Rasülullah hicretin altıncı yılı ashabına,
Kâ'be'ye gideceklerini ilân etti onlara.
Bu habere hem sevindiler, hem endişelendiler,
Müşrikler izin vermezler ise, nasıl girecekler.
Rasülullah bu endişeyi de ortadan kaldırdı,
Mekke'ye silahsız gidileceğini açıkladı.
Ashaba Kâ'be'ye gidileceği ilân edildi,
Muhacir ve ensar, bin dört yüz kişi ihrama girdi.
Kurban edilmek üzere, yetmiş deve götürdüler,
Böyle giden insanlara ne diyebilir müşrikler.
Zilkade ayının başı idi, muhacir ve ensar,
Ve onlara katılan arap kavmi, yola çıktılar.
Rasül-i Ekrem, Kasvâ adında devesine binmiş,
Önde Kâ'be ziyaretçilerine refakat etmiş.
Kureyş, Rasülullah'ın hac ve ziyaret maksadıyle,
Mekke'ye geldiğini duymuş, telaşlanmış korkuyla.
Acaba neden geliyor diye telaşa başlanmış,
Ziyaret amacı da olsa asla sokmayacakmış.
Halbuki onlar Kâ'be'yi ziyarete geliyorlar,
Yola devam ediyor, Usfan'a gelip duruyorlar.
İki taraf birbirlerine elçiler göndermişler,
Fakat şu müşrikleri asla ikna edememişler.
Kureyş onların harp için gelmediğine inanmış,
Nedense inat edip, asla kabul etmiyorlarmış.
Bir kere Kureyş, onları sokmama kararı almış,
Eğer kabul edilse itibarı kaybolacakmış.
Rasülullah son olarak Osman'ı elçi gönderdi,
Bu da Kureyş'le müzakereyi sağlamak içindi.
Hazret-i Osman, Eban bin S'ad ile birlikte gitti,
Kureyş'e Rasülullah'ın maksadını izah etti.
Kureyş O'na, istersen gelmişken sen tavaf et dendi,
O'da Peygamber olmazsa asla cevabını verdi.
Biz kurbanlarımızla toptan tavaf etmeye geldik,
Tavaf yapıp kurbanlarımızı kesip gidecektik.
Kureyş inatlaştı, tekliflerini kabul etmedi,
Görüşme bir hayli uzadı, netice verilmedi.