Hatırlarsınız 1838 yılında İngiltere ile Osmanlı İmparatorluğu arasında Balta Limanı Ticaret Antlaşması yapılmıştı.
Balta Limanı Ticaret Antlaşması öncesinde ihracattan ve ithalattan %3 oranında gümrük vergisi alınmaktaydı. Antlaşmayla birlikte ihracattan %12, ithalattan ise %5 gümrük vergisi alınmaya başlandı. Ek olarak yerli tüccarlar %12 nispetinde iç gümrük vergisini ödemeye devam ederken yabancı tüccarlar bu vergilerden muaf tutuldu.
Rekabet ortamı yabancı tüccarlar lehine değişince Osmanlı pazarları büyük oranda yabancıların denetimine geçti.
Avrupa ile rekabet edemeyen Osmanlı esnafı yavaş yavaş faaliyetlerini durdurmak mecburiyetinde kaldı.
Osmanlı ham maddeleri daha fazla ücret teklif eden Avrupalı tüccarlara satıldığından bu ham maddelerin fiyatlarında büyük artışlar gözlendi. Bu yüzden esnaf ham madde bulmakta sıkıntı çekti hatta bazı ham maddeleri hiç tedarik edemedi.
Böylece devletin gümrükten elde edeceği gelirleri çok düştü. Osmanlı İmparatorluğu’nun dış borçlanması da bundan sonra başladı.
Sonrası malum.
Ecdadımızın kan ve gözyaşıyla yaşadığı yıllar.
Yaşatanlar İngiltere ile Fransa, İtalya ve Rusya.
Yani Siyonist ittifak. Haçlı ittifakı.
Bu hatırlatmayı niye yaptım?
Bu ittifak bugünlerde iyice hortladı da ondan.
Ne istiyorlar?
Ülkeniz içinde ve hakkınız olan Kıbrıs açıklarında sondaj çalışması yapmayın. Doğalgaz ile birlikte denizin altından kaynak oluşturacak madenleri çıkarmayın.
Hava Savunma Sistemi almayın.
Yerli silah üretmeyin. Hatta sebze-meyve ile hububat ve hayvancılık dahil hiçbir şey üretmeyin.
Bize borçlanın. Hepsini bizden alın.
Devleti ne yapacaksınız
Biz sizi köle yapalım. Terörle boğuşun, sınırlarınız yolgeçen hanı gibi bize açık olsun. İstediğimiz zaman bombalayalım. İstediğimiz zaman içerde bombalar patlatalım.
Her zaman ciğerleriniz yansın. Önemli olan bizim halklarımızın mutluluğu.
Zaten Sevr Antlaşması yapmıştık. Onu şimdi uygulayalım.
Görünen istekleri bunlar.
Sizce de bunlar değil mi?
Amerika ya bak: S-400 aldın yaptırım uygulayacağız.
Avrupa Birliği ülkelerine bak: Kıbrıs açıklarında sondaj yaparsan yaptırım uygulayacağız.
Yahu siz ne utanmaz, arlanmaz topluluklarsınız.
Bu yaptırımları nasıl uygulayacaksınız, niye uygulayacaksınız?
Yahu Türkiye zaten sizin açık Pazar değil mi?
Asırlardır bizi üretmeden tüketen toplum yapmadınız mı?
Ürettirmeden borçlandırarak kendinize muhtaç hale getirmediniz mi?
Başımıza bela ettiğiniz terörün katliamlarının yanında insanımızı yarı aç, yarı tok yaşar hale düşürmediniz mi?
Yaptırımları nasıl uygulayacaksınız?
Ürettiğiniz ve bize satarak para kazandığınız ürünlerinizi çöpe mi atacaksınız?
Parayı çok seversiniz çöpe atamazsınız ki. Sizin insanınız rahata alışkın. Tasarrufu bilmez. Yarı aç, yarı tok yaşamaz. Yaşayamaz.
Bizden önce onlar sizin başınıza bela olurlar.
1840’lar, 1900’lü yıllar çok geride kaldı.
İyi düşünün AB ye almadınız ya; Gümrük Birliği Anlaşmasının süresi zaten doldu. Uzatmayız. 3 milyon mülteci hazır bekliyor. Havadan, karadan, denizden size yollarız. Aklınızı alırız. İncirliği kapatırız.
Amerika senin de ayaklarını bağlarız.
Hadi deneyin.