Yahudiler, Rasülullah'la anlaşmayı reddetti,
Reisleri Sellâm harp istedi, savaşmayı emretti.
Bu harp diğer yapılan harplerin, en şiddetlisiydi,
Yahudilerin silahı çok, harbe hazırlar idi.
Kureyş bu harbi, büyük alakayla takip ediyor,
Müslümanların yenmesine hiç ihtimal vermiyor.
Yahudiler cansiper döğüşerek , harp ediyorlar,
Sanki harp meydanında ölmeyi tercih ediyorlar.
Çok hasta olmasına rağmen, Sellâm harbe katılmış
Natah kalesindeki erlere, komutan atanmış.
Naim kalesini Ebu Bekr, Ömer fethedememiş,
Ertesi gün sancağı, Rasülullah Ali'ye vermiş.
Yahudiler ne sulhu kabul etmiş, ne de islâmı,
Onun için Ali şiddettli bir döğüşe atıldı.
Bir ara döğüşürken elinde ki kalkan fırlamış,
Orda bir kapıyı söküp, kalkan olarak kullanmış.
Nihayet Ali, Naim kalesini teslim aldılar,
Ali'nin kahramanlığı sayesinde kazandılar.
Kamus kalesine hücum edilerek fethedildi,
Bu kalenin başındaki pehlivan yere serildi.
Ali, bihakkın hayber fatihi ünvanını aldı,
Gerçekten O, tüm harplerde görülmemiş kahramandı.
Birer ikişer yahudi kaleleri düşüyordu,
Vatih, Sülâlim kalesindekiler, sulh istiyordu.
Mahsüllerin yarısını vermeyi teklif ettiler,
Rasülullah yapılan bu teklifi kabullendiler.
Yahudi meselesi böylece hallolundu bitti,
Şimâldeki yahudi tehlikesi de halledildi.
Peygamber yahudiye ne kadar iyi davransa da,
Onların müslümanlara kinleri bitmiyor asla.
Hayber sulhundan sonra, Rasülullah birkaç gün kaldı,
Sellâm'ın karısı Zeynep, bir ziyafet hazırladı.
Bir koyun kızartması yapmış, sofraya getirmişti,
Hazret-i Peygamber bu ziyafetten şüphelenmişti.
Rasülullah bir parça alıp, yutmadan çiğnemişler,
Arkadaşının biri eti yutmuş zehirlenmişler.
Peygamber Zeyneb'i çağırdı, ne yaptığını sordu,
Zeynep inkâr etmedi. şöyle itirafta bulundu:
"O'ndan kurtuluruz, eğer bu zâd bir hükümdar ise,
O'na yememesi haber verilir, Hâk Peygamber'se,
Böyle bir tecrübe yaptım." cevabını verdiler,
Rasülullah bu korkunç olaydan, ceza vermediler.