Bugün biraz duygusal olacağız.
Ne oldu yine diye merak edersiniz
Duyduklarımız artık tahammül sınırlarını iyice zorlamaya başladı.
Bu ne yahu
Nasıl bu hale geldik.
Trafikte tartışma.
Herhangi bir meselede hemen silahlı kavga.
Ticarette güvensizlik.
Kanaatsızlık.
Fırsatı ganimete çevirmede aç gözlülük.
Dolandırıcılık, ahlaksızlık azalacağı yerde artıyor.
Hele bazı TV kanallarında yapılan ve ahlaksızlığın dibe vurduğunu şahıslarıyla gösteren programlarda sanki bunları körüklüyor.
Bunlar bizim milletimiz mi diye üzülmemek elde değil.
Büyüklerimiz batılıları “İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi” diye anlatırlardı da inanmazdık.
Onların dini gibi yaşamaya başladık.
Freni boşalmış araba gibi gidiyoruz.
Nasıl duracağız bilemiyorum.
Sani duvara toslayıp duracağız
Herkes eleştiriyor.
Kendi penceresinden herkes haklı.
Ama ortada bir hoşnutsuzluk var.
Töremize, örfümüze, inancımıza uymayan yaşam tarzına çok hızlı meyletme var.
İş adamı Ahmet Aka kardeşim “Samimiyetsizlik çarpıyor bizi; elektrik, doğalgaz, benzin fiyatları değil!” diye paylaşım yapmış.
Maddeden fazla maneviyatımız zayıflıyor.
Yalnızlaşıyoruz ama farkında değiliz.
***
Faik kardeşim belki ders alırız diye alıntı olduğunu belirttiği Çanakkale Savaşlarının en kanlı günlerinde yaşanan şu hikayeyi paylaşmış.
Asker en iyi arkadaşının az ileride, kanlar içinde yere düştüğünü gördü.
Herkesin başını siperden çıkaramayacağı ateş altındaydılar.
Hemen komutanına koşarak: Komutanım, bir koşup arkadaşımı alıp geleyim mi? diye sorar.
Komutanı 'Delirdin mi?' der gibi bakar
Sonra da “Arkadaşın delik deşik olmuş. Belki de ölmüştür. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın! der.
Asker çok ısrar edince komutan da izin vermek zorunda kalır.
Asker yoğun ateş altında siperden fırladığı gibi yaralı arkadaşını sırtlayarak birliğindeki siperin içine getirir.
Komutan koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere dönerek:
Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim! Bak arkadaşın ölmüş...
Asker: Değdi Komutanım, değdi! der
Komutan: Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun? deyince, “Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz yaşıyordu. Onun son sözlerinde “'Geleceğini biliyordum!' demesi dünyalara bedeldi benim için.
***
Bu hikayeyi bizim ecdadımız yaşadı.
Biz omuz omuza Anadolu ya geldik.
Omuz omuza Anadolu’yu yurt edindik.
Böyle giderse zor günümüzde yanımızda kimseyi bulamayız.
Kar yağdı diye sebze ve meyve fiyatlarını ikiye üçe katlayanlar. Unutmayın!
Bir gün sizde sinek avlarsınız.
Sizde yalnız kalırsınız.