Geçmişten günümüze "Sarayönü"-54

SARAYÖNÜ DİNİ YAPILARI (3)Pir Hüseyin Bey CamiiKonya İli, Sarayönü İlçesi, Yukarı Mahalle Pir Hüseyin Bey Caddesi’nde yer alan‚ Büyük Camii olarak da bilinen eser, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olup, Konya Kültür...

SARAYÖNÜ DİNİ YAPILARI (3)

Pir Hüseyin Bey Camii

Konya İli, Sarayönü İlçesi, Yukarı Mahalle Pir Hüseyin Bey Caddesi’nde yer alan‚ Büyük Camii olarak da bilinen eser, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde olup, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 23.09.1992 tarihinde tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Birçok onarım geçiren camii H.811 (M.1408)’de yaptırılmıştır.Yapının yapım tarihi ile ilgili M.Zeki ORAL’ın‚ Turgutoğulları Eserleri- Vakfiyeleri adlı makalesinde iki sıra beşer ahşap sütunun üç sahına ayırdığı harim, ahşap tavan, küçüklü büyüklü pencereleri, moloz taştan yapılmış beden duvarları, müezzin mahfili ve minberi H.1310 (M.1894) yılında Sarayönü zenginlerinden Hacı Abdullah Ağa’nın delaletiyle yaptırılan bölümler olduğundan bahsetmektedir. 1944 yılında da camiye minare eklenmiştir ki caminin bu tarihlerde de onarım geçirdiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Oral, caminin ilk banisi olan Pir Hüseyin Bey zamanına ait olan mihrabın çok güzel olduğunu belirtirken, caminin önünde duran eskiden yazlık bölüm mihrabı olan lahit kapağı kenarlarında Lafza-ı Celâl ve ayetlerle‚Onun tarihi 811’dir.‛ cümlesinin yazılı olduğundan bahseder. Caminin H.811’de yaptırıldığını yazan bu tarihin önemli olduğunu ve camii kapısında önceden yazılı olan bir kitabenin olduğunu ve bu kitabede de Sarayönü şark köylerindeki mezraa öşürlerinin vakfedildiğini; merhum Silleli Said Beyin notlarından öğrenildiğini ve kitabenin bugün yerinde mevcut olmadığını belirterek caminin imam ve hatip beratlarından ilk banisinin de Pir Hüseyin Bey olduğundan bahsetmektedir. Bazı araştırmacılara göre ise camii M.1200 yılına tarihlendirilmektedir.

Pir Hüseyin Bey Camii, avlu duvarı ile çevrili olup kuzeybatısında sonra eklenen yapı ve batı cephesinin güneyinde şadırvanı ile bahçesinde eski yaz aylarında kullanılan mihrabı ve mimari parçalar bulunmaktadır. Avluya güney ve batısındaki kapılardan girilmektedir. Şadırvan dokuz sütun üzerine dilimli kubbe örtülerek kubbeyi çokgen uzun betonarme saçak çevrelemektedir. Sütunlar arası kemerli olup, sütun başlıkları sade tutulmuştur. Kaidesi çokgen formlu olan şadırvan sonradan yapılmıştır.

Bir dönem yaz aylarında kullanılan, günümüzde avluda sergilenen taş mihrabın çok katlı silmeli derin nişi vardır. Nişin üzeri mukarnas kavsaralı olarak tasarlanmış olup, üst ve yan bordürlerde yazı kuşakları yer almaktadır. Bu yazı kuşaklarında; Lafza-i Celâl ve ayetlerle ‚Onun tarihi 811’dir. Kenarlarda ise‚ Ay buraya nur saçmıştır dostlar burada sevinçle ibadet edecektir, düşmanlar görsün yazılıdır. Mihrabın yanlarında ise büyük kalın sütunlar yer almaktadır. Ayrıca bahçede sütun başlıkları ve devşirme mimari parçalar yer almaktadır. Dönem dönem onarım geçiren yapının dış beden duvarları sıvanarak boyanmıştır. Güney ve batı cephesinde bordürleri kırmızı olarak belirginleştirip dikdörtgen formlu taşlar cepheyi hareketlendirmiştir. Batı cephesinde çift kanatlı bir giriş kapısı ile altta dikdörtgen formlu dört pencere ile üstte dikdörtgen formlu dört tepe penceresi yer almaktadır. Kuzeybatı köşede ise minaresi yükselmektedir. Caminin güney cephesinde altta iki büyük pencereler ile üstte iki tane dikdörtgen formlu bir tane de dairesel formlu tepe pencereleri, doğu cephede altta dikdörtgen formlu beş pencere üstte aynı formda üç tepe penceresi, kuzey cephede ise altta iki büyük üstte iki tepe penceresi dikdörtgen formlu olarak harimi aydınlatmaktadır. Pencereler genel olarak alttakiler sonradan pvc ile kapatılarak üsttekiler ahşaptır. Yapıyı çevreleyen ahşap saçaklar sonradan yenilenmiştir.

Yapının batı cephesinin kuzeyinde yer alan minaresinin giriş kapısındaki kitabesinden yapıya 1944 yılında eklendiğini anlamaktayız. Kare kaideli, silindirik formlu, tek şerefeli ve külah örtülü minare alemle sonlanmaktadır. Taş malzemeden yapılmış olan minarenin şerefesi sade olup külah altı ve şerefe altı dikdörtgen küçük panoların birleşerek oluşturduğu çini bilezik ile çevrelenmektedir. Minareye giriş ve harime giriş bölümleri sonradan eklenen bir bölümle kapatılmıştır. Bu bölüme sonradan büyük bir pencere de eklenmiştir. Minarenin kapısı yuvarlak kemerli dikdörtgen formlu olup çevresi ay-yıldızlarla çevrilerek süsleme kompozisyonu oluşturulmuştur. Ayrıca yanlardaki taşlar girintili-çıkıntılı dişli olarak yerleştirilerek giriş cephesi hareketlendirilmiştir. Kapı girişi üzerinde 1944 tarihi yazılıdır. Onun üzerindeki kartuşta ise‚La İlahe İllallah Muhammedün Rasulullah yazılıdır. Hemen yanındaki kare pano içerisinde de‚ Bismillahirrahmanirrahim yazılıdır. Ahşap kapısı üzerinde tablalarda ise kıvrım dal ve çiçek motiflerle bitkisel süslemeli olarak tezyin edilmiştir. Yapıya çift kanatlı ahşap bir kapı ile girilmektedir. Kenarları siyah mermerden olan ahşap kapı dikdörtgen formlu olarak üzerinde yatay ve dikey olarak yerleştirilmiş geometrik formda tablalı olarak tasarlanmıştır. Kapı üzerindeki iki ayrı panodaki kitabelerde ; Sağ pano’da‚ - La İlahe İllallahül Melikul Hakku’l Mübin, Sol pano’da‚ -Muhammedün Resulullah Sadıkul Va’dül Emin yazılıdır. Harim mihraba dik olarak yerleştirilmiş iki sıra beşer ahşap direkle üç sahına ayrılmaktadır. Orta sahın yan sahınlara göre geniş ve yüksek tutulmuştur. Ahşap direkler üzerinde yastıklar ve ana kirişler kuzey-güney yönünde oturmaktadır. Bunun üzerinde ise doğu-batı yönünde tali kirişler oturmaktadır. Sonradan yenilenen mahfilin önceden Ladik Kaşı Camii mahfil korkulukları ve çıkmasına benzer mahfil ve korkulukları varken günümüzde daha sade tutularak tamamen farklı süslemelidir. Ayrıca mahfili, önceden üst örtüyü destekleyen iki ahşap haricinde alttan üç ahşap direk daha desteklemekteydi fakat günümüzde durum değişmiştir. Günümüzdeki mahfile ise on dört basamaklı ahşap bir merdivenle çıkılarak kuzeydeki iki ahşap direkle desteklenip alt bölümü sonradan lambri ile tamamen kapatılarak alt bölümde de bir bölüm oluşturulmuştur. Ayrıca günümüzde pencere açıklıkları ve kapı girişi yapılarak aydınlatma sağlanmış olup yukarıdan daha çok alt bölüm kullanılmaktadır. Şimdiki mahfil korkulukları ise tıpkı Küçük Ali Oğlu mahfilinde olduğu gibi ahşap çıtaların dikey ve aralıklı olarak yerleştirilmesi ile sade tutulmuş dekupe oymalı korkuluklardır.

Harim iç beden duvarları süslemesiz olarak yapılmıştır lakin yer yer dairesel hat yazılı panolar yer almaktadır. Harim içerisindeki bu dairesel formlu panolarda gayet sanatkârane şeklinde‚ Allah (c.c), Muhammed (s.a.v), Dört Halife; Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ile Hz. Muhammed’in torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerinin yazılı olduğu levhalar sekiz adettir.

Kıble duvarı ortasında yer alan mihrap ise süslemesi ve formu ile caminin en dikkat çeken bölümlerinden birisidir. İki bölüm olarak tasarlanmış olan alçı mihrabın nişi üzeri mukarnas kavsaralıdır. Kavsara üzerindeki köşeliklerde ise yaldız üzerine birbirini takip eden mavi yıldız sırası çevrilerek , yine iki yanda ortada mavi yıldız etrafında baklava dilimlerinin altıgen form oluşturarak bunun da çevresinde altı adet baklava dilim motifinin etrafını saran geometrik süslemeli olarak çinilerle tezyin edilmiştir. Mihrap nişini dikdörtgen formlu alçı kalıpla nesih yazı ile yazılmış bordürler çevrelemektedir. Mihrap nişi yanlarındaki sütunceler yivli, başlıkları ise geometrik süslemelidir. Mihrabın tepeliği turkuaz renkli olup ortadaki panoda ‚Bakara Sûresi 144. Ayet yazılıdır. Yanlar bitkisel süsleme ile tezyin edilerek üzerindeki pano ise kırılmış görüntüsü verilerek tıpkı bir kapı kanadını andırarak bitkisel veya geometrik süslemeli olarak tezyin edilmiş olup ortadaki iki panoda ‚Allah (c.c) ‚Muhammed (s.a.v) yazmaktadır. Fakat alçı mihrap üzeri sonradan yağlı boya ile boyanarak özgün görselliği kısmen bozulmuştur. Mihrabın batısında yer alan minberin sonradan yapıldığı anlaşılmaktadır. Ki bununla ilgili bazı araştırmacılara göre 1892’deki onarımda minberi bulunmayan camiye, tezyinatı mihrabın üst kısmına benzetilen bir minber yapıldığı fakat günümüze ulaşamadığı belirtilirken onun yerine sonradan ahşaptan formika kaplı basit bir minber yapıldığından bahsedilse de maalesef günümüzde o minberinde olmadığını fark ediyoruz. Günümüzde harimde bulunan şimdiki minber girişi kemerli olarak yanları ise geometrik süslemeli olarak tasarlanmıştır. Tepeliği ise yıldız formlu olarak geometrik süslemelidir. Minberin aynalığı ikiz kenar üçgenler ile korkuluk ise yıldız motifli rozetler ile süslenmiştir. Minberin köşeliği konik külah örtülüdür. Süpürgelikte farklı süslemesi ile dikkat çekmektedir. Vaaz kürsüsü de minber gibi mermer malzemeden, basamaklarla çıkılan ve önünde, minber süpürgeliğindeki süsleme motifleri ile aynı süsleme formları yer almaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri