Obezite, vücudun ihtiyacından fazla kalori alınması sonucunda kişinin boy uzunluğunun kilogram cinsinden ağırlığına olan oranının yani vücut kitle indeksinin 30'un üzerinde olmasıdır. Obezite oluşumunu etkileyen birçok faktör olduğunu belirten Op. Dr. Yılmaz Polat, obezitenin günümüzde çoğunlukla teknoloji hastalığı olduğunu vurguladı.
“Obeziteyle birlikte birçok hastalıkta beraberinde geliyor”
Giderek daha fazla görülen obezitenin, sadece fazla kiloları değil, çeşitli hastalıkları da beraberinde getirdiğini, obezitede vücutta artan yağ dokusunun aşırı kilo olarak karşımıza çıktığını ifade eden Op. Dr. Yılmaz Polat, ‘’Obezitenin en önemli sebepleri arasında yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsizlik yer alıyor.
Günümüzde teknolojinin gelişmesi de fiziksel aktivitenin azalmasına neden olduğu için hem hareketsizlik hem de yanlış beslenme alışkanlıkları obezite hasta sayısının artmasına neden oluyor. Obezitenin artması da birçok kronik hastalığı beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.
Obez olan kişilerde genellikle karın bölgesinde daha yoğun olmak üzere tüm vücutta yağ birikimi gözlenirken, artan yağ dokusunun vücudun normal işlevlerini bozduğunu, obezitenin sadece beden değişikliğine yol açmadığını ifade eden Genel Cerrah Op. Dr. Yılmaz Polat, obez insanlarda nefes darlığı, yorgunluk ve halsizlik, eklem ve sırt ağrılarının görülebileceğini söyledi.
Ayrıca psikolojik sorunların da olabileceğini ekleyen Op. Dr. Yılmaz Polat, obezitenin kişinin kendine olan güvenini ve beden imajını olumsuz etkilediğini, bu durumdan dolayı da çoğu kişide depresyon ve anksiyeteye yol açabileceğini söyledi.
Obezitenin başlıca neden olduğu hastalıkların kalp dolaşım sistemiyle ilgili olduğunu açıklayan Op. Dr. Yılmaz Polat, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
‘’Obezite dolaşım sistemini etkileyerek kalp hastalıkları, kalp krizleri, kalp yetmezliği, hipertansiyon, kötü yağ asitlerinde artış, hiperlipidemiye sebep olabilir. Bunun yanı sıra beyinle ilgili sorunlar yani inme, yürüme bozuklukları ve migrene de yol açabilir.
Endokrinolojik olarak neden olduğu en önemli hastalık ise Tip2 Diyabet’tir. Kadınlarda polikistik over sendromu ve bununla ilişkili infertiliteye yani kısırlığa neden olabilir. Solunum sistemini etkileyerek pulmoner emboli ve uyku apnesine neden olabilir. Ayrıca obezite asosyal kişilik bozuklukları ve depresyonun en önemli nedenlerinden biridir.
Obezite yaşam için vazgeçilmez olan karaciğerde yağlanmaya, safra taşlarında artışa ve reflü hastalığına da sebep olabilir. Son yıllarda artan kanser hastalıkları da obezite ile ilişkilidir. Özellikle meme, rahim ve kolon kanseri riski obezite ile birlikte artış göstermektedir.”
“Çok geç olmadan harekete geçilmelidir”
Obezitenin tedavisinde; doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, fiziksel aktivite ve egzersiz, davranış değişikliği tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi yöntemleri uygulandığını kaydeden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yılmaz Polat obezite hastalarının, hastalıklar gelmeden harekete geçmeleri tavsiyesinde bulundu.
Polat, “Obezite tedavisi hekim, diyetisyen, hemşire, psikolog ve fizyoterapist işbirliği içinde olduğu bir ekip tarafından yönetilmelidir. Obezite tedavisinde kullanılan yöntemler, bireyin kilosuna, yaşına, sağlık durumuna ve yaşam tarzına göre değişiklik gösterir. Öncelik her hasta için doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılmasıdır.
Bunun yanında fiziksel aktivite ve egzersiz ile desteklenmelidir. Gene de vücut kitle indeksi 30’un altına düşmeyen hastalarımız için gastrik balon uygulaması tavsiye edilebilir. Bu yöntem, kilo vermeye yardımcı olur ve obezitenin yol açtığı sağlık sorunlarının riskini azaltır” ifadelerini kullandı.
Obezite tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler de olduğunu, obezite cerrahisinin, diğer tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı durumlarda başvurulan bir seçenek olduğunu kaydeden Op. Dr. Yılmaz Polat, “Mide küçültme, midenin boyutunu küçülterek alınan kalori miktarını azaltan bir cerrahi yöntemdir.
Mide by-pass, midenin bir kısmının bypass edilerek ince bağırsağa doğrudan bağlandığı bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntem, midenin hacmini küçültür ve besinlerin emilimini azaltır. 60 yaşına kadar her bireyde bu yöntemler kullanılabilir” şeklinde konuştu.