GÜZELLİĞİ GÖRMEK

.

Bir kral ve arkadaşları sarayda konuşurlarken, güzelliğin nerede olduğunu tartışmaya başlarlar.

Kimisi güzelliğin insanların yüzünde, kimisi ruhunda, kimisi bakan gözlerde olduğunu söyler. Kral pırlanta yüzüğünü çıkarır, hizmetçilerden birine verir. Yüzüğü ülkedeki en güzel kızın parmağına takmasını söyler.

Hizmetçi yüzüğü alarak ülkeyi dolaşır sırayla kızların parmağına takar, karşıdan bakar güzel olmadığını düşününce çıkarır. Yüzlerce, binlerce kişide dener. Sonra kendi oturduğu mahalleye gelir, kendi kızında dener.

Yüzüğü kendi kızının parmağına takınca yüzüğün çok yakıştığını düşünür. Kızını alarak kralın huzuruna gelir. Eğilerek selâmlar. Yüce kralım tüm ülkeyi dolaştım. Binlerce kişide bu yüzüğü denedim.

Sonunda gördüm ki, yüzük en çok bu kıza yakışıyor. Bu bir tesadüf mü, şaşırdım. Bu kız benim kızım. Kral, bir yüzüğe, bir de çalışmaktan çatlayan ellere sahip olan kıza, bir de hizmetçisine bakar. Ayağa kalkar.

Oradaki insanlar yüzüğün bu kızdan başka herkeste daha güzel duracağını düşünürler. Kral gülümseyerek yüzüğü hizmetçinin kızına verir. Hizmetçisine bakarak teşekkür eder.

Sen hepimize gerçekten merak ettiğimiz konuyu aydınlattın. Güzelliği gören, güzelliğe bakan göz değil yürektir. (İrfan HATTATOĞLU)...

Yaşamımız yaşadıklarımızla değil, beklentilerimizle şekillenir. (Bernard Shaw)...

Güzellik, ona bakan göze göre değişen çok boyutlu bir tablodur... Mısır'lı iş adamı çalışanlarından birine bir yüzük verir.

Evlâdım bunu götür, gümüşçüler çarşısında 100 altına sat der. Çalışanı yüzüğü çarşıda dolaştırır ama, sadece bir altın verirler. Mahcup şekilde geri döner. İş adamı bu sefer, aynı yüzüğü kuyumcular çarşısına götür kaç altın verirlerse sat der.

Çalışanı çarşıya gider ilk girdiği dükkanda 100 altın verirler. Sonraki dükkanda da aynı fiyatı verince yüzüğü 100 altına satıp altınları getirir. Çalışanı şaşkınlıkla iş adamına sorar. Efendim, nasıl böyle oldu anlayamadım.

İş adamı evlâdım altının değerini sarraflar anlar. Sen yüzüğü önce gümüşçüler çarşısına götürdün, onlar sadece gümüş işi yaptıklarından yüzüğün değerini anlayamadılar. Sarraflar çarşısında yüzüğün değeri anlaşıldı...

Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder. (Gazali)...

Güzellik ruhtadır. İnsana gerçek güzelliği veren ruhtur. Hepimiz modern zamanların yorgun savaşçılarıyız. Savaşa erken başlayan, cepheyi erken terkeden, kurşuna gerek kalmadan yaralanan askerleriz.

Çok hassas, çok kırılganız. Her zaman sıcacık sevgilere hepimizin ihtiyacı var. Başkalarının kusurlarını görmemeliyiz. İncitmeden, sarsmadan, sorgulamadan yaralara merhem olmalıyız. Her zaman şükretmesini bilmeliyiz. Kendimizle mutlu ve barışık olmayı öğrenmeliyiz.

Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıyız. Allah'ımıza inanmaya ve güvenmeye devam etmeliyiz. Allah'ımızdan istemekten hiçbir zaman vazgeçmemeliyiz.

Hayatı umutsuzluk içinde şikayet ederek geçirmemeli. Huzuru yanlış yerde değil, kendi içimizde aramalıyız...

SAYGILARIMLA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Köşe Yazıları Haberleri