. Yapının dış beden duvarları sonradan sıvanarak boyanmıştır. Ayrıca giriş bölümü yanında bir de sadaka taşı olabileceğini düşündüğümüz silindirik formlu bir taş bulunmaktadır. Yapının kuzeydoğusunda bulunan minaresi kötü durumdadır. Tek şerefeli tuğla minaresinin özellikle şerefe ve gövdesinde kopmalar başlamıştır. Harim mihrap duvarına dik olarak uzanan dört sıra ahşap direklere beş sahına ayrılmaktadır. Dışarıya çıkıntı yapan kuzey cephenin doğu tarafındaki iki sırada dörder ahşap direk varken, batı tarafta iki sırada üçer ahşap direk vardır. Kuzey ve güneydeki ahşap direkler duvara bitişik olarak yapılmıştır. Ahşap direklerin alt bölümleri sonradan nemden korumak için lambri ile kaplanarak sonradan yağlı boya ile üstleri boyanmıştır. Ahşap direklerin üzerine yassı formlu yastıklar ile bunun üzerine kuzey-güney yönünde ana kirişler, bunun da üzerine doğu-batı yönünde tali kirişler oturmaktadır. Yapının mahfil katı kuzey cephenin sadece çıkıntı yapan bölümünde yer alır ve korkulukları ahşap çıtaların birleşmesiyle kapalı ve saçaklı olarak yapılmıştır.

Kıble duvarı ortasındaki mihrabı da yarım daire formlu nişli ve dikdörtgen formludur. Nişin bitkisel süslemeli yuvarlak kemeri ile niş etrafını saran bitkisel ve geometrik süslemeli bordürleri dikkat çekmektedir. Tepeliği yarım daire formlu bitkisel süslemelidir ve kenarlarında minareleri vardır. Güneybatı köşede yer alan minber ise bitkisel ve geometrik süslemeli aynalık ve korkuluğu ile külahlı köşkü bulunmaktadır. Vaaz kürsüsü ise yenilenmiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri