Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü ile Erciyes Üniversitesi ortaklığında hazırlanan projeyle Türkiye'nin 20 ilinden toplanan farklı genotiplerdeki 250 ahlat ağacından gen bahçesi meydana getirildi.
Erciyes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydın Uzun, AA muhabirine, dağ armudu ve yabani armut olarak bilinen ahlatın merkezinin Anadolu olduğunu, aynı zamanda Doğu Avrupa ve Kafkasya'da da olduğunu belirtti.
Son dönemde yaşanan küresel iklim değişikliğine dikkati çeken Uzun, kuraklığa dayanıklı bir tür olan ahlat ağacının bu sebeple büyük önem taşıdığını belirtti.
Bu türün değerlendirilmesi için üniversite bünyesinde birtakım çalışmalar yaptıklarını anlatan Uzun, "Buradaki ağaçlar, ülkemizin ahlat ağacı popülasyonunun yoğun olduğu 20 ilinden toplandı ve çoğaltılarak, tekerrürlü olarak buraya aşılanarak dikildi. Biz bunları koruma altına aldık. Ağaçların üzerinde meyve özellikleri ve diğer morfolojik parametreleri inceliyoruz." şeklinde konuştu.
Uzun, aynı ağaçlarla Orman Genel Müdürlüğünün bünyesinde Burdur'da da bir ahlat bahçesi kurulduğunu dile getirdi.
Ahlat ağaçlarıyla ilgili Türkiye'nin koordinatörlüğünü yaptığı, İtalya, İspanya ve Fas'ın da yer aldığı bir AB projesi yürüttüklerini belirten Prof. Dr. Uzun, bu projeyle farklı bölgelerden toplanmış ahlat genotiplerinin kuraklığa toleransını bilimsel olarak test edeceklerini belirtti.
"Bu tür ağaçların erozyonla mücadelede kullanılmasında fayda var"
Doğada doğal olarak yetişen ahlatın değerlendirilmesinin ve tarıma kazandırılmasının önemine işaret eden Uzun, şu şekilde konuştu:
"Çalışmadan çıkan sonuçlarda, bilimsel bilgi yanında erozyonla mücadele kapsamında da bu ağaçlar kullanılabilecek. Burada seçilen genotipler özellikle meyve büyüklüğü bakımından öne çıkan genotipler. Özellikle kırsal kesimde ağaçlandırma ve aynı zamanda meyveli bir tür olduğu için doğal hayatı beslemesi anlamında ahlat ağacı önemli. Ahlat ağacı kırsalda yaşayan insanlara gelir getirici unsurlar da taşıyor. Bu tarz kuraklığa dayanıklı ağaçların erozyonla mücadelede kullanılmasının daha ön plana çıkması gerekiyor çünkü bölgeye uyum sağlamış, kök sistemi kuvvetli ağaçlar. O nedenle bu tür ağaçların erozyonla mücadelede kullanılmasında fayda var."
Ahlat genotiplerinin armut anacı olarak da değerlendirildiğini anlatan Uzun, Türkiye'de şu anda bu kadar geniş bir çeşitliliği barındıran ahlat koleksiyonu bulunmadığını sözlerine ekledi.